Osmanlı tarafında ise 2.Mehmet bir yandan Hisarın yapılması ile bir yandan top çizimi ve top dökümcüsü Urban'ı Osmanlı'ya getirmekle uğraşıyor bir yandan da Cenevizlilerle dostluk anlaşmaları kuruyordu.
Bizansın yardım istemesi muhtemel olan kardeşini ve ordusunu Mora'da yenmiş ve olası yardımın önünü kesmişti.
Osmanlı ile Bizans arasındaki mücadelenin artık başlama vakti gelmişti.
Savaş hırçınca başladı,Osmanlı cengaverleri karadan Bizans surlarını Şahi topu ile yıkıp geçmeye çalışırlarken bir yandan da Osmanlı gemileri Haliç'e çekilen zincir'i geçmeye çalışıyordu.
Osmanlı gemileri Haliç'e çekilen zinciri geçmeye uğraşmaktaydılar.
Ne yazık ki bütün çabalar sonuç vermemekteydi.
Daha ilk günden Bizans'ı yenmenin tek yolunun gemileri Haliç'e geçirmek olduğunu bilmektedir.
Fakat Osmanlı gemileri bir türlü zincir aşamamaktadır.
Bu başarısızlıkların haricinde 2.Mehmet birde Çandarlı Halil Paşanın her fırsatta fethi durdurma önerileri ile uğraşmaktadır.
Tüm bu olumsuzluklara karşı bir azim ve cesaretle kaldığı çadırda bu zamana kadar eşi benzeri görülmemiş bir fikir aklına gelir genç sultanın.
O dahiyane fikir gemileri kardan yürütmektir.
Bir gece sessizce bu zor işe kalkışan padişah Mehmet bu işten alnının akı ile çıkar.
Tarihler 29 Mayıs 1453'ü gösterdiğinde Bizans güne top sesleri ile uyanır.
Top atışları ile Bizans'ın tüm direnci kırılır.
Osmanlı cengaverleri Bizans surlarından kitleler halinde girmeye başlar.
Bu olaylardan 1-2 saat sonra Ulubatlı Hasan'ın Bizans surlarına Osmanlı bayrağını dikmesi ile artık İstanbul Osmanlı Devleti'nin olmuş ve 2. Mehmet'in adı artık Fatih Sultan Mehmet olmuştur.
Fatih bu yaşadıklarını ve ilerleyen zamanlarda yaşayacaklarını yazmayı ihmal etmez ama kitap'ı kendinden sonra kime teslim edeceği konusunda kararsızdır.
Fatih'in artık tek meselesi bu yazmış olduğu kitap'ı kime teslim edeceğidir.
Her an bunu düşünen Fatih yine bir akşam bu mesele hususunda düşünürken uyur kalır.
Padişahın rüyasına bir derviş gelir ve Fatih'e şöyle der:
- Mehmet artık emanetimi oğlun Beyazıd'ın oğlu Halife Selim'ime teslim edip benim yanıma gelme vaktin gelmedi mi?
Bu rüyadan uyanan Fatih sevinçle hemen en güvendiği genç ama sadık vezirini yanına çağırır ve ona kitap'ı teslim eder.
kitap'ı kime vermesi gerektiğini anlatır yalnız sakın kitap'ı okumamasını ve kitap konuşmalarından'da kim olursa olsun bahsetmemesini tembihler.
Bu konuşmadan 1 gün sonra'da vefat eder.