"İnsan psikolojisini anlamak kolaydır. Eğer dikkatli bir şekilde bakarsanız kimin nasıl bir durumda olduğunu anlayabilirsiniz. Yalan söylediklerini , mutlu olduklarını , düşünceli olduklarını ve benzeri şeyleri belli hareketlerle belli ederler. Kimi minikleriyle , kimi elleriyle bazıları da gözleriyle. Mesela bir insanın yalan söylediğini karşınızdaki insanı tanımasanız bile kolay bir şekilde yüz ifadelerinden anlayabilirsiniz. "
Bay Baker ile gözlerimiz bir saniyeliğine buluştu. Sanki evde bu söylediklerini ezberlemiş gibi hızlı ve akıcı bir şekilde anlatıyordu. Aynı zamanda gözleriyle tüm sınıfı seyrediyordu. Tepkilerimizi ölçüyor gibiydi.
"Sen" diyerek ön sırada ki bir kızı işaret etti. Kız kafasını kaldırıp Bay Baker'a baktı.
"Evet" diye cevap verdi.
"Bir deneme yapacağız. Bana doğru ya da yanlış bilimsel bir şeyler söylemeni istiyorum."
Kız başıyla onayladı ve biraz düşündü.
"Jenny olasılık kuramı ile ilgili : 'Olasılık kuramı her şeyi riske atmanızı ve bütün parayı bir bahse yatırmanızı salık verir' şeklinde düşüncesini belirtmiş sizce doğru mu söyledim yalan mı?
"Yalan söyledin. Onu asıl söyleyen kimmiş ?"
Kız şaşırmış bir şekilde Bay Baker'a baktı ve yutkundu. Kimse böyle bir şeyin yalan olduğunu anlamasını beklemiyordur. Kızın söylediğine ben inanmıştım.
"Matthews. Peki böyle bir şeyin yalan olduğunu nasıl anladınız?"
Bay Baker tahtanın önünde bir sağa bir sola yürümeye başladı. Şuan bize bakmıyordu. Konuşmaya başladı.
"Sana bilimsel bir bilgi söylemeni istediğinde sol elin dizinin üstündeydi. Konuşmaya başladığın saniyede sol elini sıranın üzerine koyup baş parmağınla önünde duran kaleme dokundun ve durdun. Alışkanlık olsa bunu sürekli tekrarlardın. Bilimsel olarak açıklamak gerekirse aynı zamanda da avuç içlerini benden sakladın. Yalan söylemeyen bir kişi rahatlıkla avuç içlerini karşı tarafa gösterir 'ben doğruyu söylüyorum, bana güvenebilirsin' der. Beyin söylenilen şeyin yalan olduğunu bildiği için otomatik olarak kişiye avuç içlerini saklama komutu verir."
Herkes şaşırmıştı. Gerçekten de yalan söylediğimizde ufak şeylerle de olsa karşımızdakine 'ben yalan söylüyorum' komutunu mu veriyorduk? Çevremde psikoloji okuyan başka bir insan iyi ki yoktu yeri gelince herkes birbirine ufak tefek de olsa yalanlar söylüyordu.
" Duygularınızı belli etmek istemiyorsanız eğer verdiğiniz tepkilere , vücut ve el hareketlerinize dikkat edin. Olabildiğince hareket etmemeye çalışın. Göz temasından kaçınmayın ve sürekli oturduğunuz yerde kıpırdanmayın. Yüzünüze sahte bir gülümseme yerleştirin veya hiç gülmeyin. Karşınızdakinin böyle konularda bir fikri yoksa eğer sizin ruh halinizi anlaması biraz daha zorlaşır. Konuşurken eğer ellerinizi çok kullanıyorsanız bedeninizle uyum içinde olmasına dikkat edin. Ağzınızdan çıkan kelimelerin yanlış olduğunu vurgulayacak bir şekilde hareket ettirmeyin. Bunun hakkında kitaplar okuyup videolar izleyin. Sizin için önemliyse böyle yapmanızı tavsiye ederim. Bugün için teşekkür ederim , tekrardan görüşmek üzere..."
Arkasını döndü ve anfiden hızlıca çıktı.
Bay Beker anfiyi terk ettiği anda tüm sınıftan hayret uyandıran sesler çıkmaya başladı. Hukuk öğrencisi olduğumuz için bunları öğrenmeye başlıyorduk. Psikoloji bu sene alacağımız bir dersti. Çantamı alıp hızlıca kapıya yöneldim. Kapıyı açtığım saniye sert bir göğüse çarpıp düşüyordum ki o sırada kolumdan biri tuttu. Bay Baker tuttuğu elimi bıraktı , Profesör David'de bana bakıyordu.
"Pardon." Sesim oldukça kısık çıkmıştı. Kahverengi gözlerini gözlerime kilitledi ve başını profesöre geri çevirdi.
"Haftaya görüşürüz Hollie." Bay David yüzüne kocaman bir gülümseme yapıştırdı. Oradan gitmem gerektiğini anladım. Bir şey konuşuyorlardı. Başımla selam verip yürüdüm.
Barda karşılaştığımızdan beri adını bilmediğim bu adama karşı içimde bir arzu vardı ama bugünden itibaren neler yaşadığını daha çok merak ediyordum. Yüzünden düşüncelerini ya da ruh halini anlamak mümkün değildi. İçini burkan bir şey vardı buna emindim. Hislerimde yanılmazdım ve hislerim bana bunu söylüyordu. Acı çekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HUMANS ARE THE REAL MONSTERS
ChickLitİyi olmak zordu kötü olmak ise çok kolay. Şeytana bahis oynadım ve bu sefer şeytandan yanaydım.