Bitirdiğin çalışmanı kenara koyup ayağa kalktın . Sen ünlü bir ressamdın ve şu an özel bir çalışmayı bitirmiş bulunmaktaydın . Tamamen kendi tarzında takılırdın . Çalışmaların kapış kapış giderdi . Aldığın parayı ise her zaman olduğu gibi bir hayır kurumuna bağışlardın . Yine bir sergi ve açık artırma için Kore'ye gidiyordun . Uçağın gece vakti piste indi . Gece yolculuklarını severdin . Çünkü etraf genellikle sessiz sakin olurdu . Konumuza dönelim . Kore'ye gitmenin bir diğer nedeni ise senin resimlerinin kıyafetlere işlenip defile de sergilenecek olmasıydı. Havaalanında yürürken kalabalık dikkatini çekti sonradan anladın ki bunlar seni karşılamaya gelen resim severlerdi . Yanlarına gittin . Yarısı çekik gözlü yarısı ise büyük gözlüydü . "Merhaba " dedin türkçe daha sonra ise korece , almanca , japonca , çince , ingilizce , ispanyolca ve fransızca . Aslında o kadar çok dilde merhaba demeyi biliyordun ki sayılamazdı bile . Her gittiğin ülkede temel kelimeleri öğrenirdin . Onlarda hep bir ağızdan merhaba deyince gülümsedin . İmza isteyenlere imza verip , resim isteyenlere de çekinip yanlarından ayrılacaktın ki . Aklına gelen şeyle durdun ve konuşmaya başladın . "Yarın bir imza günü gibi bir şey var konser alanında olacakmış sanırım ve birde seyircilerin önünde resim yapıp şanslı bir kişiye hediye edeceğim gelmeyi unutmayın " deyip bu sefer gerçekten de uzaklaştın . Oteline yerleştin ve derin bir uykuya daldın .
Sabah erkenden kalkıp bugün ki kıyafetlerini ayarlamaya başladın . Öyle tasarımcıydı kuafördü uğraşmazdın saçını makyajını her zaman sen yapardın . Sonuçta yeteniklisin elinden her iş geliyor .
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hemen kendine ressam tarzı oluşturup giydin . Saçını ise hafif bir maşa yaptın . Makyaj ile hiç uğraşmadın bile sen doğuştan güzeldin makyaja ne gerek var . Hızlıca imza gününün olacağı konser alanına ilerlemeye başladın . Oraya vardığın zaman duydukların seni şaşırtmıştı . Çünkü yapacağın imza gününde şarkıcı, dansçı veya senin gibi bir çok ressam koreli ünlü bulunacakmış ve sen bunu yeni öğreniyordun . Kafaya çok takmayıp konser alanını inceledin . Fazla büyüktü ama yarısı bir pano ile kapatılmış ve büyüklüğü yarıya indirilmişti . Getirilen tuval ve boyaları inceledin . Tamda istediğin gibiydi . Ama fazladan bir kaç tuval daha vardı . Onların ne için olduğunu sorduğunda ise şu cevabı almıştın ; "Onlar sahneye davet edeceğiniz konuklarınız için (adın) Hanım " Ahh demek bir de sahneye konuk alacaktın . Onada tamam dedin . Çünkü sorun çıksın istemiyordun . Bir süre sonra seni dinleneceğin odaya götürdüler . Ve kısa bir bekleyişten sonra içeri davet edildin . Sahneye çıktığın zaman yüksek çığlıklar koptu . Gülümsedin ve selam verdin . "Öncelikle merhaba hepiniz iyisinizdir umarım " dedin ardından gene bir çığlık tufanı . Sonra devam ettin "Bugün sizlere bir süprizimiz var . Bugün sormak istediğiniz 10 soruyu cevaplayacağım ve daha önce bunu hiç yapmadım " deyip güldün ve tekrar devam ettin "eminim ki hakkımda bilinmeyen