Ölüme beş

16 0 0
                                    

Bu akşam hiç iyi hissetmiyorum kendimi, acaba gitmesem mi halı sahaya.. 'Efendim Nihat...Abi bugün beni affedin ya, bi yorgunluk var üzerimde, değil koşacak yürüyecek halim yok. ....Tamam tamam gelicem ilerde dururum öyle koşmamı falan beklemeyin'...
'Aslında her hafta bu halı saha futbol maçları olmasa spor yapacak halim yok ama bugün yorgunum. Nihat adamları toplayamamış, az adam varmış mecburen gidiyorum. Aslı sen kapıyı kapar çıkarsın.' Acaba haksızlık mı yapıyorum bu kıza, evliliğin benimle olmayacağını söylemeliyim. Dönüşte evde olursa konuşmam lazım yoksa kendi zevklerim için onu oyaladığımı düşünecem..
'Geldim Nihat, ben hangi takımdayım'..
...
Bu maskede ne,Allahım başım çatlıyor, ağrıdan.. Bu müzik sesi de ne...
'Gözlerini açtı, gözlerini açtı'
'Oğlum, senin ne işin var burada Allah aşkına burası neresi'
'Babacım dün halı sahada kalp krizi geçirmişsin, Nihat abi seni hastaneye yetiştirmiş, o kurtarmış. Doktor eğer Nihat amca getirmese....' dedi ve ağlamaya başladı Yağız. Oğlumu ilk defa bu kadar üzgün gördüm. 'Hey koca adam bak ayaktayım, seni bırakırmıyım.' Yavaş yavaş anlamaya başlamıştım. Akşam oynadığım halı saha maçında bir ara nefesimin kesildiğini farketmiştim sonra da kendimden geçmişim. Anlaşılan Nihat yetiştirmiş beni hastaneye. O alışık ambulans şoförlüğüne, geçen ayda Önder abiyi yetiştirmişti, ama o benim kadar şanslı değildi..
'Nihat, o elindeki çiçek ne, hem ambulansla yetiştirdin hemde çiçekle ziyaretimemi geliyorsun. Sen ölüme beş kalanları takımdan çıkarsan iyi edersin. Oğlum ağlama tamam boşboğazlık ettim, senin ne kabahatin var. Sağlık raporu isteyecek halin yok. '
' Barış çok korktum ya, Önder abiyi hatırladım, bir de Yağız geldi aklıma. Seni hastaneye getirirken okumadığım dua kalmadı hatim indirdim. Üstüne bir de hastanede Yağız'ın, Nihat abi babam beni bırakıp gitmez demezmi, senin için az dua okumadım hayvan herif.' 'Anladık anladık ta o çiçek nesi'.
'Sabah bir kadın geldi. Facebook'ta ben seni etiketleyip dua edin diye yazınca hastaneye koşmuş. Yoğun bakımdan iyi haberini alıncaya kadar bekledi. Doktor senin yırttığını söyleyince sevindi dışarı çıktı bu çiçeği alıp gelmiş. Yağız'ı öptü babanı sakın bırakma dedi ve gözleri ağlamaklı gitti.' ' Kim olum bu, ben niye tanımıyorum' 'O'mu! O benim hayatta tek gerçek sevdiğim, ama sevdiğimi yıllar sonra anladığım sevdiğim, Esin...'
   'Esin küçüktü onunla tanıştığımda, üniversiteye gidiyordu cıvıl cıvıldı. Sabaha kadar sevişiyorduk kollarımda uyuyordu. O kadar mutluydum ki hayatta sadece o vardı benim için.. Bu arada ailem evlenmem için baskı yapıyordu. Evlilik teklif ettim, daha erken dedi. O benden daha akıllı davrandı hep. Ailesi kabul etmedi evlenmemizi doğal olarak ve ben ayrıldım ondan. Ama hep O'nu sevdim, O'da beni..Yıllar sonra face'de buldum, ben boşanmıştım o evliydi. Birbirimizi hala sevdiğimizi farkettik, ama ayrılmalıydık çünkü o evli ve iki çocuk annesi..'
  İçeriyi derin bir sessizlik kapladı, Yağız yatağımın yanında sandalyede oturmuş, başını yatağa elimin üstüne koymuş uyukluyordu, anlaşılan gece boyunca uyumamıştı.
Nihat sessizliği bozdu 'Abi bu hikayeni hiç bilmiyordum.' dedi. 'Esin benimleyken hiç gerçek birleşme yaşamadık biliyormusun. Çünkü ben onun kadınlığını evleneceği kişiye saklamasını istiyordum, o ise sen bilirsin diyordu. Yıllar sonra bunu söyleyince O'na ne dedi biliyormusun?!' 'Ne dedi' dedi Nihat gülümseyerek. 'Geri zekalı dedi.' dedim ve bastık kahkahayı. Yağız gülüşmemize kalktı. Gülümseyerek baktı, saçlarını okşadım. Tanrının verdiği en güzel armağandı bana. 'Oğlum sen nerden duydun nasıl geldin' dedim. 'Nihat abi aradı, annem getirdi.' 'Annen mi! Nerede şimdi!' ' Kadıncağız sabaha kadar bekledi, yoğun bakımdan çıktığını odaya girdiğini duyunca Yağız'la başında bekledi, sen uyanınca işe gitmesi gerektiği için çıktı.' Nihat'ın yine abla krizi tutmuştu. Benim onunla tekrar biraraya gelmem için çırpınıyordu. Kaç kere terslemiştim, şimdi bilerek konuyu Yağız'ın yanında açıyordu. Nihat bakışlarımı görünce eski karımın reklamlarına ara verdi. Fırsatını bulduğunda reklamlar devam edecekti.
'Aslıııı, hoşgeldin. Ağlama lütfen.' Evet ya Aslı diye bir sevgilim vardı, dün bütün gün sevişmiş, harika bir gün geçirmiştik. Sonrada ben halı sahaya gitmiştim. Ona da Nihat haber vermiş olmalıydı. 'Aslı sil bakayım şu yaşları, sen işe gitmedin mi?' 'Geceden beri burada' dedi Nihat. Anlaşılan Nihat hayatımdaki bütün kadınların sözcülüğüne soyunmuştu. 'Nihat'cım teşekkür ederim.' deyince Nihat ikinci kez püskürtülmenin verdiği şaşırmışlıkla yüzüme bön bön baktı. Bu çocuğun suç işleme özrü vardı. Anlaşılan gece baya renkli geçmişti: Ask resmi geçiti...
Aslı gece gelmekle kalmamış annesini de çağırmıştı. Müstakbel kayınvalidem kapının aralığından içeri süzülürken cafede emrivaki tanışmamızdan sonra ikinci kez görüşüyorduk. Nihat bütün sevimliliğiyle bana baktı ve 'Hoşgeldiniz anneciğim' diyerek kadının eline yapıştı. Kırklı yaşlardaki kadın, anne denilecek yaşta olmadığını düşünerek elini çekti. Nihat kendini o kadar kaptırmıştı ki az daha yere kapaklanıyordu. Nihat çılgınca bir zevkle hareket ediyordu, toparlanır toparlanmaz Aslı'ya 'Hoşgeldin yenge' diye saldırdı. Ağlamaklı kız gülümseyerek Nihat'a sarıldı. Yenge sözü Aslı'nın hoşuna gitmişti. Yağız'la ben şaşkın gözlerle Nihat'ın yaptıklarının son bulmasını bekliyorduk. 'Hoşgeldiniz efendim.' dedim Aslı'nın annesine. Kadın kendi yaşında bir herifle çıkan kızının başına gelenlere kızgınlık ve acımayla bakıyordu. Aslı yirmidokuz yaşında esmer uzun boylu siyah saçlı mankenlik yapıyordu. Tanıştıktan sonra bir arkadaşımın uluslararası şirketine sokmuştum. Bir süre o şirkette ve bir şirkette müdür olmuştu. Yaklaşık beş yıldır beraber yaşıyorduk. O günün birlikteliğimizin son günü olduğunu bilmiyordum. Aslı'yı o günden sonra bir daha görmedim, hastaneden çıktığımda evdeki eşyaları toplamış ayrılmıştı. Sonra'dan Aslı'nın o şirketin sahibi arkadaşımla evlendiğini duyduğumda için burkuldu. Sanki bütün sevgililerim evlenmeyecek ve benim etrafımda olacaktı.
Yaklaşık beş gün sonra iyileşmiş olarak eski eşim Hatice, Yağız ve sevimli arkadaşım Nihat'la birlikte evime geldim. Doktorlar kalp krizinin nedeninin aşırı yorgunluk, uykusuzluk olduğunu söyledi. O gün Aslı'yla yaptıklarımızı bilmedikleri için sigara içki kullanmayan birinin kriz geçirmesini anlayamıyorlardı.
'Nihat yarın ofisi sen aç, o yeni aldığım muhasebeci kızda izinden dönecekti. Kardeşi hastaneden bugün çıkacaktı. Yarın işe başlayacak. Ben iki üç güne gelirim ofise, o zamana kadar telefonları not etsin, önemlileri bana bildirsin. Anahtarın birini ona ver.' 'Tamam abi, Yağız'la yengemi ben bırakırım.' Bu adamın yenge takıntısı beni öldürüyordu. Yağız sarıldı, herzaman ki gibi beni ısırdı. Hatice üzgün bir ifadeyle baktı 'Hadi iyi bak kendine, fazla yorulma Yağız üzülüyor. Onun sana ihtiyacı var.' Bu kadın ne zaman laf sokmaktan vazgeçecekti, Esin hariç hayatıma giren bütün kadınların ortak özelliği buydu herhalde. Nihat Hatice'nin arkasından gülüyordu. Nihat kapıyı açtı ve 'Geç Yağız, Yenge'cim buyur. Sen de dikkat et kendine ortak' dedi. Kapıya yöneldiğimde Nihat kahkahayı patlatmıştı. Hala apartmanın içinde dikkat et kendine diyordu ve gülüşüyorlardı. Sinirle kapıyı kapatırken daha sonra hayatımı alt üst edecek onu gördüm.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 07, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ÖLÜME BEŞ SEVGİYE ON VAR...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin