2.Bölüm

1.7K 58 3
                                    

Bahar durdu ve dönüp babasına baktı:
-Karabayır'a geri dönme diyeceksin değil mi? Benden bunun sözünü isteyeceksin çünkü söz verirsem tutarım biliyorsun.
-Aynen öyle. Amacın yardım etmekse burda ki insanlara yardım et. Burda da yardıma ihtiyacı olan insanlar var.
-Anlamayacaksınız değil mi? Evet burda da yardıma ihtiyacı olan insanlar var ama onlara yardım edecek doktorlar da var. Ben olmasam o, o olmasa diğeri. Ama orda öyle bir durum yok. Bunu anlamak çok mu zor? Hayatımı zorlaştırmak yerine bana yardımcı olmanız çok mu zor ya?
Dedi ve hızlı adımlarla odadan çıktı. Çok üzgündü, çok şaşkındı. Annesinin bunu yapmasına mı babasının bu tavrına mı üzüleceğini bilemedi. Evet babasıyla iyi bir ilişkisi yoktu ama en azından bu konuda yardımını esirgemeyeceğinden neredeyse emindi. Ama şimdi.. İyi de babası Karabayır da kalmaması pahasına, mesleğinin elinden alınmasına nasıl kayıtsız kalabildi. Evet, Bahar babasının gerçek yüzünü bilmiyordu, Karabayır da yaşanan olaylarda onun parmağı olduğunu bilmiyordu. Haliyle orda kalmasını babasının asıl istemeyiş nedeninden de habersizdi. Üzgündü, kırgındı, kızgındı. Bulduğu ilk bankta oturdu. Gözünden gelen yaşlara engel olamıyordu. Sonra Yavuz düştü aklına. Böyle bir durumda onun sesini duymaya nasıl ihtiyacı olduğunu farketti. Daha sadece 3 gün olmuştu ama haftalardır görmemiş gibi özlemişti onu. Üstelik telefon açıp sesini duymaya bile cesareti yoktu. Son konuşmalarını düşündü. Yavuz'un onu sevemeyeceğini söylediği anı. Duyduklarından sonra yapması gereken şey onu unutmaktı. Evet Yavuz'un ondan hoşlanmış olduğunu bilmek yüzünü gülümsetiyordu ama elinden tutması belki de imkansızdı. O yüzden onunla konuşup canını daha fazla acıtmak istememişti. Ne yapacağını düşündü. Diplomasını geri almak için yapabilecek hiç bişeyi kalmamıştı. Belki de buralardan gitmem gerek diye düşündü. Onu buralara bağlayan hiç birşey kalmamıştı. Mesleği, Yavuz. Üstelik ona hiçbir şekilde destek olmayan annesi, babası. 'Evet' dedi 'gitmek, en azından bir süreliğine uzaklaşmak en mantıklısı herkesten, herşeyden'..
Yavuz ise gördüğü mezar taşını kimin yaptırdığını tahmin etse de araştırmakta fayda olduğunu düşündü, belki de bilmediği bir düşmanı daha vardı kim bilir. Annesinin mezarından ayrıldıktan sonra Merveye de yaptığı küçük bir ziyaretin ardından hemen araştırmalara başladı. Aslında mezar ziyaretinden sonra İstanbul'a dönecekti burda fazla kalmaya niyeti yoktu. Karabayır da yaşamaya alışmıştı çünkü. Kalacak bir yeri kalmadığı için orda bir ev tutacak ve alıştığı hayatta olmasa bile en azından alıştığı yerde devam edecekti yaşamaya. Kısa bir İstanbul ziyaretinden sonra dönecekti ama gördüğü mezar taşının altından kimin çıkacağını bulmak için biraz daha kalması gerekiyordu. Mezar ziyaretinin ardından deniz kenarına doğru yürümeye başladı. Bir an aklından Bahar'a gitsem mi düşüncesi geçti. Gülümsedi birden. 3 gündür konuşmamışlardı ama tıpkı Bahar gibi bu süre ona da haftalar olmuş gibi hissetirmişti. 'Acaba ne yaptı' diye sesli düşündü. 'Diplomasını geri almanın yollarını arıyordur kesin, acaba bir yol bulabildi mi? Kim bilir belki de geri döner' dedi gülümseyerek sonra sesli düşündüğünü farketti, ne yapıyorum ben dercesine duraksadı. Tebessüm etti, Bahar'ın yanında olmasına ne kadar ihtiyacı olduğunu farketti. Bahar da ona ne kadar ihtiyaç duyuyordur şimdi kimbilir. Bahar sevmişti onu peki ya o?  Hissettiği şey hoşlanmaktan daha ötede bir şey miydi acaba? Kendini sorguluyordu, duygularını. Sonra yine kendi kendine cevap verir gibi: 
'Ne değişecek ki? Elinden tutabilecek miyim? Onu bu sivil hayatın bile karşıma çıkaracağı belalardan koruyabilecek miyim? Hayır, ben ona deva olmam ki dert olurum anca' diye düşündü.
Bir boşluktaymış gibi hissetti kendini. Yoluna canını koyduğu mesleği yoktu, arkadaşları yoktu, Bahar yoktu. Arkadaşlarını düşündü. Haberi öğrendikten sonra bir iki gün içinde canlarını ortaya koydukları meslekleriyle bütün ilişkileri kesilmiş ve o İstanbul'a gelirken herkes memleketine dönmüştü. Hepsinin yüreği acıyordu ama emir büyük yerden gelmişti nasıl karşı çıkabilirlerdi ki. Yavuz bu düşüncelerle ayaklandı ve birkaç gün kalmak için otele doğru gitmeye başladı. Ertesi sabah mezar taşıyla ilgili yaptığı araştırmadan bir haber geldiğini düşündüren telefonu çaldı.
-Efendim
-Sarı komutan?
Yavuz bu sesi duyduğuna hiç sevinmedi...

Bir Doktor ve Bir AskerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin