Zavalı olmak bizi ne zaman kűçűk asalık bir yaratığa çevirdi. Yaptığım iyìlikler ne zamandır kötü hissetirir oldu? Kendimden nefret etmemi sağlayan o insan simdi nerede?
Pınar çağlayan ben , on yıldır hastane köselerinde sürünüyorum. bir odadayım haraketsizce yatıyorum on yıl ne demek benim dilimde çocukluğumu yaşamamak, hayatan kopuk biliçsizce bu yatakta yatmak, geceyi yaşayıp, gün ısığını görememek.
Ben öldüm.Annem kabulenmedi 10 yıldır basımda bekledi sırf şu lanet olası gözlerimi açıp ona tekrar 'anne' demem için. O da biliyordu ölmüştum ben sadece kabul edemiyordu. Nasıl kabul etmesini bekleyebilirdim ki evin en küçük kızıydım. Babama gözünde evin neşe kaynağıydım, ablamın Gözünde tatlı bir baş belaşının tekiydim. Şimdi burda böylece yatmam nasılda acı veriyordur. Annemin ağlamasına dayanamazken onun yüreğine koçaman bir acı bırakmıştım...
Saçımda bir el hissetim, anlımda sıcak bir buse nedense çok garip hissetim. Oda da biri vardı ama kim olduğunu bilmiyordum.
'Ne zamandır böyle yatıyor? 'diye sordu sesi bayığı güzeldi, tekrar saçımda bir el hissetim saçımı oksuyordu bu sefer. Ne cüretle bana dokunuyordu, beni öpüyordu. Burda böyle haraketsizce yatmasaydım göşterirdim ona bana dokumak neymiş öğrenirdi.
'1 yıl oldu Cem Bey' Dedi, bu ses doktorum Levet Amcanın sesiydi. adın Cem olduğunu öğrendim adam sonunda ellini saçımdan çetmişti. kimdi bilmiyorum ama bana dokunmasını iştemiyordum.
'1 yıl mı? Bunu ona kim yaptı cabuk söyle onu bu hale kim gatirdi cevap ver?' diye kükredi, sesi o kadar korkunç çıkmıstık ki nerdeyse yatığım yerden fırlayıçaktım.
Odada sesizlik hakimdi ne doktorum Levet Amça konuşuyordu ,ne de Cem denen adam.
'Cem Bey sizin burda ne işiniz var?' Dedi babamın sesine benziyordu. ayak seslerini duydum ama ne dense kimseden ses çıkmıyordu. çıktılar mı acaba Cem kimdi burda ne işi vardı bilmek istiyordum.METİN ÇAĞLAYAN
'Görüsmeyeli bayağı oldu biliyorum. Bugün sizi görmek için evinize geldim. Mahalleliden bir kadın burda olduğunuzu şöyledi. Metin Bey, durumunuzu niye bana anlatmadınız sizin için ellimden geleni yaparım biliyorsunuz. Can borcum var size simdi...' Cem Bey'in sözunu kesip ben devam ettim' Bir gece kızımı istemeye geldiler mahalenin serseri çocuğuydu isi güçü ona buna kafa tutup kavga çıkramaktı. ellinde çikolata çicek kapımızı çaldılar. 'Komsumuzdur dedik kapıdan göndermek ayıp olur' içeri aldık kahveler flam derken. Babası Pınar'mı iştedi...' dedim durdum, ister istemez gözümden bir kaç damla yaş süzülmüştu. Derin bir nefes alıp Cem Bey'e baktım. Ellimle gözyaşlarım mı silip ellini omzuma destek amaclı dokundu. Bende kaldığım yerden devam ettim neden anlatığımı bilmiyordum ama içimden bir ses 'Bilmeli' diyordu.
