Part 2 : Lunapark

4.6K 155 16
                                    

2 Gün Sonra...

Mert'in beni terk etmesinden 2 gün geçmişti. Belki de artık Mert'i unutmalıydım. Zaten ona hiç bir zaman aşık olmamıştım ama bir erkek arkadaşımın olmaması biraz sıkıcı bir durumdu. Şu an yaşadığım şey ise daha sıkıcıydı. Melis'in beni bir bara sürükleme çabası.

''Melis hayır diyorum sana.''

''Kabul etmiyorum küçük hanım.'' dedi kolumu çekiştirerek.

''Hem banane senin yeni erkek arkadaşından.''

''Bak yanında bir çocuk daha getirecekmiş.''

''Tamam da bundan banane.''

''Mert'i unutman için fırsat canım arkadaşım.''

''Mert mi o kim? Bak unuttum bile ben onu.''

''Sen onu benim külahıma anlat. İki gündür evden çıkmayan bendim zaten.''

Evet, anlaşıldı Melis'ten kurtulma gibi bir seçeneğim yok. Şu an en iyi seçenek onunla birlikte bara gidip o erkek arkadaşıyla ilgilenirken sıvışmaktı.

''Tamam kabul ediyorum. Ama beni sıkboğaz etmeyeceksin.''

''Tamam bende kabul ediyorum.''

''Anlaştık o zaman.''

''Anlaştık.''

...

Bu aynada ki gerçekten ben miyim yoksa hayal mi görüyorum. O kadar güzel olmuştum ki bir an aynada kendimi Megan Fox falan sandım. Mütevaziliğe gel.

''Zeynep benden güzel oldun inanamıyorum.''

''Senden güzel olduğuma mı inanamıyorsun güzel olduğuma mı?'' dedim gülerek.

''Kızım sen zaten baya güzelsin. Bütün erkekler peşinde ama ben kendim için çok uğraştım. Bilerek senin için uğraşmadım ama güzel oldun anlamında.''

''Benim için uğraşmadın öyle mi?''

''Ayy dilimi eşek arıları soksun inşallah!''

''İnşallah canım.''

...

Bara geldiğimizde bu alanlara fazla alışık olmadığım için ilk başta yüzümü buruşturdum. Nasıl bir yerdi burası böyle?

''Zeynep gel buldum onları.''

''Kimleri?''

''Yaa işte Barış'ı ve arkadaşını.''

''Barış kim ya?''

''Yeni erkek arkadaşım işte.''

''Adını söylememiştin ki. ''

''Tamam hadi yürü.''

Dans eden insanların arasından geçmeyi başarınca zafer edasıyla gülümsedim.

''Merhaba.''

''Merhaba.''

''Eee ne yapıyorsunuz?''

Ben etrafıma bakınırken bir anda gözlerini bana dikmiş çocukla göz göze geldim. Bu o'ydu. Kerem!

''Kerem?''

''Bir dakika bir dakika siz tanışıyor musunuz?''

Evet canım tanışıyoruz. Sarhoş olup bayıldığım geceden. Şu an utancımdan yerin dibine girmek istiyorum gerçekten.

''Zeynep?''

''Oğlum açıklasana nereden tanışıyorsunuz?''

''Umm...''

Kerem'in yanına yaklaştım ve onlara nereden tanıştığımızı söylememesi için yalvardım.

''Lütfen, lütfen onlara başka bir yerden tanıştığımızı söyleme.''

''Tamam güzelim sakin ol. Sen nasıl istersen.'' dedi ve Melis ve Barış'a dönerek konuştu.

''Biz şeyden tanışıyoruz. Lunaparktan.'' Çok zekisin Kerem. Öyle böyle değil. Melis anlayacak şimdi. Benim lunaparklardan nefret ettiğimi çok iyi biliyor.

''Zeynep? Sen lunaparka mı gittin?''

''Evet ne oldu ki?''

''Lunapark? Dönme dolap?''

''Açma o konuyu lütfen.''

''Yok, yok açsın bence o konuyu.'' Kerem, Melis'e sırıtarak bakıyordu. Yalvarmaktan içim dışıma çıktı be! ''Hem belki güleriz biraz.''

Yaa evet çok gülersiniz bir anlatsam.

''Bakın şimdi-'' Melis konuşmaya başladığı an ağzını ellerimle kapadım.

''Melis!''

''Dur bir Zeynep! Bakın şimdi bunun eski erkek arkadaşı bunu dönme dolabın tepesinde terk etti. Sonra Zeynep bir daha asla lunaparka gitmedi.''

Üçüde gülerken ben sadece Melis'in ayağına tekme atmakla kalmıştım.

''Bir dakika normalde lunaparkın tepesinde ilk öpücükler olmaz mı? Terk etme ne iş?''

''Yaa gülmeyin diyorum size!''

...

Hepimiz biraz fazla kaçırmıştık. Ama Kerem ve ben, Melis ve Barış'a  göre hayli hayli daha iyiydik.

''Hadi dans edelim.''

Melis ve Barış dans pistine ilerlerken Kerem ve ben sadece birbirimize bakıyorduk.

''Biz de dans edelim mi?'' Ve...ilk hamle Kerem'den geldi!

''Olur.''

Kerem beni dans pistine sürükledikten sonra başımı onun omzuna yasladım.

''Hani bir daha görüşmeyecektik?''

''Tesadüf işte ne yaparsın?'' dedim gülerek.

''Şimdi bana soyadını söyleyecek misin?''

''Soyadımla ne derdin var senin?''

''Sadece merak ediyorum.''

''Hayır yani nüfusuna falan mı geçireceksin.''

''Merak işte ne yaparsın?''

''Benden alıntı yapma.''

''Soyadını söyle.''

''Yılmaz. Zeynep Yılmaz. Oldu mu?''

''Oldu bayaa iyi oldu. ''

İkimizde kendimizi şarkının ritmine bırakmıştık. Eğer biraz daha böyle kalmaya edersek öpüşecektik. O yüzden en iyisi uzaklaşmaktı ama uzaklaşamıyorduk işte. Sanki bir şey böyle sıkı sıkı tutuyordu. Gitmemizi engelliyordu.

...

''Bugün fazla güzel olmuşsun.''

''Sende fazla yakışıklı.''

''Seni evine bırakayım mı?''

''İlk önce Melis'i bulmam lazım.''

''Melis ve Barış çoktan gitti.''

''Tamam bırak o zaman.''

...

Evimin önüne geldiğimizde ondan ayrılmak istemiyordum. Sanki bir şey beni ona itiyordu.

''Görüşürüz o zaman.''

''Tamam görüşürüz.''

Görüşürüz dememize rağmen ikimizde bir milim kıpırdamamıştık.

''Tamam.''

''Okey.''

''Sonra...görüşürüz.''

''Görüşürüz.''

Ah, sonunda kapıyı açmayı başardım. Anahtarla kapıyı açmaya çalışırken ona el salladım. Hoşlanmış mıydım ondan? Ama bir gecede? Nasıl olabilir ki? Yok canım nesinden hoşlanayım onun? Hem sevgilisi falan da vardır. Bu çocuk boş bırakılır mı canım? Yok ya hoşlanmadım ben bu çocuktan ya da hoşlandım mı?

Bana Sen Lazımsın (ZeyKer)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin