Barda olan yüksek müzik nedeniyle sağır olmuş gibi hissediyordum. İçtiğim uyuşturucunun da bunda etkisi olduğunu biliyordum. Bu seferkini ağır vermişti ve etkisi çabuk geçmiyordu. Ellerim titriyor ve başım dönüyordu. İnsanların benden ne istediklerini zor duyuyordum.
"Lucky , benim yerime müşterilerle iki dakika ilgilenir misin? Lavobaya gitmem gerek."
Başıyla onayladı ve çıkıp lavobaya gittim. Lucky iş arkadaşımdı onun harici dışarıda hiç muhabbetimiz olmuyordu. Bu kızla kafamız uyuşmuyordu. Nişanlıydı , düzenli bir hayatı vardı. Ailesini sık sık ziyarete gittiği için işten izin alıyordu. Bağları kuvvetliydi.
Aynada kızarmış gözlerime baktım. Ellerimi lavobaya dayayıp derin nefes aldım ve kafamı tekrar aynadaki yansımama çevirdim. Soğuk su çarparak kendime gelmeyi denedim. Bu yaşadığımı seviyordum. Bir şeyler düşünmemi engelliyordu. Sanki biri vücuduma mutluluk hormonu enjekte etmiş gibi bir hale bürünüyordum. Zararlı olduğunu biliyordum ama bırakmak istemiyordum.
Döndüğümde Lucky'e teşekkür edip kendi tarafıma geçtim. Bana önümde duran adamı gösterdi.
"Buranın sahibinin yiğeni ona iyi davran."
Başımla onayladım ve kafasını içki bardağına gömmüş olan adamın yüzünü görmek için çabaladım. Bu işe ihtiyacım vardı. Başka bir gelir kaynağına sahip değildim.
Kafasını kaldırdığında koyu kahve rengi gözleri mavi gözlerimle buluştu.Buğday ten rengi , üç numara kısa saçları cüsseli vücudu ile karizmatik biriydi. Hafif kirli sakalları da ona ayrı bir hava katıyordu. Bir acısı vardı ama ne olduğunu bilemezdim.
"Bana bir içki daha ver. Sek olsun." Gözlerini tekrardan önünde duran boş içki bardağına dikti.
"Emredersin." Başımı yana yatırarak yüzüne bakmaya devam ettim. Sesimin sert çıktığının farkındaydım. Viski bardağına uzanmışken elimi yakaldı
"Emrediyorum." Sesi oldukça sert çıkmıştı ve elimi de sıkmaya devam ediyordu. Ah seni şerefsiz. Elimiz hızlıca çektim ve bu adamı nasıl yola getirebiliceğimi düşündüm. Onu sabah yatağımda görmek istiyordum.
Kafasını kaldırarak bana döndü.
"Adın?"
"Adım." Alaycı bir ses tonuyla cevapladım. Bu bir soru değildi. Adın ne? Gibi bir soru yöneltebilirdi.
"Adın ne?"
"Hollie."
"İyi bir içki daha var Hollie."
Yumuşak olmam gerekiyordu. Onu gerçekten yatağımda görmeyi arzuluyordum.
"Bu gece benim evimde kal." Dedim aniden. İşleri uzatmayı sevmezdim. Kısa be net bir insandım.
"Evimin olmadığını sana düşündüren ne?"
Ne söyliyeceğimi düşünürken tekrar konuştu.
"Seninle birlikte olmayacağım."
Cebinden çıkarttığı parayı koydu ve arkasını dönüp gitti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
HUMANS ARE THE REAL MONSTERS
ChickLitİyi olmak zordu kötü olmak ise çok kolay. Şeytana bahis oynadım ve bu sefer şeytandan yanaydım.