'Vermedim nasıl verırdim Cem Bey daha 17 yaşındaydı. küçüktu! Çok küçüktü gözleri gözlerime ağlamaklı bakarken. Ben kızımın bir damla gözyasına ölürüm bunu ona yapamazdım. Aradan bir kaç gün gaçti kızım ağlayarak eve geldi. Dedi 'Baba gidelim buralardan' dedim 'niye kızım ?' cevap vermedi odasına cıktı. O günden sonra çok garip davranıyordu. eşkisi kadar şen şakrak değildi.'Dedim tekrar gözümden bir kaç damla yaş düştü. hastane koridoruna göz atım. Meliha hala ortada yoktu. 'Pınar'ı o piç mi bu hale getirdi?' Dedi Cem Bey, öfkeliydi. Neden bu kadar öfkelendiğine anlam veremesemde pekte umursamayıp ' Pınar araba kullanmasını az çok billir. ben boş zamanlarımda ona öğretmiştim. O gece uyumamış arabamın anahtarını alıp kaçmış evden. Ablasıyla aynı odayı palaşıyorlardı. ablası su almaya kalktığında Pınar'ın yatağını toplu görünçe içerlenmiş evi aramiş Pınar'ı bulamıyıca bizi kaldırdı. Ilk mahaleyi aradık sonra benim karı mahalleden yardım istedi hep bereber aradık. Aklıma sonradan dank etti Okan benim kızı istemeye gelen serseri varya evine gitim onun zile baştım. Acan olmadı korkuyla karakola koşutum sikayet ettim 'kızımı kaçırdılar soysuzlar' dedim, 'derin bir iç çektim bikinçe Cem Bey'e bakıp devam ettim 'Meğersem..' dedim ağlayarak zar zor anlatıyordum artık boğazım düğümleniydordu. Gözümün onune geliyordu o gün. Dokunmaya kıyamazdım Pınar'ım. Saçının bir teline zarar geleceğini bilsem ne çok korkardım bilirmisin yavrum. Bilmezsin !Bilsen böyle bir açıyı bize yaşatmazdın be yavrum.' Bir aydır burda değilermiş, kızımı arabanın içinde buldular ağır yaralıydı. Hiç tepki vermiyordu arabayıla uçurumdan aşağı düşümüş. Doktor 'beyin ölümü gerçekleşti ' Dedi gözyaşlarımı silip koridorda göz gezdirdiğimde arkamda gözü yaşlı duran Meliha'yı gördüm. ellinde ki poşeti bırakıp üstümüze doğru geldiğinde yerimden kalktım.
'Nasıl bunu derşin Metin! Benim kızım yaşıyor. Benim kızım yaşıyor sen nasıl doktor'a ınanırsın Pınar'mın kalbi hala atıyor bizi duyuyor.' Dedi ağlıyordu diğer yanda da öfkeyle bana vuruyordu.
'Meliha Hanım haklı Metin Bey. Pınar'ı yurt dişindan özel bir hastaneye naikil ediçem. dediklerinizide araştırıcam benimle gelin. Meliha Hanım hersey belki eşkisi gibi olmayaçak ama kızınız ve sizin için ellimden geleni yapıcam buna emin olabillirsiniz...'Dedi Cem Bey, Meliha şaşkınça bi bana bide cem Bey'e bakıyordu.
'Bu adam kim Metin ne diyor kızımızı iyileştireçek mi gerçekten?...Pınar'ımızı iyi edecek mi?" dedi ağlayarak kolarımla onu sarıp koridorun sonunda bize doğru yavas adımlarla gelen hemşirenin biraz daha hızlanması için el işaretiyle çağırdım. hızla bize gelen hemşire önümüzde durdu konuşmasına izin vermedim.
'Meliha dinlenmelisin bak yine tasiyonun düştü sen hemşire kızımla git. Ben Pınar'ın yanında durucam söz sonra konusuçaz bu konuyu hadi.'dedim , elliyle başınını tutup 'tamam'anlamında onayladı beni. Hemşirenin koluna girip Cem Bey'e döndu. Cem Bey kırklı yaşlarındaydı, uzun boylu, kalıplıydı. Heypetli durusu kusursuz yüzü vardı. sıyah saçı aynı renk siyah sakalı vardı. Gözleri elaydı bakışlarında duygu yoktu onu esrarengiz kılan gözleri ve davranışlarıydı. Konuşmasında bile acı yada üzüntü belirtmiyordu. tek belirtiyi her zaman ki öfkeşi ve soğukluydu.
'Kızım kurtar nolur biliyorum korkuyor o karanlıktan hep korkar.'Dedi Meliha...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTAR BENİ
ChickLitInandıklarımız ve güverdiklerimizin aksini yaşıyorduk. Bize 'Seni seviyorum' diyen onca diller yalan söyluyordu. Artık bir çoğumuz odasında ki gardolapta elbisinden çok bir yığın maşkeşi vardı. her sabah bir başka maşke takıp geliyorlardı karşımıza...