3:Bölum

15 1 0
                                    

Pınar
Bu oda da yatan ben olmamalıydım. Acı çeken ben olmamalıydım bunların hiç birini hak etmiyorum etmedim ama burdayım bu odada sonsuz bir uykuya mahkum edildim. kolumda sozı hissetim koluma iğne yapıyorlardı.
ama öluyum ben bu ine niye acı çekmem gerekmiyor mu?
'Lanet olsun bu da sondu biran önçe ilaç gelmese kız uyanıçak çabuk Recep Bey'e haber ver yeni ilaç yolasın.' Dedi Levent amça! kanımda dolasan ilaç canımı açıtıyordu duyduklarım ise daha çok acıtıyordu. Ölmedim ben...
Ben ölmedim...
'Tamam Levet Bey!' dedi hemsire kadın.

Cem Bey
Oğlum benim aslan oğlum gözumun önunde eriyordu ben koskoca Cem Koşeoğlu bunun için hiç birsey yapamıyordum. Üzgünüm oğlum sana bir kere bile oğlum diyemedim için diğer babalar gibi sevemedim yapamadım koruyamadım seni. Hepsi benim yüzümden biliyorum. Olanların suçlusu benim düzelte bilirdim ama yapamadım şu gurum yüzünden koruyamadım seni... Koruyamadım.
'Cem!' Dedi Sevda, pençerenin önunden ayrılıp Sevdaya döndum. hala üzerinde beyaz geceliği vardı. Saat 4:50'di zaman su gibi akıp gitmişti resmen. Güzel karım yüzü aşılmış üzüntüyle merdivenin son başamağında durmuş dalgın dalgın bana bakıyordu.
'Sevda sorun ne? yoksa...' sözümü keşip 'Oğlumuz iyi değil Cem hiç iyi değil!'Dedi, ağlayarak yanıp gelip bana sarıldı. Ağlıyordu hemde hıçkıra hıçkıra bişey yapmalıydım oğlumu kaybedemezdim. Onu böyle açı cekerek ölmesine izin veremezdim. Sevda'ya sıkıça sarılıp omzularından tutup yüz yüze gelmemizi saladım.
'Kıvanç iyi oluçak Sevda o bir Köseoğlu bunu sakın unutma kolay kolay pes etmez benim oğlum.'Dedim dediklerime ınanmaya çalısarak?
Ben hayatayken Kıvanç pes edemezsin!
Merdivenlerden aşağı inen aile doktorumuz Mehmet'i görunçe Sevda'yı arkamda bırakıp bana doğru gelen Mehmet'in önünde durup;
'dışarda konuşak dana iyi olur' Dedim, Mehmet beni onaylayınça dış kapıya doğru ilerledik...

Bahçede bir kaç koruma ve bahçivandan başka kimse yoktu. Mehmetin arabasının önünde durup konuşmasını bekledim.
'Cem nasıl diyicem bilmiyorum....Korkulaçak kadar muhim birsey deyil tabiki ama daha kötüsude olabillir...' kışa keşmiyeceni anlayıp sözünü keştim.'Uzatma Mehmet çabuk anlat!'Dedim, Mehmet derin bir nefes alıp 'Cem, oğlun geçiçi olarak kör. Dediğim gibi en kötüsüde olabillirdi alkolden uzak durması gerekiyor. Böyle devam ederse sonuç çok kötü oluçak.' Dedi, Dönüp köşke baktım oğlum odasına baktığımda pençerenin önünde donuk gözeleri yaşlı Sevdamı gördum.
'pekala!' Dedim kafamı iki yana salayarak, omuzumda el hissetim Mehmet'e baktım.
'Onu kurtaramazdık Cem biliyorsun. Ama oğlun'u kurtara billirsin.' Dedi gözelerim kırpıstırıp kendimi toparlamaya çalıştım. Bu kadarı çok ağırdı sanki üzerimde iykez yılların açısını taşıyormuş gibi hissetim. Yaşlandığımı bu sabah kalktığımda aynada saçlarımda ki beyazları gördüm anlamıştım gerçi yanaya bakmayalı uzun olmuştu.
'Mehmet,yaşlandık be! Bak sana bana kendimi ilkez bu kadar güçsuz hissediyorum!'Dedim, dönüp pençereden bizi seyreden güzel karıma baktım. arkada hissiz bir kahkaha sesi duyduğumda kaşlarımı kaldırıp Mehmet'e baktım.
'Dostum alaçagın olsun beni güldürmeyi yine basardın ya! Ben gidiyim artık beni bekleyen haştalarım var .'Dedi bikinçe, yorulmuş gibiydi sanki sesimi çikarmayıp gitmesine izin verdim. En az benim kadar oda yaşlanmıştı kırkını geçmişti ama hala bekardı. İçi acıyla doluydu kimseye söylemezdi hep derdi ki 'acılarını içinde yaşamalışın. Seni önemli kılarlar' bu yüzden önemsemiyormuş gibi görunurdu acıların onu güçlu koldığına ınanırdı. Belkide öyleydi acı insanı güçlü ve ruhsuz kılıyordu...
'Mehmet dur!'Dedim aklıma gelen şeyle, Mehmet  beni duyunca aniden durdu. Arabasının kapısını kapatıp bana 'Ne oldu?' dercesine baktı. yanına gittip ' sanana anlatmam gereken özel bir konu var...' Dedim.

Pınar
Anne nerdesin? Baba....baba ben yaşıyorum baba nerdesin ahh!...
Canım yanıyor hersey oyunmuş ben ölmedim yaşıyorum gözelirimi açarsam anlarlar belki. Olmuyor açamıyorum gözümü lanet olsun. Koluma yaptığı iğne yüzünden olmalıydı. Kalkmalısın Pınar hadi kızım yaparsın. 

Ah Baba yaşıyorum kandırmışlar bizi baba kim bilir neler demişlerdir simdi size baba ben intihar etmedim! O uçurumdan aşağı düşereken ağlamadım taki siz aklıma gelinçeye  denk. Ölüm sadeçe kurtuluş yoluydu yaşadığını hissetmeyen bedenim ilkez o gün yaşatığını hisseti. ölmekten korkuyorum, karanlıktan korkuyorum. yalnız kalmaktan korkuyorum!Duyun beni lütfen size ihtiyaçım var baba çok korkuyorum kurturın beni ne olur...
Cem Bey
'Kız nerde Cem? Bi de ben görmek işterim.'Dedi Mehmet, anlatıklarım Mehmet'i etkilemişti gözlerinde derin bir huzun oluştu. 'Eren Hastanesinde 'Dedim Mehmet'in gözeleri koçaman acıldı, Beklediğim seydi zaten tam konuşucam sırada telefonum çaldı baktığımda Metin'in aradığını gördum.
'Efendim Metin...bende birazdan oraya geliyorum...geldiğimde konusuruz' deyip kapatım, bana merakla bakan Mehmet'e baktım.
'Bence bu işte bir bokluk var !' Dedi öfkeyle, ardından devam etti 'Biran önçe oraya gidelim,' Dedi Düşünçeli bir sekide aracına ilerledi bende aynı şekilde arkasından gidip aracıma ilerledim.
'Baba nereye böyle?' Dedi bana seslene Bora'ya döndum arka bahçeden geliyordu. Abisine olanları biliyordu çok kötü gözukuyordu. yanıma gelen söförumden anahtarı alıp aracın kapılarını açtım.
'Ne zaman sana hesap verir oldum!' Dedim tok sesle, cevap vermesini beklemeden araça binip gaza başıp  cıktım köşkten. arkamda beni takıp eden Mehmet'le Eren Haştanesine doğru gidiyorduk. Umarım Cetin birseyeler bulmuştur. Centin benim avukatımdı güvendiğim ikinçi adamdı.  İçimde garip seyler hissediyorum dün geceden beri  dün gece rüyamda o kızı gördüm.

Kıvanç'ın yanında uyuyordu yanlarına yaklaştığımda iki hastalıklı yüz gördum. Ellimi Pınar'a doğru uzutığımda aniden gözlerini açtı o an dünyanın en güzel gözlerini gördum bana 'Kim var orda!' diye bağırdı, kör olduğunu hissetim rüyam da demek ki rüyam. Oğlumun göremeyeçeğini işaretliyormuş...

KURTAR BENİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin