Sabah kalktığımda yatağımın diğer ucunda Kate uyuyordu. Onu uyandırmak istemiyordum. Çok güzel gözüküyordu. Biraz saçlarını okşadım. Biraz da kokladım. Muhteşemlerdi. Onu izlemeye koyuldum. Yüzünün her gözeneğini resmen teker teker inceliyordum. Nasıl oldu da sana aşık olmuştum ben? Gerçekten inanılmaz bir güzelliği vardı. Bir kaç kez horuldadı. Sonra aniden gözlerini açıp
''Günaydın! Aşkların Birtanesi!'' diye bağırdı.
''Günaydın prenses, günaydın.''
''Yanıma gelmeyecek misin?''
''Yanına.. ha şey elbette.''
Yanına uzandım. Kollarımla onu sıkı sıkı sardım. Onu gerçekten de çok seviyordum. Nihayet odada sadece nefes alıp veriş seslerimiz duyulduğunda kulağım bir şeyler işitiyordu.
''İan, uyan dostum.'' ''İan 3 gündür hiçbir şey yemeden uyudun!''
Aniden uyandım. Karşımda Jason ve Kate'i görünce şaşırdım. Olanları anlamam yaklaşık 20 saniyemi almıştı.
''Sadece bir rüyaydı değil mi?''
''Ne sadece bir rüyaydı?''
''Gerçek olamayacak kadar güzeldi. Buradan anlamalıydım.''
Çok canım yanmıştı. İçim acıyordu. Bir an için bile olsa onunla birlikteydim. Rüya bile olsa beni mutlu etmeye yetmişti.
''İan, son günlerde biraz garip davranıyorsun. Acaba, bir sorun mu var?'' diye sordu Kate.
Onu yüzüne bir kez daha baktım.
''Daha ne kadar sorun olabilir ki.'' diye mırıldandım içimden.
''Yo, yani hayır bir sorun yok sadece biraz.. sinirliydim işte.''
''Peki. Ha bu arada sen uyurken baban seni sahiplendi.''
Acayip bir şekilde şaşırmıştım. Ve büyük bir merak içerisindeydim.
''Babam mı? E.. Kimmiş babam?''
''Poseidon, sen üç büyüklerden birinin çocuğusun.''
''Aman ne güzel.''
''Dostum inan bana Hermes kulübesinden kat kat daha iyi. En azından koskoca kulübede 2 kişiyiz.''
Percy'nin geldiğini fark etmemiştim bile.
''Sanırım güzel olabilir.''
Yatağımdan kalktım. Toparlandım. Ve Kulübeme doğru yola çıktım. ' Yeni kulübeme.'
''Ha Percy. Averice'in nerede olduğunu biliyor musun? Ona bir şey danışmam gerek.''
''Yoksa siz ikiniz..''
''Saçmalama! Tamam güzel bir kız olabilir ama benim kimi sevdiğimi gayet iyi biliyorsun.''
''Yemekhaneye bak. Yemek saati yaklaşıyor. Orada olabilir.''
Yemekhaneye doğru yöneldim. Arkadaşlarıyla konuşuyordu.
''Hey Averice!''
Bana doğru yöneldi.
''Hey. İan'dı değil mi?''
''Evet.''
''Bir sorun mu var?''
''Hayır.. Yani evet. Şimdi yani sen aklımı okuyabiliyorsun ve ne soracağımı da biliyorsundur.''
''Hayır, İan herkes zihin okuyamaz bu Athena çocuklarının hepsinde yoktur. Yani %3'ü bilemedin %4'ünde bu yetenek vardır. Doğuştan gelir.''
''Peki ya Kate? O zihin okuyabiliyor mu?''
''Kate.. ha şu kız. Hayır. Onu seviyorsun değil mi?''
''Aklımı okuman hiç de hoş değil.''
''Bak. Sana tek diyeceğim o kızdan uzak dur. O kız lanetli.''
''Saçmalıyorsun.''
''Ah. Bir dakika. Sen deliler gibi aşıksın. Bunun için aklını okumama bile gerek yok. Seni onun yanındayken gördüm. Sürekli kızarıp bozarıyordun. Hatta onun yanında konuşacağın kelimeleri söylemeden önce 3-4 kere zihninde tartıp en doğru kelimeyi bulup söylemeye çalışıyorsun.''
''Saçmaladığını biliyorum ama nedir bu lanet?''
''Tam olarak bir lanet sayılamaz. Bir Kehanet. Onunla ilgili. İlk kez bir kehanette bir kişinin adı tamamen ve açık bir şekilde söylendi. Bunu kimse göz ardı etmedi , edemezdi.''
''Ne diyor bu kehanette?''
''Bunu bilmene gerek yok. Tek bilmen gereken. O kötü bir şey yapacak.O Kötü şeyin ne olduğunu şuan kimse bilmiyor. Kehanette bilmen gerek tek kısım Kate'in ya da onu çok seven birinin öleceği. Ondan uzak dur. Kendi iyiliğin için.''
''Ondan uzak durmamı mı istiyorsun? Haydi aklımı oku.''
Averice'e , Kate'i gördüğüm zaman neler yaşadığımı sırf o beni reddeder korkusuyla 8 yıldır nasıl beklediğimi , nasıl acılar çektiğimi , Onun için neleri yapabileceğimi , Onu ne kadar sevdiğimi gösterdim.''
''Aman Tanrılarım. Sen hayatımda tanıdığım en güçlü erkeksin.''
''Averice. Sana bir şey soracağım. Ama lütfen bana dürüst cevap ver.''
''Tabii ki. Sor bakalım.''
''Sence o.. ne bileyim işte beni...''
''Reddeder mi diye soracaksın değil mi?''
''Evet. Hani diyorum ki. Onun aklını okusan belki beni..''
''İan. Bak senin için bunu yapmayı çok isterim fakat bu gücümü olmadık yerlerde kullanamam.''
''Peki. Sanırım öğrenmenin en iyi yolu söylemek.''