5.bölüm

32 2 0
                                    

Annem yüzüne sahte de olsa bir gülücük koydu ve onları sofraya davet etti.Büyükbabam her zaman çok sessizdi.Muhtemelen büyükannem gibi bir kadının yanında çok konuşamamasındandır.Yemekleri koymasında anneme yardımcı oldum ve bende sofraya oturdum.İlk 15 dakika oldukça sessizdi,hatta belki fazla sessiz ve sessizlik büyükannemin konuşmasıyla bozuldu."Tatlım,soteye çok az tuz koymuşsun yoksa karaciğer problemin mi var? dedi ve büyükbabama seslendi."Tanrı aşkına Joseph tuzu uzatırmısın?" Büyükbabam kafasını gömdüğü tabaktan bakışlarını kaldırdı ve 'elbette hayatım'dercesine bir işaret yapıp tuza uzandı. Akşam yemeği bu şekilde geçti,sıra tatlıya gelmişti ki kapı çaldı,annem kapı deliğinden kimin geldiğine baktı sonra suratını şaşkınlıkla bana çevirip kapıyı açtı,gelen babamdı."John bu saatte evde ne işin var,projeyi tamamlamak için şirkette olcağını sanıyordum?" dedi annem.Ve akşamı darmadağan eden o kelime çıktı babamın ağzından "KOVULDUM". "Aslında tam olarak kovulmadım istifa ettim demek daha doğru olur." dedi babam. Annem babama bağırarark "John sen aklını mı kaçırdın? Bu proje senin ve ailemizin geleceği için çok önemliydi neden böyle bir aptallık yaptın?" dedi.Büyükannem babam tam olanları anlatmak için ağzını açmışken" Tish,istersen adam bi soluklansın öyle anlatsın,şöyle geç hayatım" dedi babama koltuğu gösterirken.Babam oturdu ve anlatmaya başladı."Önce herşey normal gidiyordu.Ben kendi sunumumu hazırlamıştım herşey mükemmeldi, yani bence.Patronuma göstermek için  hazırdım.İçeri girdi ve benim sunuma başlamamla eleştiri yağdırması bir oldu.Ben 1 ay bu sunum için uğraştım,grafik hazırlamak kaç haftamı aldı biliyor musun? Önce kafamda planladım sonra çizdim ve bastırmaya gittim tüm bunlar kolaymış gibi gelsede inanın bana hiç de öyle kolay olmadı. Saygısızca çizimlerimi,fikirlerimi,önerilerimi herşeyi eleştriri yağmuruna tuttu.Zaten bu ara şirkette birini kovacağı söylentisi dolaşıyordu üstüne beni böyle aşağılarcasına eleştirince yeter bu kadar dedim ve on bağırmaya başladım."Annem burda babamın sözünü kesip ona tam olarak ne dedğini sordu.Babam,"şeyyy.. belki ufacık birkaç argo kullanmış olabilirim." dedi. Annem  anlını iki elinin üstüne koyup dizlerine doğru eğilip"Aman tanrım..." dedi. Çünkü hepimiz babamın 'birazcık argo ' kavramını biliyorduk.Şöyle anlatayım.Geçen yıl yaz tatili için Miami de beach resort otele gitmiştik.Bavulları alması için bir görevli gödereceklerini söylemişlerdi.Odamıza çıktıktan 4 saat geçmesine rağmen bavullar gelmeyince babam lobiyi arayıp' birazcık argo'kullanmıştı. ve şuan o otele gidemiyoruz..Eğer patronuna da aynı ufacık birkaç argoyu kullandıysa kovulması çok mantıklı.Babam hemen kendini savunmaya alarak."Haketmişti ama" dedi.Sonrasında olanları da anlattı.Birkaç grafik tablosu duvarlara fırlatılmış,şirketin sınırlı sayıda aldığı kahve bardakları kırılmış üstüne birde kovulması gereken babam istifa ederek şirketten çıkmış.Büyükannem babama kovulsaydı tazminat alabileceğini söylerken yeni bir tartışma çıkmıştı.Bugünlük bu bana yeter diye düşündüm ve odama çıktım.Çalışma masama koyduğum telefonumun yanıp sönüyordu.Telefonu elime aldığımda 2 yeni mesajım olduğunu gördüm.Ancak numarayı tanımıyordum.Mesajı açtım ve okuduğum şey beni korkuttu mesajı yazan Spencer'dı. İlk mesajda yazan şuydu."Hey,ben Spencer.Naber?" sonra diğer mesajı okudum ve onda da şu yazıyordu "Tamam bak.Daha bugün tanıştığımızı biliyorum ama yarın birşeyler yapmaya ne dersin? Yani işin yoksa :D" En yakın arkadaşımın hoşlandığı çocuk bana yazıyordu,KAHRETSİN!

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 22, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Irregular LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin