2.BÖLÜM

8 1 0
                                    

Ders rehberlikti ve Sibel hoca yani sınıf hocamız gelecekti. Sınıftaki herkez sınav hakkında konuşuyordu çoğu çok zor olduğunu ve sadece bir soru yapabildiklerini söylüyordu.

Bence gayet kolay bir sınavdı. Ama bu benim düşüncem tabi.

Sibel hoca önceki ders yerleri değiştireceğini söylemişti. Sınıfın çoğunluğu buna itiraz ediyordu çünkü okulların kapanmasına bir buçuk ay kaldı.

Bende Gülşenden ayrı oturacağım için üzgünüm ama sonuçta aynı sınıftayız yani okadar büyütülecek birşey yok.

Sibel hoca sınıfa geldi. Hepimiz birden ayağa kalktık. "Selamünaleyküm çocuklar oturun" "aleykümselam " dedik koro gibi ve oturduk.

Hoca önce defteri doldurdu sonra bize bakarak "size yerlerinizi değiştireceğini söylemiştim şimdi herkez tahtaya geçsin" dedi.

Herkez tahtaya çıktı. Sibel hoca sırayla herkezi oturttu. "İrem şuraya geç" diyerek eli ile duvar kenarından ikinci sırayı gösterdi. Onu dinleyerek sıraya oturdum.

Sibel hoca tekrar konuşarak "Akın seni görebilceğim bir yere oturtmalıyım, İrem'in yanına geç" dedi. Akın halinden memnun değilmiş gibiydi fakat hocaya karşı gelemeyeceği için yanıma oturdu.

Bende zaten onun yanında oturmaktan hiç memnun değilim. Akın, kızların popüler çocuğu.

Büyük ihtimalle okuldaki herkesle çıkmıştır. Ama ben onu hiç sevmiyorum ve ondanda okadar etkilenmedim şahsen.

Bana karışmadığı ve engel olmadığı sürece sorun yok ama eğer sorun yaratırsa bende yaratırım. Kimseyle uğraşacak durumda değilim.

Sibel hoca diğerlerinide oturttuktan sonra sınıfa önce baktı sonra "eğer yerini değiştiren birini duyarsam kötü olur" dedi.

Herkez onun neyi kastettiği anlamıştı. Sibel hoca eğer biri o gün gelmediyse onun ailesini arar neden gelmediğini sorar.

Oyüzden kimse o birşey derse asla itiraz etmeden yapar...

Yapacak başka birşey olmadığı için Sibel hoca bizi serbest bıraktı bende çantamdan 'şeytan arkadaşlık isteği gönderdi' adlı kitabımı çıkardım ve okumaya başladım.

Ama çok gürültü olduğu için hiçbirşey anlamıyordum bende Akın'a "biraz sessiz olur musun?" diye sordum.

Bana tek kaşı havada bir bakış attı ve sağ eli ile saçlarını geriye iterken "n'oldu rahatsız mı oldun?" diye sordu.

Herzaman ki Akın işte kızları tavlamaya çalışan bir ergen gibi.ona kaşlarım çatık bir şekilde "evet rahatsız oldum ve eğer konuşmaya devam edersen Sibel hoca orada" dedim bir saniyeliğine Sibel hocaya bakarak.

Benim ciddi olduğumu anlayarak sustu ve önüne döndü bende kitabımı okumaya devam ettim.

Zilin sesi ile başımı kitaptan kaldırdım. Öğle arası olmuştu. Biranda herkez koşarak sınıftan çıktı ve kantine koşmaya başladı.

Gülşen'in yanına gittim ve birlikte kantine indik. Allah'ım o nasıl bir sıradır. Sıranın ucu kantinin kapısına kadar uzanıyordu.

"Bence sıra bitince gelelim" dedi Gülşen ve birlikte dışarıya çıktık. Öğle ezanının okunmasına daha çok vardı bu yüzden tuvalete gittik.

Gülşen yine abdest almadığı için onun abdest almasını bekledim ve tuvaletten çıktık.

Bizim okulda mescit olmadığı için spor salonundaki odada namazımızı kılıyoruz. Ama orası küçük bir oda olduğu için en fazla üç kişi kılabiliyoruz ve bu bizi fazla zorluyor.

Bunu bir çok kez müdürle konuşmama rağmen hiç bir şey yapmıyorlar ve bu benim sinirlerimi zıplatmaya yetiyor.

Hayır yanı bize bir sınıf ayırmaları yetiyor. Ben onlardan fazla birşey istemiyorum. Sadece onbeş dakikalığına bize bir sınıfı boşaltmaları yetiyor.

Bu insanlar sevap işlemeyi ellerinin tersi ile itmeyi daha çok seviyorlar.

Biz abdestlerimizi o kokuşmuş pis tuvaletlerde alıp o daracık yerde namaz kılarken sebabımız daha da artıyor.

Herneyse herkezin sevabıda günahıda kendine. Onlar beni, ben onları hiç ilgilendirmez sonuçta.

Gülşen ile kantine geri gittik ve iki tost aldık. Kantinin sırası öncekine göre daha azdı. Bu yüzden işimiz uzun sürmedi...

Sınıfa girdiğimde benim sıramın erkekler ile dolu olduğunu gördüm. Bunun nedeni Akın olmalı. Sonuçta popülr çocuğumuzun sırası.

Gülşen ile yanlarına gittim. Beni gördüklerine şaşırmış gibi bakıyorlardı. Hiçbiri kalkmıyordu.

"Sıramdan çıkarmısınız ben oturucam" dedim nazikçe. Bir anda Akın "çıkamazlar bi sorun mu var?" dedi alaycı bir şekilde.

"Evet bir sorun var bu sırada ben oturuyorum ve şuan senin arkadaşların yüzünden oturamıyorum"
"Napabilirim?"
"Mesela arkadaşlarını yollayabilirsiniz veya sende onlarla gidebilirsin"
"Ama ben gitmek istemiyorum sonuçta bende burda oturuyorum"
"Tamam sen otur ama arkaşlarını yolla yoksa sonuçlarına katlanmam"
"Napabilirsin ki?" dedi alaycı bir şekilde iyice sinirlendim.

Masanın üzerinde ki ekmek arasını aldım ve çöpün yanına gittim. Bana şaşırmışca bakıyordu.

"Kalkıyormusunuz atıyım mı?" diye sordum sinirle. Akın ve arkadaşları bir anda ayağa kalktı sonra Akın tekrar oturdu ve kollarını göğüs hizasında bağlayarak

"Eğer onu atarsan tekrar alırsın"
"Okadar emin olma"
"Sıkıyosa at" dedi. Ben tam atacakken Ufuk
"Tamam atma gidiyoruz" dedi ve arkadaşları ile sıradan çıktılar.

Akın onları bu davranışına çok şaşırmıştı. Ne de olsa çetesi ona karşı geliyordu. Bunu oda beklemiyordu.

Ufuk yanıma geldi ve elimden ekmek arasını aldı. Sınıftan çıktılar. Bende Gülşen ile sırama gittim. Gülşen hemen önümdeki sıraya oturdu ve bana dönük olan sırtını çevirdi...

AŞK TOHUMUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin