Ilık suyun altından çıktığında kendini rahatlamış hissediyordu. Bu günü sağ salim atlattığıma göre gerçekten de şanslıyım diye düşündü kendi kendine. Kulağında hala babasının bağırması yankılanıyordu, ve bu durum Eylül'ün daha da gerilmesine sebep oldu. Gerilen bir Eylül ne yapardı, gider çay koyardı. Üzerine en sevdiği Snoopy'li pijamasını giydi, saçlarını kurularken çalan telefonunu duydu ve koşarak mutfağa gitti. Arayan Neriman Ablaydı. Ne ara numarasını alıp da kaydettim ben diye düşünürken telefon susmuştu. Tam geri aramak üzereydi ki Neriman Ablası yine aradı.
''Alo?''''Efendim Neriman Abla?''
''Eylül'üm sensin demi guzum? Nasssın, nasıl oldun diye bi arayayım dedimdi.''''Eh işte iyi olmaya çalışıyorum Neriman Abla biliyosun durumları.''
''Biliyom biliyom bilmem mi guzum, bak sana ne diycem, bugün sen kovulduktan sonra bu Buse hanım var ya, gitmiş Levent beyin odasına seni çekiştiriyor. Ben Levent beyin türk kahvesini götürürken duydum, senin adını duyunca da kulak kesildim. Vallahi dediklerine de hiç inanamadım seni arayayım da durumdan haberdar edeyim dedim.''
Buse sinsirellası neler demişti acaba arkasından? Eylül'ün sinir katsayısı giderek yükseliyordu. Aynaya baksa kıpkırmızı bir suratla karşılaşacağından neredeyse emindi. Olanla ölene çare olmaz diyerek daha da sarıldı telefona...
''Allah aşkına ne dedi o iftiracı sinsirella söylesene?''
''Valla guzum nasıl diycemi bilemiyorum.''
Demek durum o kadar vahimdi ha! Ama o yapacağını biliyordu Buse'ye, o çırpı bacaklarını cart diye ikiye ayıracaktı!
''De sen Neriman Abla de.''
''Eylül'üm guzum sakin olacan ama ha, tamam mı?''''Tamam ablam tamam söyle sen hele''
''Neymiş efendim senin asıl derdin Levent beyi kendine aşık edip şirketi dolandırmakmış. Üniversitede de bu Buse yılanının sevgilisini ayartmışsın, sonra da çocuğun banka hesabını boşaltmışsın. Levent beyin dikkatini çekmek için arabasına bilerek çarpmışsın, ama tabi Levent beyin çok sinirlenip seni kovacağını düşünememişsin. Tam ağzımı açtım yanlışınız var Buse hanım dedim ki açtı ağzını yumdu gözünü bir başladı beni azarlamaya, resmen odadan kovdu beni haspam. Ben de onu bu güne kadar hanım bir şey zannederdim, ama sinsinin önde gideni çıktı kadın''
''Levent beyi kendime aşık edip şirketi dolandırmak mı! Çüş artık, yok devenin bale pabucu! Üniversitede sevgilisini ayartıp çocuğu dolandırdığımı söyleyecek kadar ne yaşadı bu kız ya, ne kullanıyor acaba, bu neyin kafası! Yalan söyleme dalında Oskarlık bu şırfıntı! Neriman ablaaa, yolarım bak ben bu kızı, yolmakla da kalmam bacaklarını müsait bir yerine şeyederim tövbe tövbeeeee....''
''Sakin ol Eylül'üm, öfkeyle kalkan zararla oturur.''
''Haklısın Neriman Abla, ama ben o Buse'yi öyle beklemediği bir anda vurucam ki, görücek o gününü!''''Her türlü yardıma varım kızım, bugün beni öyle aşağıladı, öyle aşağıladı ki gururumu paramparça etti. Kızım yaşındaki birinden böyle azar yemek nasıl üzdü anlatamam.''
'' Sen de benim yüzümden çok üzülmüşsün. Beni savunmak isterken Buse cadısından paparayı yemişsin be ablam. Allah razı olsun, hakkını ödeyemem.''
''Ne hakkı guzum, seni pek bi sevdim ben. O kadar benziyorsun ki Elif'ime, seni korumasam sanki onu korumamış gibi vicdan azabı çekerdim.''
''Elif neyin oluyor?''
''Kızım, Amerika'da Master yapıyor şimdi, onun masrafını çıkarabilmek için çalışıyorum bu yaşımda, baba yok abi yok, bi Elif'im bi ben. Seni görünce de onu görmüş gibi oldum kanım kaynayıverdi hemen. Özlemimi dindirdin bi nebze de olsa kızım, o yüzden hakkın falan kalmadı bende, allah hepimizden razı olsun.''''Oy Neriman ablam kıyamam sana, ben de bi kızınım bundan sonra tamam mı? Ben şimdi kapatıyorum biraz sakinleşeyim bişeyler düşüneyim, haberleşiriz yine olur mu?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Minnak Eylül Meselesi
Teen FictionHer kız farklıdır, ama bazıları daha da farklıdır. Esas kızımız Eylül Karayel;Rize'nin yeşilinden İstanbul'un grisine kaçmış bir maceracı, bitkilerinin,kedisinin, köpeğinin ve balığının annesi,ince belli bardaktan çay içen bir Mahmut Abi ve hayalle...