;)6(;

44 12 0
                                    

Orta okulumda ilk aşkım olan çocuk, şimdi okuduğum lise de orkestra öğretmenim olmuştu. Artık ona Evren İzmir falan da diyemezdim. Aradaki beş yaş kusura bakmasın ama umrumda değildi.

Evren şef ve Dünyazat abla ile konu konuyu açmış saçma salak yüksek masalarda bir saate yakın konuşmuştuk. Sonat'ın arkamdan gelen sesi ile biraz irkildim.
"Ooooo Evren İzmir. Yoksa şefim mi demeliydim?"dedi. Ellerini samami bir şekilde birleştirip kafalarını tokuşturdular. Dünyazat ablanın da elini öptükten sonra bana döndü ve elini çıplak belime sardı. Kendine çektikçe çekti. "Nasılsınız görüşmeyeli?"dedi gereksiz samimi bir şekilde bana bakarken yandan. Onu tek kolumla ittirmeye çalışıyordum. Evren, garip tavırlarımıza kısık gözlerle baktı bir süre. "Nasıl olsun? Geçen yıl döndüm işte İtalya'dan. Bölüm bitti. Duydum ki senin restoran açılıyor ben de geleyim dedim."
"İyi yapmışsın dostum."dedi Sonat. Nasıl bir yakınlıkları vardı ki acaba?
"İzninizle Ay'ı alabilir miyim lütfen? Geldiğinden beri beraber kalamadık da bir türlü."dedi. Bu gerizekalı ne diyordu böyle.
"Aaa tabi Sonatcığım siz keyfinize bakın." dedi Dünyazat abla. Bana göz kırparak. Beni belimden tutup döndürürken Dünyazat ablaya bakıp boynum kırılana kadar kafamı döndürüp öyle olmadığını söylemeye çalışsamda hadi oradan dercesine bakıp dön önüne dedi kaş göz ifadeleri ile. Bunun büyük bir geri dönüşü olacaktı elbet Sonat bey.

"Acaba ne yaptığını sanıyorsun? 'beraber kalamadık bir türlü' ne demek be?"
"Ya Ay hani beni yalnız bırakmayacaktın?" dedi masum bir suratla.
"Ne zaman dedim ben onu?" diye çıkmıştım bir an. O saçma masada karşımdaki yerinden yavaş yavaş yanıma doğru kaydı. Kulağıma eğildi. Hafif bir nefes alıp fısıldadı.
"Sadece bir gece için..."  Tüylerim diken diken olmuştu. Garip... Geri çekildi hafiften ve suratıma baktı. "Üşüdün sanırım."
"Evet... Evet üşüdüm. Belim açık ya."dedim durumu kurtarmam lazımdı sonuçta.
"Anladım." dedi ve elini yine belime koydu.
"Böyle daha iyi."dedi.

      Açılışın sonuna kadar annemler ile karşılaşmamıştım. Sebebi iste pişirilen etler olmalıydı. İkisi de tam bir et hayranıydı. Vedalaşırken gözüm Evren'i aradı. Ama görememiştim. Ablasınıda...

     ''Çok zarif bir kız yetiştirmişsiniz. Bir de bunun gibi abazalar var."dedi Sonat'ın babası Oğuz Bey. Abaza dediği ise Laçin'di. Demek ki tek ben değildim böyle düşünen.Hepimiz dönüp Laçin'e baktık. Salak salak hareketlere dans ediyordu. Oğuz Bey elimi öptü,ardından ona ve oğluna eşlik ettiğim için teşekkür etti. Sadece küçük bir reverans ve kızarık yanaklar ile karşılık verebildim.
"Bu arada Ay kızım. Yarın Sonat'ın evinde bir havuz partisi olacakmış. Laçin denilen ucube Sonat'ın Amerika'daki bazı arkadaşlarınıda çağırttırmış ve sürpriz bir parti düzenlemiş. GÜYA. Davetteki herkes biliyor neredeyse."Sonat'da yanımda kıkırdadı. "Sende gitmelisin. Hem sezonu erken açmanız yararınıza olur. Sonra malum sınavlarınız var değil mi?"
"Oğuz bey sağ olun. Zaten biz Sonat ile konuştuk bu konuyu..."
"Birlikte girelim ki Laçin benden soğusun dedik."dedi Sonat.
"Hayır bu gece son dedik."
"Hahahah ilahi Ay. Dedin ya ben bu salaktan nefret ettim. Yarın birlikte gidelim,belki soğur senden. Şimdi Laçin duymasın diye böyle diyor babacığım."dedi. İtiraz etmeme fırsat vermeden yine belimden tuttu. Annemle babama döndü.
"İzniniz olursa eğer Ay biraz daha benle kalabilir mi acaba? Saat 01:00 olmadan evinizin önünde olacak."
Annem hemen hayırı çakacaktı ki babam sırıtarak Sonat'ın omzuna vurdu. Bir kaç nasihatten sonra Sonat'ın omuzlarıma attığı ceketle oturduğum yerde onu bekledim.
Babamla ayrıldılar ve yanıma geldi.
"Hadi kalk bakalım."
"Nereye burada durmayacak mıyız?"
"Saçmalama kapatacağız burayı nasıl burada duralım?"
"Ya ne kapatması Sonat! Daha yeni açıldı mekan."
"Bana söz sanatları yapma Ay. Sessiz sedasız bir yer oldu baksana. Ne yapacağız burada."dedi. Ne yapacaktık hakikaten?
"Hadi gel sakin bir yere gidelim."
"Ya sen tekilalı bifteği fazla mı kaçırdın? Ulan burası zaten sessiz sedasız sakin bir yer oldu. Daha ne kadar sakin bir yer bulabiliriz acaba!"
"Tekilalı biftek ha? Güzel fikir aslında restoranın menüsüne koyacak bir fikir arıyordum ben de. Neyse iyi madem kalalım. Ama kahveleri sen yaparsın. Çünkü bütün çalışanları gönderdim."
Evet bu duyduklarım ağırdı. Yani kahve yapamayan bir varlık değildim. Ama gecenin bu vakti şu yorgunlukta bunu yapamayacaktım. Ayaklarıma baktım ve sordum "Eeeee nereye gidiyoruz?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 28, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sesin AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin