Eskiden kurduğu cümleler beni şaşırtırdı fakat artık söyledikleri beni şaşırtmıyor ,korkutuyordu... Algılamakta dahi güçlük çekiyordum. Bu yüzden ona "ne olur dur canım bu söylediklerin nasıl olur. Ne demek güneş yok olabilir? "Dedim. Güneşe bakarak konuşmaya devam etti. "Güneş 4.6 milyar yıldır uzayda hayat kaynağı olarak bulunuyor bu olaydan önce bu varlık sessiz sakin devam ederdi fakat güneşin kalbinin sahibi kayboldu kaybolalı güneş içindekileri korurken ve dışındakilere ısı ve ışık kaynağı olurken malesefki gitgide küçülüyor. Bu küçülmeyi durdurabilmenin tek yolu geçmişten beri güneşin yapısında meydana gelen ve şu anda durmuş olan güneş patlamalarını yeniden faaliyete geçirmek ama bunu yapabilmemiz şu anda imkansız çünkü güneşin içindeki patlamaları sağlayanlar yani güneşin koruyucuları çok yorgun bu sebeple güneş patlamalarını meydana getiremiyorlar. Çünkü onlara enerji veren güneşin kalbi, sahibi olmadan bir işe yaramıyor..."dedi. Biran durdum ve aklıma küresel ısınma ve ozon tabakasının delinmesi diye bahsedilen felaketler geldi. Evet belkide bu olanların hepsi güneşin içinde bulunduğu bu durumla alakalıdır diye düşündüm. Yada ben bu olanları kendimce açıklamaya çalışıyordum. Evet mona'nın bu anlattıkları yani güneşteki patlamalar güneşin 4.6 milyar yaşında olduğu ve gitgide küçüldüğü bize anlatılan bilimsel gerçeklerle örtüşüyordu fakat yinede olanlara inanmakta zorluk çekiyordum çünkü ben bu duyduklarımı daha önce sadece bilim kurgu filmlerinde görmüştüm. Mona bana güneşin kalbini gösterdiğinden beri çok merak ettiğim birşey daha vardı ve merakımı gidermek için bu sorumuda Mona'ya yönelttim "peki Mona güneşin kalbinin sahibini yani prensesiniz Arya'yı neden dünyada arıyorsun?" Dedim. Mona bir iç çekti ve" sana zaten prenses Arya'nın doğumunun kralığımıza getirdiği neşe ve sevinçten bahsetmiştim, evet hepimiz bu doğumdan ötürü çok mutluyduk fakat bu haber her ne kadar bizleri mutlu ettiyse de baş muhafız Tamu'yu da bir o kadar rahatsız etmişti çünkü Tamu kraliçemiz Orora'yı seviyordu, ona aşıktı ama Tamu'nun bu aşkı hiçbir zaman karşılık bulamadı. Bu karşılıksız aşk zamanla Tamu'nun içinde kine ve nefrete dönüştü. Çünkü Tamu hem kraliçe Orora ile evlenmek hemde tahta oturmak istiyordu. Aslında Prenses Arya'nın doğumuna kadar Tamu tahta oturmayı umut ediyordu fakat prenses Arya'nın doğumu Tamu'nun son umut kırıntılarınıda yok etti ve kirli planlara başladı. Tamu artık prenses Arya'ya duyduğu nefreti her şekilde belli ediyordu. Bu durum kraliçemizi çok korkutuyordu ama kraliçemiz bu durumu kralımıza da belli ettmek istemiyordu çünkü kralımıza bir zarar gelmesinden korkuyordu. Günler bu şekilde geçti ve sonunda prenses Arya'nın birinci yaş günü geldi çattı. Prensesimiz için çok güzel bir yaş günü tertip edildi. Herkes çok mutluydu ve eğleniyordu bu eğlence devam ederken Tamu kirli planlarını devreye sokabilmek için fırsat koluyordu ve sonunda istediği fırsatı yakalamayı başardı. Prensesin odasına sızdı. Planı prensesimizi kaçırıp kendi çıkarları doğrultusunda yetiştirip ,kendi safına çekmekti böylece tahta oturabilecekti. Malesefki Tamu planının ilk adımını gerçekleştirmeyi başardı, prenses Arya'yı kralıktan kaçırdı ve prensesi kimsenin bulamayacağını düşündüğü karanlık galaksiye sakladı ama Tamu çok önemli bir şeyi atlamıştı, kraliçemizin zekasını... kraliçemiz Bu olanları kralımızın duymasını istemediğinden yanına güvendiği birkaç güneş muhafızınıda alıp Tamu'nun peşinden karanlık galaksiye gitti. Kraliçemiz karanlık galaksiye vardığında prensesimizi Tamunun elinden kurtardı ve kralığa geri getirdi ama prensesin tekrar kaçırılma ihtimalini göze alamadığından prensesi krallıkta en çok güvendiği kişi olan bilge Hermes'e teslim etti ama Tamu yılmıyordu bir kez daha prensesi kaçırmaya kalkıştı, bu defa kraliçemiz Tamu'ya tek başına karşı koymaya karar verdi. Kraliçemiz kızını korumak için Tamuyla savaşırken öldü." Dedi. Mona'nın gözlerinden bir damla yaş süzüldü ama gözyaşlarını silip kaldığı yerden devam etti anlatmaya... "Tamu kraliçemiz Orora'yı seviyordu ama istemedende olsa onun ölümüne sebep oldu. Kraliçemiz diğer atalarımız gibi gökyüzünde bir yıldız oldu ama o sıradan bir yıldız değil, siz insanlar kaybolduğunuzda sizelere yol gösteren büyük bir yıldız olarak bulunuyor şu anda göklerde....
Bilgemiz Hermes prenses Arya'yı daha fazla kralıkta tutamazdı çünkü Tamu kraliçemiz öldükten sonra bile tahta oturmak istiyordu bu yüzden de Arya'yı kullanacaktı. Bilgemiz Hermes Tamunun bu planlarının farkındaydı. Bu sebeple Arya'yı dünya'ya yoladı, şimdi bana peki ya Tamu Arya'yı dünyada bulamazmıydı? Diyeceksin. Evet Tamu prensesi dünya da bulabilirdi ama bulamadı çünkü bilge Hermes Arya'yı dünyaya yolamadan hemen önce onu dünyada da koruyabilecek bir kalkanla sardı. Bu kalkan tam yirmi yıl sürecek bir korumayla prensesi koruyacak bir güce sahipti, bu kalkan sayesinde bu güne kadar ne Tamu ne de krallıktan herhangi biri prensesi bulamadı. Ama dediğim gibi bu kalkan prensesi sadece yirmi yıl koruyabilecek bir güce sahip yani prenses yirmibir yaşına bastığı gün kalkan kırılıcak ve prenses savunmasız kalıcak, eğer kalkan kırıldığında Tamu prensesi benden önce bulursa bu tüm evrenin sonu olabilir..." Monanın söyleyeceklerine devam etmesine izin vermeden hemen ona "peki Mona buraya gelirken prensesin yerini bilgenizden neden öğrenmedin?" Dedim. Gözlerime baktı ve cavapladı. "Çünkü prensesimizin nerede olduğunu bilgemiz Hermes bile bilmiyor. Aslında beni buraya yani dünyaya yolayanda bilgemiz Hermes'ti. Beni dünya ya yolarken şunu söyledi -mona seni dünyada bulan ilk kişiye güven çünkü seni bulan ilk kişi sana yardım edebilecek bir gücede sahip olacak- demişti. İşte O kişi sensin o gücü barındıran, bu yüzden sana güveniyorum ve bu yüzden sana kralığımızın geçmişini anlatıyorum"dedi. Bir an durdum ve "mona sen bir bilgeden bahsediyorsun ama sende yaşına göre adeta bir bilge edasıyla konuşuyorsun." Dediğimde bana "sen beni küçük bir kız zannediyorsun değil mi, halbuki ben senin zannetiğin gibi küçük bir kız değilim ben..." dediği an kapının tıkırtısını duydum ve hemen toparlandım...
Mona bu tıkırtıyı duyduğunda korku dolu gözlerle bana baktı...