çok şey ortaya çıkacak . O zaman başlayalım . Önce sorularınızı mı sormak istersiniz yoksa süprize mi geçelim ?" Koca topluluğun kararı sorudan yana olmuştu . "Tamam o zaman ilk soruyu alayım " dedin o sırada arka taraflardan genç bir kız ayağa kalkmıştı . "Merhaba ben dün sizi karşılamak için havaalanındaydım ve o zaman bize 7-8 dilde merhaba dediniz . Acaba kaç dil biliyorsunuz ?" "Ah güzel bir soru . O zaman cevaplıyorum. Türkçe zaten ana dilim İngilizce'yi de ana dilim kadar iyi bilirim . Almanca'mda İngilizce'm ve Türkçe'm kadar iyidir . Onun dışında bu aralar Fransızca'ya çalışıyorum . Aslında sadece bu kadar bunların dışındakiler ise sadece sergi için gittiğim ülkelerde öğrendiğim temel kelimeler " Dediklerinden sonra konser salonunda uğultular artmıştı . "O zaman ikinci soru " bu sefer el kaldıran ufak bir erkek çocuğuydu . "Benimle evlenir misin ?" Diye sorduğunda kahkaha atmıştın . "Büyüyünce belki olabilir " dedin ve gülmeye devam ettin . 3-4 derken sıra 10.sorudaydı . "Evet 10. Sorumu alayım " bu seferde genç bir erkekti "Beni hatırladın mı ?" Bu soru şaşırtıcıydı "İsmini alabilir miyim ? Ya da nereden hatırlamam gerektiğini söylersen eğer " "Adım Mert ve kolejden hatırlaman gerek sanırım hem bir insan en yakın arkadaşını nasıl unutabilir ki" bunların tamamı Türkçe idi . Sonradan aklına gelen mazi gözlerini doldurmuştu . Mert senin en yakın arkadaşlarından biriydi ve o sana resmi sevdiren kişiydi . "Mert sen gerçek misin ?" "Tabiki de şu an tam karşındayım . " "Gel buraya ya " deyip sıkıca sarılmıştın . Konser alanı sessizleşirken her göz sizi izliyordu . Daha sonra konser alanına dönüp tanışma hikayenizi anlatmaya başladın. "Bu kıvırcık insan benim ortaokuldan arkadaşım . Kendisi resimden nefret eden bir kızı ressamlık yoluna itmiş bir kişilik . Evet doğru tahmin çocukken resim derslerinden nefret ederdim . Bana resmi sevdirdiği için ona çok teşekkür ederim " deyip sıkıca sarıldın . "Evet Mert sen şuraya otur bizde süprize geçelim " "Şimdi seyircilerimizin arasında 2 ünlü , 1 orta yaşlı arkadaşlarımızdan birini ,1 tane de genç kız , bir tane de küçük kardeşlerimizden birini sahneye bekliyorum " Sahneye gelenlere şöyle baktın . "Lütfen şuralara oturun " dedin ve arkaya dizilmiş tuval ve sandalyeleri gösterdin herkes oturmuşken büyük ihtimalle ünlülerden biri ayakta kalmıştı. "Ah sanırım siz ayakta kaldınız demekki siz bizim modelimiz olacaksınız . İsminizi alabilir miyim acaba ?" "Evet sanırım öyle oldu ve ben Exo'dan Chanyeol " dedi ve eğildi "Ahh sanırım sizin kültürün eğilme özelliğine pek alışamayacağım " deyip kendi sandalyene oturdun . "Şenol acaba beyefendiye bir sandalye ayarlayabilir misin?" Şenol senin ekibindeki yardımcılarından biriydi . Şenol başını salayarak onayladıktan kısa süre sonra sandalye ile geldi . Teşekkür edip . Modelinin nasıl durması gerektiğini göstermek için yanına gittin . "Ellerini şuraya bacak bacak üstüne kafa dik omuzlar dik hıh oldu şimdi çok hareketsiz bir şekilde bana bak tamam . Arkadaşlar modelimiz hazır ama onu çok