-2-

4 0 0
                                    

Merabaaaa :-))) ilk bölümü tanıtımdan hemen sonra attım. 2. Bölümü de bir gün sonra yazmaya başladım. Umarız ki beğenirsiniz.

Gerçek bi hikaye olmasının yanında, arada kurguya da yer verilecek. Gerçek-Kurgu karışık olacak. Kumsal'ın ve Poyraz'ın hayatları tamamiyle gerçek. Ileride ki olaylar da kurgu olma ihtimali var, haberiniz olsun. Iyi okumalaaar 😍😍😍

------------


  Poyraz;

Anne-baba sevgisi alamadan büyüyen kaç çocuk var şu hayatta. Kaç çocuk doğduğundan itibaren yarım başladı hayata. Aile sevgisi, şefkati görmeyen yüreğim doğuştan mahkum edildi yalnız olmaya. Daha 1 yaşında terk edildim yalnızlığa. Yenik başladım hayata. Anne ve babam olmadan emekledim, anne ve babam olmadan yürümeye, sonra da koşmaya başladım. Hastalandığımda yoktu yanımda anne ve babam. Benim için endişelenen kimse yoktu yanımda, babannem ve dedemden hariç. Onların sevgisiyle büyüdüm. Onlar gördü ilk adımlarımı. Onlar bekledi başımda, hastalandığımda. Düştüğümde onlar kaldırdı ayağa. Dizlerimden eksik olmayan yarayı onlar temizledi. Küçükken hiç toparlanmazmışım. Hep hasta olurmuşum. Babannemler de doktor doktor gezip iyileştirmek için uğraşırlarmış. En sonunda yaşadığımız belde de bulunan doktora götürmüşler, onun sayesinde iyileşmişim. Iğne olmadan düzelmezmişim. Iğneden korktuğum ve olmak istemediğim zamanlarda da babannem ve dedem vardı yanımda, her zaman olduğu gibi.  Anne ve babamdan görmem gereken şefkati onlar gösterdi bana. Yanımda onlar olsa bile, hep bi yarım kalmışlık vardı içimde. Yıllardır çığ gibi büyüdü durdu. Öz anne - babam hayatta olmalarına rağmen, babannem ve dedem Anne-baba oldu bana.

  Ne kadar yarım kalmış olsam bile, dışarıya gülümsedim hep. Gülümsedim,kahkaha attım ama içten içe ağladım. Dışarıya gülsem bile içime akıttım gözyaşlarımı. Duvarlarımı ördüm hayata, insanlara karşı. Engel koydum her şeyin önüne. Çoğu kez sinirim engel oldu, çoğu kez gücüm, çoğu kez de sert bakışlarım, çatık kaşlarım engel oldu. Yaklaştırmadım kimseyi kendime. Kimse duvarlarımı yıkıp, bana ulaşabilecek kadar değerli, ve güven verici olmadı hayatımda. O duvarların arkasında, yarım kalmış cocukluğumla yaşamaya devam ettim hep.

1 yaşında bırakıldım. 1 yaşındayken babam trafik kazası geçirmiş, toparlanamamışlar. Bakamayacaklarını anladıklarında babannem ve dedeme bırakmışlar. Hiçbir şeyden haberi olmayan ben, babannemi ve dedemi anne- baba bildim. Kendimi bildiğim, aklımın erdiği zamanlardan birinde, babannemle gittiğimiz komşu da öğrendim, evlatlık verildiğimi. Babannemlerden öğrenmem gerekirdi belki de. Ama onların dediğine göre söylemişler bana ve ben hatırlamıyormuşum.

  Babannemi ve dedemi suçlamadım hiç. Anne ve babamın yokluğunu hissettirmemek için çabaladılar. Her anımda yanımda oldular. Onları suçlamak büyük aptallık olurdu. Hayatımda onlardan başka değerli kimse yokken ve en önemlisi onlardan başka beni karşılıksız seven biri yokken onları suçlamak, hayatımda yaptığım en aptal şey olurdu.

Ve kendimi bildim bileli farklıydım diğer çocuklardan. Onlar gibi oynar, koşar, ağaca tırmanır, bisiklet yarışlarına katılırdım mahallede. Ama onların yaptıklarını yapmama rağmen farklıydım onlardan. Görünüşümle, kıyafetlerimle ilgili bir farklılık değil bu. Düşünce yapım farklıydı. Aynı yaşta olsak bile, onlardan daha olgun düşünürdüm hep. Onlar gibi davranmama rağmen, hayata onların baktığı gibi bakmazdım. Yıllar boyunca yaşıtlarımdan farklı düşünce yapısına sahip olmaya devam ettim. Onlar gibi yaşlarının getirdiği ruha değil, daha olgun ruha sahiptim ve sahip olmaya devam ediyorum.

Sen Sar BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin