2. Bölüm
Kenan hizmetçinin açtığı kapıdan içeriye girerken Songül hala odasında hazırlıklarını yapıyordu. Hizmetçi onun geldiğini haber vermek için Kenan'ı yalnız bırakarak üst kata Songül'ün odasına çıkmıştı. Bu sırada salonda hararetli bir şekilde konuşan Songül'ün babası Murat bey ve annesi Canan hanım onun geldiğini fark etmemişti. Kenan kapı ağzında durarak onları dinlemeye başladı ve Canan hanımın sözleri ile adeta şok olmuştu.
Tamda bu sırada arkadan gelen ses ile başını çevirdiğinde Songül'ün kendisine gülümseyerek yaklaştığını görmüştü.
"Erken geldin Kenan!" genç adam ona sarılarak şaşkınlığını gizlemeye çalışırken diğer yandan da içerdekiler hakkında 'Bunlar nasıl anne baba?' diye düşünmeden edememişlerdi. İkili salona girdiklerinde onları gören Canan hanım ve Murat bey konuşmalarına ara verdiler. Kenan onların kendisine iyi davranmalarını ikiyüzlülük olarak düşünüyordu. Evde her zamanki gibi Defne yoktu.
Ailece yemeğe oturdukları sırada Sedef alaycı bir üslupla salona girmişti. " Bakıyorum da enişte bey masada yerini almış?" derken diğer yandan da imalı bakışlarını eksik etmiyordu. Onunda masadaki yerine geçmesi üzere Songül boğazını temizleyerek konuşmaya başlamıştı. Onun ne söyleyeceğini bekleyen aile Songül'ün sakin bir şekilde "Biz yakında evleniyoruz!" dedi. Murat bey kısa bir sessizlikten sonra ağzına attığı lokmasını çiğnemeye başlamıştı. Herkes ona bakıyordu. Lokmasını yuttuktan sonra "Ne kadar yakın bir zamanda?" diye umursamazca sormuştu. Canan hanımda bir şey söylemeyerek Songül’den bir cevap beklemişti. Genç kız onların ilgisizliği karşısında doğru bir karar verdiğine kesinlikle inanmıştı.
"Demek evlenmeye karar verdin?" diye konuşan Defne bakışlarını yan yana oturan çifte odaklamıştı. Onun bakışından rahatsız olan Songül yeniden anne babasına bakarken Sedef hiç gereği yokken şuh bir kahkaha atmıştı. "Demek kendine kapaklayacak birini buldun sonunda, ben ayrılacağınızı düşünüyordum. Malum sen çekilmez birisin ablacım!" Songül onun sözleri ile kırılsa da ona aldırış etmeyerek yemek yemeye çalışmıştı. Bundan sonra sessiz geçen yemekte kimse bir şey söylememiş, olumlu ya da olumsuz cevap vermemişti. Kenan yanında ki kıza bakarak onun için üzüldüğünü hissetmişti. Acaba neden ona bu şekilde davranılıyor diye düşünmeden edememişti. Kenan yemekten sonra hemen evden ayrılmıştı. Babasına ofis bulduğunu söylemeyen genç kız, babasının buna karşı çıkacağına adı gibi emindi. O kendisini işlerin başına geçirmeyi planlıyordu ama Songül'ün buna hiç niyeti yoktu. Odasına çıkarak planlar yapan genç kız sabah Kenan ile alışveriş için sözleşmişti. Gece yarısına kadar çalıştıktan sonra masa başında uykuya dalan Songül bir kaç haftadır elinde kalan projeyi tamamlamayı başarmıştı. İşini severek yapıyordu. Öğrenciyken bile bazı şirketlerin projelerinde yer almayı başaracak kadar azimliydi. Okul parasını kendisi çalışarak ödemişti. Ailesinden asla para istememişti. Bu yüzden ailenin tüm yükü onun üzerine kalmak zorunda kalacaktı. Sedef kazanmaktan çok kaybetmeyi biliyordu. Belki de tek bir konuda kazanacaktı ama o da tüm hayatının pişmanlığı olacak gibiydi...
Songül bütün gün Kenan ile alışveriş yapmıştı. Kenan ona gülümseyerek bakarken Songül ayaklarını uzatmış etrafı gözetliyordu. Etraf oldukça kalabalıktı. Derin bir iç çeken genç kız nişanlısına dönerek "Nikah gününü ne zaman alacağız?" diye sordu. Kenan ağzına götürdüğü bardağının üzerinden gözlerini genç kıza dikerek "Biraz hızlı gitmiyor musun?" Songül onun sözlerini düşünerek 'Acaba gerçekten hızlı mı?' diye düşündü ama ne kadar hızlı olursa o kadar iyi diye söylenerek başını sallamıştı.
"Bundan sonra ne yapalım, bir planın var mı?" Songül Kenan'ın sorusu ile duraksamıştı. "Sinemaya gideriz diye düşünmüştüm." dedi. Kenan başını sallayarak ona gülümsemiş ve alışveriş merkezindeki büyük sinema salonuna girmişlerdi. Yaklaşık iki buçuk saat sonra salondan çıkan ikili heyecanla filmin sahnelerinden bahsederken genç adama çarpan bir beden ile genç kız sendelemişti. Kenan kızarak "Önüne baksana!" diye çıkışırken diğer adam ona aldırış etmemişti bile. Songül sırt kasları hareket ederek yürüyen adamın arkasından bakarken Kenan söylenmeye devam ediyordu. Genç kız zorlukla bakışlarını nişanlısına çevirmişti. "Hadi gidelim artık!" diye söylenen genç kız eve vardıklarında oldukça yorgun olduğunu hissetmişti. Genç kızın eve girmesini bekleyen Kenan arabayı çalıştırdığı sırada kaportaya vuran ses ile bakışlarını yeniden arabanın önüne çevirmişti.
"Sen ne yapıyorsun?" Defne onları uzaktan izledikten sonra hafif bir şekilde arabanın önüne geçmişti. Gülümseyerek Kenan'a bakarken bir yandan da zehirli dilini konuşturmaya başlamıştı. "Ne oldu korktun mu? Arkadan bakmak zor olmalı?" diye söylenirken Kenan onu dikkatle dinliyordu. Bu şımarık kız ile Songül'ün kardeş olduklarına inanamıyordu hala.
"Arabanın önünden çekil de gideyim artık!" Defne imalı bir şekilde gülümserken konuşmasına devam etmişti. "Söylesene onunla birlikte oldun mu, ya da onu öpmene hiç izin verdimi?" Kenan onun sözleri ile şaşkına dönmüştü. Bu küçük şımarık ne saçmalıyordu böyle? Derin nefes alan genç adam dişlerinin arasından havayı dışarıya verirken Defne onun yüzünün sertleşmesini büyük bir keyifle izlemişti.
"Saçmalamayı keste çık arabanın önünden!" Kenan ne yapacağını şaşırmıştı. Defne onun dediğini yaparak kenara çekilirken Songül dışarıda ki konuşmadan habersiz mutfakta kendisine atıştırmalık hazırlıyordu. O sırada çalan telefonu ile yerinden sıçrarken arayan kişiyi görünce gülümsemişti.
"Bu saatte aramanın önemli bir nedeni olmalı Can?" diye telefonu açan genç kız karşıdan gelen "Öncelikle merhaba denir değil mi Songül hanım?" arkadaşının sitemine gülümseyen genç kız onun konuşmasına müsaade etmişti. "Yardımına ihtiyacım var!" Songül duraksayarak sesi sıkkın çıkana arkadaşına sormadan edememişti. “Nasıl bir yardım bu?" diye sordu. Genç adam acil bir projede yardım etmesini isterken genç kıza ofisine müşteri yönlendirmesi yapacağına söz vermişti. Can aile şirketinin başına geçerek mimarlık ofisini devr almıştı. Songül ona yardım etmeyi kabul ederken aslında ne denli büyük bir hata yaptığını sonradan fark edecekti. Telefonu kapattığı sırada mutfağa giren Defne imalı bir şekilde ablasına bakmış ve onu süzdükten sonra ses tonunu yayarak konuşmaya başlamıştı. Songül ona sadece gülümsemekle yetinirken son sözleri ile Songül'e adeta kalp krizi geçirtiyordu.
***********
Arkadaşlar umarım beğenirsiniz hikayeyi. Diğerleri gibi uzun olmayacak bu hikaye. yorum ve beğeniye göre yeni bölüm gelecek