yormamak adına hızlı olmalıyız hepimize 15 dakika veriyorum . " deyip hızlıca yerine koştun ve oturdum daha sonra ise aynı şekilde hızlıca silüeti oluşturduktan sonra detaylara girişip 10 dakikada bitirmiştin . Sana bunlar bebek oyuncağı gibiydi . El alışkanlığı ile hızlıca bitirmiştin hafızandan dolayıda çok mankene bakmak zorundada değildin o yüzden hızlıca bitirmiştin . "Ne durumdasınız gençler ?" Diye sordun "15 dakika da imkanı yok yetişmez " diyordu birisi "Bence de yetişmeyecek "diye onaylıyordu diğerleri Bir süre sonra sürenin bitiğine dair bip sesleri çıktı . Daha sonra herkes sırayla tuvallerini seyircilere döndürüyordu her resmin sonunda koca kahkaha tufanları ortaya çıkoyordu . en son sen döndürecektin ve sıra sana gelmişti . Resmin tüm göz alıcılığı ile seyircilere dönüktü . Herkes şaşkınca sana bakıyordu "Bu kadar şaşırmayın canım . " deyip tebessüm ettin. "Evet bu resmi size veriyorum ve imza bölümüne geçiyorum" diyerek resmi adının Chanyeol olduğunu öğrendiğin kişiye verdin. Sırayla gelenlere imza verip konuşuyordun . 2-3 saat sonra imza günü bitmişti. Sen ve k-pop ünlüleri bir köşede oturmuş konuşuyordunuz . "Neden resim derslerinden nefret ederdiniz ?" "Sizli konuşmaya gerek yok samimi olalım . Resim derslerini sevmezdim ve bunun en büyük sebebi gıcık resim öğretmenimdi . Hatta lise de resim derslerinden nefret ettiğim için müzik seçmiştim ve işin kötü yanı sesimde güzel değildi . " Araya karışan bir adet Mert neden çünkü Mert ile arkadaşlığınız lise yıllarında da devam ettiği için her anıyı biliyordu "Hiçte bile gayette sesin güzeldi . Sen kötü biliyordun . " "Ee o zaman neden sınıfta bana şarkı söyletmezlerdi "onu best friend'in ayarladı " "Niyeymiş o ?" "Çünküm sınıfınızda milyon tane sana asılan insan vardı bir de sesin güzelken sana şarkı söyletip de seni onların önüne mi atsaydım . Sonra mazallah sesine falan aşık olurlar hiç çekemem böyle şeyleri " deyip gülmüştü . Mert nasıl bir tipti sana anlatayım ; O kıvırcık sarı saçları ve boncuk boncuk mavi gözleri ile şirinlik abidesi bir insandı . Kanka'ların en iyisiydi . Ama bir süre sonra yollarınız ayrılmak zorunda kalmıştı . Ve daha sonra ise hiç görüşememiştiniz . "Bir şey diyeyim mi Mert?" "De hadi bakalım ?" "Sen varya adamın dibisin !" Deyip beşlik çakmıştınız . Çevredeki idoller sizi izliyorlardı. "Neyse lise anılarını bırakalım lütfen " deyip gülümsedin "Niye bırakıyormuşuz cadılıkların ortaya çıkar diye mi korktun " deyip kahkaha atmıştı "Hiçte bile hem ben gayette hanımefendi bir kızdım lisedeyken . Resmen bir leydi " deyip klasik prenses el selamlamasını yaptın . "Lise anılarınızı anlatsanıza " demişti bir kız idol . "Bende anı çok . Hatta unutmayım diye bir deftere yazdım " dedi Mert "Yok hiç anlatıpta sizi sıkmayalım "deyip sırıttın . "Yok canım ne sıkılması bence de anlatın" bunu diyen resmini yaptığın kişi yani Chanyeol'dü . "Şimdi size anlatsam bu ikisi aynı kişi mi diye sorarsınız o derece " Mert resmen dalga geçiyordu . "Tamam haylaz bir çocukluk ve gençlik geçirmiş olabilirim ama onlar benim damarıma basıyorlardı normaşde ben gayet sessiz sakin bir insandım " "Bakalım öyle miymişsin ?" Bunu diyende Chanyeol'dü . "Başlıyorum o zaman . Şimdi bizim sınıfta bir çocuk vardı ama maşallahı da vardı ve bu çocuk habire (adın'a) sataşırdı . Birgün bu yine (adın'ın) damarına basmış . Bizimki de 'çıkışa gel çıkışa' demiş ki türk milletinde genel kavga başlatıcı sözdür kendisi . Eğer sen çıkışta beklemezsen tırsak olursun ama genellikle bu sözü erkekler birbirlerine söylerler " işte burada bölmen gerekiyordu . "Kadın erkek eşitliğinin olduğu bir ülkede yaşıyoruz . Bu da demek oluyor ki erkeklerin yaptığı her şeyi bende yapabilirim ! Bak gene feminist tarafım uyandı gerçi hiç durmuyor ki . Ayrıca ülkemiz senin gibi hödüklerle kaynadığından dolayı bir Kıvanç bir Burak bir Kenan bir Çağatay zor yetişiyor . Allah'ıma bin şükür kendileri gibi beyefendiler de az olsalarda var!" (Saydığım adlar hep ünlü ismi ) "Ne malum onların hödük olmadığı " Bu sefer konuşan exo'dan biriydi "Fahriye ile Burak yeni evlendiler . Hiç te hödük bir insan değil bikere . Ah ah bir Burak'ta bize nasip etse keşke allahım . (Ya şimdi ben böyle ünlü ismi yazdım ama sever misin sevmez misin bilemediğimde dolayı bende en sevdiğim ikiliyi yazdım sorun olmaz inşallah) hem oyuncu adamın neresi hödük olsun ! " deyip noktaladın . "Neyse ben devam ediyorum işte bizimki bunu çıkışa çağırıyor ve allah ne verdiyse dalıyor . Çocuğun ağzıyla burnu yer değiltiriyor . Ve bu olaydan sorna bir kere bile (adın'a) sataşmadı " deyip güldü "Adamı hasta etmesinler alırız ense tıraşını " dedin "Değişik bir kızsın " demişti kızlardan birisi "Normal bir kız olmadığımı biliyorum . Zaten olamamda . Her kıza yapıldığı gibi yani prensesler gibi yetiştirilmedim . Kendimi bildim bileli silah kullanan bir insanım çünkü askerlerin arasında büyüdüm denebilir annemde babamda askerler annem kumandan gibi sayılabilir babamda annemden bir kaç mevki yukarıda . " bu dediğimle herkes şaşırmıştı nereden bilebilirlerdi ki karşılarındaki zarif kızın silah kullanabileceğini "Ee ressamlığa nerden bulaştın " "Kendim istedim denebilir aslında . Bu arada ismin Chanyeol'dü değil mi ? Sahnede umarım sizi çok yormadık çünkü modellik zordur ?" "Ah doğru adım Chanyeol ayrıca merak etmeyin yorulmadım . Hatta çok zevkliydi bile denebilir çünkü nasıl sonuçlar çıkacağını beklerken zaman su gibi akıp geçti " dedi gülümseyerek . "(Adın) hanım artık gitmeliyiz " bu gelen Şenol'du "Tamam Şenol, görüşürüz yarın defile ve sergi var hepiniz davetlimsiniz gelmek isteyene bilet ayarlatırım hemen , kapımız her zaman açık değil mi Şenol " deyip Şenol'e baktın bu bakış 'çabuk bilet ayarla şenol s*çtık ' bakışıydı "Evet (adın) hanım ayarlarım hemen " dedi ve ardından çekip gitti sende arabana bindin ve oteline gittin . Sabah yine erkenden kalkmıştın . Hemen hazırlandın . Bugün daha şık olmalıydın o yüzden şunları giydin , saçlarını ise dünkünden daha belli olacak şekilde yine bukle yaptın . Bu sefer ise ince bir eyeliner tercih etmiştin makyaj için .
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Serginin olacağı salona geçtin . Resimler gelmiş sağ salim yerlerine yerleştirilmişti . Her şey tamamdı . Bir de yan tarafta ki defilenin olduğu alana gidip baktın . Orada da her şey tamamdı . Senin için hazırlanan odaya geçtin . Ve dinlenmeye çalıştın çünkü dün ve bugün çok koşuşturmuştun . Bir süre sonra kapı çaldı ve içeriye exo ve bir iki grup daha girdi . "Ah hoşgeldiniz !" Deyip gülümsedin ve geniş koltuklara oturdunuz . "Birazdan başlayacak sergi, heyecanlı mısın?" "Sayılır " dedin "Abi kız alışık ne heyecanı " demişti içlerinden birisi "Sergi başlamak üzere ardında açık artırma olacak efendim " demişti bir çalışan . Hepiniz ayaklandınız . Konukların gelmişti . Hemen açılış konulamnı yaptın ve sergi başlasdı . Etrafta bir sürü insan varken sen ise konuklarınla ilgilenmek için oradan oraya koşuşturuyordun. Bir süre sonra sergi kapatıldı ve açık artırmaya geçildi . Açık artırmada bitince defileye gelmişti sıra . Herkes koltuklarına oturmuştu ve şansına yanına exo düşmüştü ve tam yamacında Chanyeol vardı . Ona bakıp gülümsedin ve önüne döndün . Daha sonra ise bir bir mankenler gelmeye başlamıştı . Nerden bilebilirdin ki resimlerinin bikinileri süsleyeceğini ! Ah salak kafan ah . İçinde istemsiz ve gereksiz bir kıskançlık oluşurken . Chanyeol'e döndün fakat Chanyeol kızları gözüyle yemekteydi . Bu daha çok sinirlendirmişti seni . Neden sinirleniyordun ki ? Bu çok saçma değil miydi sence de ? Belkide ilk başından beri ondan hoşlanıyordun . Ama bu ilişki yürümezdi . Çünkü sen buraya sadece defile için gelmiştin ve geri dönecektin .
Kısa bir süre sonra erkek mankenler gelmeye başlayınca Chanyeol'ün yaptığını yapıp onları gözünle yiyemeden gözlerin Chanyeol'ün elleri tarafından kapatılmıştı . Hatta bir süre sonra ayağa kaldırılıp balkona çıkarılmıştın . Chanyeol hiç beklemeden "Senden hoşlanıyorum " demişti ve sen donup kalmıştın. "Bizden olmaz" "Nedenmiş?" "Ben kısa süre sonra Türkiye'ye geri döneceğim . Her türlü ayrılacağız . " "Gitmene izin vermiyorum !" Deyip seni sırtlandığı gibi arabaya bindirmişti . Nerede görülmüştü bir ressamın kendisi ile alakalı olan bir defileyi terk ettiği ! Bir arabaya bindikten sonra bir eve gelmiştiniz .
"tamam kabul ediyorum bende senden hoşlandım ama ilk dakikadan insan kaçırmak sana hiç yakışıramadım . " deyip kendi kendine söyleniyordun . "Barış mı imzalamak istiyorsun ?" "Evet lütfen " demiştin "Tamam o zaman " deyip indirdi seni "Sen burdan biryere gitme bende seni sırtıma almayayım anlaştık mı ?" "Anlaştık " dedin ve elini sıktın . Hadi bakalım büyük bir macera seni bekliyor .