Bilmeyecek...

7 0 0
                                    

Ben herşeyi seninle öğrendim. Bunu sakın unutma. Senden nefret ettiğimde bile bunu bana sen öğretmiştin. Çünkü sende bunun farkındaydın, nefret ede ede seviyordum seni ve bizi. Herşeyi sen öğrettin dedim ya, birçok şeyi de sen unutturdun bana. Yaşadıklarımı, kaybettiklerimi, ağladığım geceleri, babasızlığın boşluğunda sürüklenmenin acısını sen unutturdun. Sonra birden sol elin dokundu kalbime. Yaktın, kırdın hatta belki de erittin sıcaklığınla sakladığım umutlarımın zincirini. Bir saray kurdun oraya, en göz alıcısından. En heybetlisi. Kimse yıkamazdı, buna öyle çok inandırmıştın ki kendini, beni. Emindim anlıyor musun? Varolduğum kadar emindim buna. Sonrasında bir kıyamet koptu kalbimin tam ortasında. Ölenler oldu, yaralananlar.. Ama ben en çok kendi duygularımın gözlerimin önünde eriyip bitmesine ağladım. En çok kendime. Farkettim, bu sevginin yıkılmayacağına o denli inanmıştın ki, o denli hırslıydın ki kendi ellerinle mahvettin herşeyi. Sol yanımı sen yıktın, yaktın. Egoların yüzünden. Bencilliğin yüzünden. Şimdi bu gözlere tekrar bak. Tanıdığınla aynı değil, değil mi? Sevdiğin kadın sana böyle bakmazdı, değil mi? Yaktığın yerlerin, anıların, duyguların küllerinden doğdu bu kadın... Tanımıyorsun, tanımayacaksın. Kimse tanımayacak. Bir kez canım yandı ve bir daha yanmayacak. Bir saray daha kurulmayacak, bir daha gönül bağımlılığım olmayacak. Bu kadın, bu kadının gözleri daha fazla ateş saçmayacak. Bir daha, bir daha kimse senin yakıp yıktığın gibi bir devir başlatamayacak. Sanırım, sabrım bir kez daha sınanmayı kaldırmayacak. Üzgünüm, fakat bu kadın eskisi gibi içten bakmayacak.. Ve o adam, nasıl bir devri kapattığını asla anlamayacak..

Papatyalı KadınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin