Buzdolabını açtım elime ne geçtiyse koydum masaya peynir, zeytin, salam, sosis,reçel,yağ...Ama hiçbirşey canım istemiyordu.Çocukken kalabalık sofrada yemeye alışmışım hele kışın annem sobanın üstünde sütü kaynatır öyle bir koku yayılırdıki odaya hepimiz yataklarımızdan fırlardık ekmeğin üstüne maydanoz peynir karışımı koyup üstünede tereyağı ekleyip sobanın fırınında pişirdiğinde kapanın elinde kalırdı yıllar geçsede hala tadı damağımdadır.Sobada kaynayan sütün kokusu fırında pişen peynirli ekmek bizi mutlu ederdi.O tadı sucuğa pastırmaya salama değişişmem.
Çoğu zaman teyzemin kızı Emine ablada gelirdi bize teyzemler Almanyadalardı bazen telefonda konuşmak için bizde kalırdı her telefon açtıklarında ağlamakdan konuşamazdı Emine abla.Dedemlerde kalırdı ablamla beraber liseye giderlerdi her öğlen gelir yemek yer tekrar okula giderdi ablamla.Bizde kaldığında çok sevinirdim ablamla ders çalıştıklarında rahat vermezdim imrenirdim hep banada öğretin banada öğretin der dururdum.O da bizde kalmakdan memnun olurdu dedem anneannem ve bekar teyzemle zaman geçmiyor derdi.Okul bitene kadar dedemlerde kaldı onlarda kendi kızları gibi sever bakarlardı Emine ablaya.
Dedem çok severdi bizleri,çocukları çocuklar ona şekerci dede derlerdi.Çarşıdan bize gelene kadar cebindeki bütün şekerleri dağıtır bizim hakkımızıda unutmazdı.Yüzü gibi kalbide temizdi dedemin 1.80 boylarında iriyapılı gözlüklü beyaz sakallı tonton yanaklı elinde bastonla gelirdi annemi çok severdi tabi bizde onu öğleden sonra ikindiye yakın bazen evin camından görürdük bazende bir çocukla haber yollardı ben geliyorum çayım hazır olsun diye.Çayın yanında değişmeyen menü peynir ekmek yerdi.
Yaz aylarını iple çekerdim hep teyzemler Almanyadan gelirlerdi.Sarı minibüsleriyle 1 haftada gelirlerdi her gelmelerinde başlarından geçen olayları keyifle dinlerdim.Yunanlılar şunu yaptı arabamız şurda arıza yaptı Bulgarlar her sene Türklere daha çok eziyet ediyorlar diye anlattılarını gözümde canlandırırdım hep.Teyzemlerin gelişi dedemlerde bayram havası estirirdi tabiki içimizde en çok sevinen Emine ablaydı annesi babası kardeşleri geliyordu dile kolay her yıl sadece 1 ay görebiliyordu birsürü çikolata elbise ne istediyse onu getiriyorlardı ama getirdikleri onlara olan özlemi hasreti dindirmiyordu.Bizede getirirlerdi çikolata kıyafet ben eskimesin yıpranmasın diye günlerce saklar giymezdim.Hüngür hüngür ağlardı gittiklerinde ayrılmak zor olurdu Emine abla için kolaymı anneden babadan kardeşlerden ayrılmak her yıl dünyanın bir ucuna yolcu ediyordu.Minibüse memleketten aldıkları bulgur peynir sebze ne varsa doldurur giderlerdi.İlk defa teyzemlerde görmüştüm bu kadar çeşit çikolatayı çocukların yediği hazır mamayı altlarına bağladıkları hazır bezleri insanın çocuk olası geliyordu hatta çaktırmadan çocukların mamalarından bile yemişimdir.
Teyzemler Almanyaya gitmeden önce Maraşın köyünde yaşarlarmış enişte köylere çerçiciliğe gidermiş nüfus çoğalıp çerçicilik para kazandırmamaya başlayınca o dönem türk işçileri aramaya başlayan Almanyaya başvurmuş çalışmak için.Belli bir zaman sonra gelmiş haber hemen evrakları hazırlayıp gitmiş eniştem teyzemi köyde bırakarak 3-4 yıl sonra teyzemi yanına alabilmiş çocuklarda okul bitene kadar köyde kalmışlar babaannelerinin yanında sonra onlarda gitmiş en son Emine abla gitdi Almanya ya 5-6 yıl kalıp evlenip tekrar geldi Türkiye ye enişte Almanya da teyzemde Türkiyede çok acılar sıkıntılar çekmişler Almanya da da ilk zamanlar çok zorlanmışlar tabi.Yıllar sonra babamla eniştem konuşurlarken duyduğum şeyle sarsıldım aslında babamda Almanya ya eniştemle başvurmuş ama babamın çegingenliği ve babaannemin yoğun baskısıyla gitmekten vazgeçmiş babamda biraz cesaretli olup gitseymiş kimbilir hayatımız nasıl olurdu bunu duyduğumda babaanneme çok öfkelendim babamada biraz kırıldım bizim hayatımız babaannem yüzünden değişmemişti yıllar sonra mezarına gidip bütün öfkemi kustum hataydı belki ama o konuşmayı yaptıkdan sonrada içim rahatlamıştı.
YOU ARE READING
YAŞANMIŞ YILLAR
Fiksi UmumAcısıyla tatlısıyla yaşanmış yarım asıra yaklaşan yılların öyküsü