Lauren odasındaki gömme dolabı açtı. Bir kere elektrik kesintisinde babasının buradan el feneri aldığını hatırlıyordu. Daha derinlere inmek için bir kutuyu çektiğinde büyük bir yapboz kutusu yere düştü.
Kız nefesini tutup birkaç saniye birinin odaya dalmasını bekledi.
Kimse odaya girmeyince aramaya devam etti. İşte feneri bulmuştu. Açıp çalışıp çalışmadığını kontrol etti. Çalışıyordu.
Aslında Lauren gizlice çalışmamasını ummuştu. Bu şekilde oraya gitmek zorunda kalmazdı belki. Camila'nın tarif edeceği yer çok mu ıssızdı? Başına bir şey gelir miydi?
Camila'nın ona dediği gibi penceresini açıp hemen önündeki çatıya baktı. Eğer düşerse bacağını kırardı. Annesine ne derdi sonra?
cRUSHH: Hadi Lauren. Ona şuan ihtiyacım var.
Lauren pencereden çatıya çıktı.
"Tanrım, Tanrım düşeceğim. Düşeceğim ve öleceğim."
Derin bir nefes aldı. Çok kolaydı. Sadece kendini yavaşça yere bırakacaktı. Kontrol ondaydı.
Gözlerini çatının hemen yanındaki çalılıkların içinde açtığında kontrollü bir iniş yapmadığını anladı. Ayağı kaymış ve çalılara düşmüştü.
Tanrı'ya şükür ki çalıların yüzüne çizdiği çiziklerden başka hiçbir şeyi yoktu. Fazla ses çıkarmamaya çalışarak bisikletinin kilidini açıp kaskını taktı.
Lauren: Nereye gitmeliyim Camila?
Camila vakit kaybetmeden ona konumu attı. Lauren mesajın üstüne tıklayıp gördüğü şeyden emin olmak için noktayı büyülttü.
"Hayır," dedi Lauren gülerek. Camila bu saatte ondan ormana gitmesini istemiyordu herhalde.
Lauren Camila'ya bunu yapmayacağına dair bir mesaj yazdı. Eli gönder tuşuna basarken havada asılı kaldı. Kız güzel gülüyordu. Çok güzel.
"Ah, lanet olsun." dedi Lauren pedalları son hızda çevirirken.
28 dakika sonra ormana varmıştı. Ter içinde kalmıştı ve yorgundu. Bisikletiyle birkaç sarhoşun önünden geçmişti ve ona laf atmışlardı. Herşeye rağmen oradaydı. Çınar ağacını bulmuştu.
Bekle, nasıl kazacaktı? Yanında kürek yoktu.
Lauren: Camila nasıl kazacağım?
cRUSHH: Ağacın üst dallarından birine küreği bağlarım. Tek yapman gereken tırmanıp almak.
"Tabi ki..." dedi Lauren üstündeki ceketi daha rahat tırmanmak için çıkarırken, "sadece tırmanacağım. Her gün lanet ağaçlara tırmanıp kürek alırım."
Ayağını sağlam bir yere koyup kendini yukarı itti. Camila şanslıydı, Lauren küçükken büyükbabasının evindeki elma ağaçlarına tırmanmaya bayılırdı. Sadece bu aralar yapmıyordu o kadar.
Zor birkaç dakikadan sonra küreğe ulaşmıştı. Bağlı ipi açıp küreği aldı ve aşağı indi.
Ağacın dibindeki toprağın bir bölümü diğerlerine göre daha kabarıktı. Alacağı her neyse orada olmalıydı.
Kazmaya başladı. Bir tırnağını kırınca bağırdı ve yanındaki ağaçtan kuşlar uçuştu. Hava iyice karanlıktı, birazdan güneş doğacak olmalıydı belki de.
Küreğin ucu sert bir şeye deyince durdu. Eğilip çukurdaki kutuyu eline aldı. Parmaklarını üstünde gezdirdi. Açsa mıydı? O kadar zahmete girmişti, açmak onun hakkıydı.
cRUSHH: Bu arada, açmayı aklından bile geçirme
Lauren ofladı. Merak ediyordu. Kutuyu şöyle bir salladı. İçerideki her neyse ağır bir şeydi.
Zaman kaybetmek istemiyordu, küreği ve çukuru öylece bırakıp bisikletine bindi.
Lauren: Kutu bende.
cRUSHH: Harika. Şimdi evime gelip o kutuyu bana teslim ediyorsun konumu yine atarım
Lauren: Evinin nerede olduğunu biliyorum.
cRUSHH: Ah, tamam hızlı ol
Lauren Camila'nın evinin önüne geldiğinde güneş doğuyordu. Lauren kapıyı çalmadan Camila kapıyı açtı.
Üstünde kot bir tulum ve içinde sadece bir sütyen vardı. İki parmağının arasında tuttuğu sigarasının dumanı dağınık saçlarına siniyor olmalıydı. Gözlerinin altı mordu. Buna rağmen gülümsedi.
"Harikasın Lauren."
Kutuyu kızın elinden kaptı.
"Kutuda ne var Camila?"
Camila bu sefer daha genişçe gülümsedi. "Sadece eğleneceğiz. Şimdi git."
Lauren'ın ağzını açmasına bile izin vermeden eve girip kapıyı kapattı.
Ne yani, Lauren bunun için mi o kadar yorulmuştu? En azından doğru düzgün bir açıklamayı hak ediyordu.
Eve ulaşıp bisikletini kilitledi. Çatıya çıkmadı çünkü çıkamazdı. Paspasın altındaki anahtarla içeri geçip hafif adımlarla odasına çıktı. Üstünü değiştirip yatağına girdi.
Annesi odasına gelip onu okul için kaldırdığında 10 dakika bile olmamıştı.
×××
Lauren okuldan eve dönerken vızıldayan telefonunu eline alıp gelen mesajı hızla açtı.
cRUSHH: Sözünü verdiğim parti. Bu akşam. Saat 11'de. Benim evimde.
Lauren yeşil gözlerini kırpıştırdı. Kızın şaka yaptığını düşünüyordu.
Lauren: Ciddi misin?
cRUSHH: Şaka yapan biri gibi mi duruyorum?
Lauren: Orada olacağım.
cRUSHH: Başka bir şansın yok zaten