Yavaş yavaş heyecanlı kısımlara geliyoruz . Bende heyecanlıyım hikayenin asıl kurgusu şimdi başlıyor.
Bu bölüm önceki üç bölüm gibi kısa değil sözümü tutum . Bana bir aferim.
Bu arada bu hafta fazla meşguldüm bu yüzden bölüm yazamadım önümüzdeki hafta da köye gideceğim bölümleri elimden geldiğince haftada iki kez yayımlamaya çalışacağım. Eğer bir bölüm yayımlar ya da hiç yayımlayamazsam af edersiniz dimi.
İyi okumalar
....................🌙
Sizce kabuslardan korkmalı mıyız? Sonuçta gerçek değiller . Sadece kötü bir rüyalar. Peki neden etkisinden çıkamıyoruz? Küçükken gördüğümüz saçma kabuslar bile hala korkmamızı sağlar mı?
Peki ya aslında kabus görmüyorsanız. Kabus olması için dua ediyorsanız. Ben şuan o haldeydim.
Ard arda tekrarlanan rahatsız edici alarmı kapattım. Bugün ona ihtiyacım kalmamıştı. Kabuslarımdan beni uyandıramamıştı. Çünkü uyumuyordum.
Sıkıntıyla ayaklarımı yere sarkıttım. Akşam gizemli kişinin mesajına 'Varım' yazmıştım.
Sırları açığa çıkarıcak oyununu merak etmiştim. Aslında ben sırları merak etmiştim.
Babamın bilgisayarından öğrendiklerim geceyi uykusuz geçirmemi sağlamıştı. Gözlerimi boş duvardan ayırarak ayağa kalktım. Banyo yapsam iyi olurdu. Kim bilir? belki akıp giden su düşüncelerimide beraberinde sürüklerdi. Ne kadar işe yaramayacağını bilsemde deneyecektim.
Sinem bugün okula gelmemişti .Kuzeninin düğünü için elbise bakmaya çıkmıştı annesi ile birlikte . Eğer onu az çok tanıyorsam bugün istediği gibi elbise bulamayıp bu sefer benimle alış verişe çıkacaktı. Hoş aslında ben alışverişte karar verme konusunda berbattım.
Gece Sinem'e de onlar ile gelmeyeceğimi mesaj atmıştım. Büyük ihtimal daha görmemişti . Görseydi demediğini bırakmaz ayrıyetten Arın'a da durumu bildirirdi. Böylelikle Arın ve Sinem'in gazabına uğrardım.
Kafamı iki yana sallayarak düşüncelerden kurtulmaya çalıştım. Bu sefer unutmadığım anahtarımı ( Yazar buradan birine göz kırpıyor) çantamdan çıkararak kapıyı açtım.
Odama çıkmadan önce gelen söylenmeler ile salona geçtim.
''Ben anlamıyorum. Patronların rahat sandalyelerinde kahve yudumlamaları gerekmiyor mu? Abim öyle yapıyordu. Hayır senin şirketinle antlaşmak istemiyorum bu ne ısrar. İyide bu belgeyi Avukatın incelemesi gerekmiyor mu . Offf. Böyle işin ebe-''
''Heyy küfür yok'' Oflayarak geriye attığı başını kaldırarak bana baktı.
''Geldin mi?'' saçma sorusuna elbette hepimiz ne cevap vereceğimi biliyorduk.
''Hayır otobüste bir kız ile kavga ediyoruz'' diyerek üçlü koltukta yanına oturdum .
Elbette göz devirmemişti .Çünkü ben yapsam banada buna benzer bir cevap yollardı.
''Kafam anlak bunlak oldu. Çalışmak bana yaramadı.'' salonun ortasında bulunan sehpadan bir kağıdı elime aldıktan sonra anlıyormuş gibi başımı salladım . Oysa ki ilk kelimeyi dahi okumamıştım. Bu taktik her zaman işe yarardı.
''Bence zor görünmüyor.''
Kıkırdadıktan sonra bana üstünmüş gibi bakarak cevap verdi. ''Kağıdı ters tutuyorsun.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay'da Bir Kız
Teen FictionZaman... Uçsuz bucaksız. Hayat... bir doğru parçası. Yaşarken anlayamadığımız değerleri Zaman ardımızda bıraktığında anlarız. Bazen bir insanı özler, bazense gençliğimizi. Elimizde olupta tutamadığımız , kaybettiğimiz Zamanları özleriz. Kokusuyl...