°3°

10.3K 400 316
                                    

Medya:Kuzey

Günlerden yine bir pazartesi ve ben okula gideceğim. Üniversiteye gitmek varken liseye gitmek çok kötü.  Ama üniversite okumayı düşünmüyorum. Çünkü bana kalacak olan miras oldukça yüklü üstelik evlendiğim zaman ben çocuklara bakacağım için kocam çalışsın.

Evet bunları düşündüğüm doğrudur.  Ara sıra düşünüyorum. Neden bilmiyorum ama bu tarz hayallerim var.

Her neyse. Okulda serbest kıyafet giyildigi için dolabimin karşısına geçtim. Hadi kıyafet seçelim. 

Yine klasik giyinecektim. Üzerine bordo uzun kollu ve dar olan bir şey giydim. Altına ise siyah pantolonum. Açıkçası başka pantolon giymeyi pek sevmiyorum.

Çantada gereken kitap ve defterleri koydular sonra küçük bir kahvaltı yaptım ve dişlerimi falan firçaladım.

Yaklaşık on dakika sonra da evden çıktım.

Soğuk hava dışarıya ilk çıktığımda her ne kadar biraz titrememe sebep olsa da hemen geçti. Otobüs durağına doğru ilerledim.

Durağa geldiğimde benimle birlikte bir kişi daha bekliyordu. O da okula gidiyor galiba. Çünkü sırt çantası var ve bu yol üzerinde bir tek bizim okul var.

Fazla kafa yormadım ve montumun cebinden kulaklığımı ve Telefonumu çıkardım. Kulaklığı kulağıma taktım ve müziğimi açtım.

I need u

En sevdiğim şarkıların birisi. Ben şarkıyı dinlerken otobüs geldi. Otobüs kalabalık çünkü okuldan bir sürü öğrenci vardı. Kapının yakınında bir yerde direk tarzı bir şeye tutundum ve okula gitmeyi bekledim.

Yaklaşık 10-15 dakika sonra okula varmistık. Otobüsten indim ve okul bahçesine girdim. Ve ordanda okula.
En sonunda ise sınıfa vardım.

Duvar yani olan dördüncü sırada oturuyorum.  Sınıfta samimi olduğum arkadaşlarım yok. En fazla "Merhaba merhaba" ama sınıfça bir şeyler yapılıyorsa tabii ki  onlarla yakın olmak zorunda oluyorum.

Sırama oturdum. Yanımda oturan kız hala gelmemişti. Umarım gelmez çünkü sürekli olarak derste şarkı söylüyor ve sesi gerçekten berbat. Derken kız geldi. Ve mutlu bir şekilde yanıma oturdu. Cidden bu saatte nasıl bu kadar mutlu olduğunu anlamıyorum. 

Onu umursamayarak boş boş oturmaya devam ettim. O sırada kimya hocası sınıfa girdi. Ve ders zamanı...

°•°•°•°

Öğle teneffüsü geldi. Bu teneffüs kantin çok kalabalık olduğu için bir önce ki teneffüs yemeğini almıştım. Sınıfta kimse kalmadı yani sınıfta tek başımayım ve yemek yiyorum. Ayaklarimi sıraya uzattım ve yemeğimi yemeye başladım.

O sırada sınıfa bir çocuk geldi.  Bu çocuğu tanıyorum. Yan sınıfta okuyor. Adı Kuzey. Bana platonik çocuk. Ama hem ondan hoşlanmıyorum hem de çocuk uyuşturucu kullanıyor.

Okuldayken neredeyse hiç cikarmadigim montumun şapkası Kuzey gelince kapattım ve yemeğe devam ettim. Beni muhtemelen bu şekilde tanımaz. Çünkü sadece dudaklarım gözüküyor.

Bana doğru yaklaştı ve "Su'yu gördün mü?" Diye sordu. Ses çıkarmadım ve sadece başımı olumsuz bir şekilde sağa sola doğru salladım. Bir şey demeden sınıftan çıkacaktı ki arkasını döndü. Bende tam o sırada ağzımda ki yemeği yuttum. Bana doğru tekrardan yaklaştı. Sanki onun bana doğru geldiğini bilmiyormuş gibi hiçbir şey yapmadan durdum. O ise gelmeye devam ediyordu. Gözümü kırptım. Ve o açtığım gibi karşımdaydı. Şapkamı kaldırdı ve bana baktı. Ve hiç beklemediğim bir hareketle beni çekerek ayağa kaldırdı. Böyle bir şeyi beklemediğim için küçük bir çığlık kopardım. Donup kalmıştım. Birbirimize bakıyorduk sadece. Bana resmen yalvarırmışçasına bakıyordu. 

Birden bire elimi sıkıca kavrayıp beni sınıfın dışına çıkardı. Çok hızlı yürüyordu. Hala elimi bırakmadı ve beni de arkasında sürükleyerek merdivenlerden indi.

Sasirmistim ve hiçbir şey diyemiyordum. Yaptığım tek şey yürümek ve elimi knun elinden kurtarmaya çalışmak. Okulun en alt katı -2. kattaydık.

Buraya ilk kez gelmiştim. Bilmediğim katta yürüyorduk. Daha doğrusu o yürüyordu ve beni arkasında sürüklüyordu.

Bi kapının önünde durduk ve o tek eliyle kapıyı açtı.

Kapıyı açtığında önümüzde uzun yukarı çıkan bir merdiven vardı.
Merdivenlerden çıkmaya başladık.

Son merdivene ayağımızı bastığımızda ikimizde nefes nefese kalmıştık.  Elimi bıraktı. Göğsüm sıkışmaya başlamıştı.

Fazla hareket ettiğimde ya da kostuğumda vs göğsüm sıkışır. Bu 14 yaşımdan beri böyle.

Yere çömeldim ve göğsümü tutmaya başladım.  Nerede olduğumuzu bilmiyordum.

Ona sormak istiyorum fakat konuşmak çok zor geliyor. Ama soğukkanlı davranıyorum. Çünkü birazdan geçecek bunu biliyorum. Hep öyle olur.

Yaklaşık 30 dakika daha o şekilde bekledim ve şu an gayet iyiyim.

Ayağa kalktım ve Kuzey'in yüzüne baktım. O da benim gibi okula bir yıl geç başladı. Yani ayni yaştayız. Zaten ondan büyük olsam herhalde bana hiç aşık olmazdı.

Her neyse.

"Kuzey burası neresi?" Dedim.
Evet harika bir soru sordum biliyorum.

Yüzüme baktı ve, "boşver. Şimdi dışarı çıkacağız." Dedi.

Bu çocuk değişik bir çocuk.  Ondan korkuyorum. Ne yapacağı hiçbir zaman belli olmuyor. Bazen çok iyi birisi bazen ise her yeri yikabilecek bir canavar.

Önüme geçti ve küçük kapı tarzı bir yeri açtı. Etrafınızda hiç bakmadım.

Etrafınızda kablo tarzı şeyler vardı.

Küçük kapı gubj seyi açtı ve ordan çıktı. Arkasından bende çıktım ve hemen etrafa baktim.  

Burası okulun dışındaki elektrik trafosu.

Yani demin onun içindeydik.

Hemen Kuzey'e dönüp "neden beni buraya getirdin?" Dedim.

Bana bakıp "Sadece sevgilimle biraz yalnız kalmak istedim." Dedi.

Ona şaşırmışçasına bakıyordum.

"Kuzey sen ne dediğinin farkında mısın?" Dedim. Sinirlerin bozulmuştu.

Bana umursamaz bir şekilde baktı ve "tabiki farkındayım" dedi.

Ona "sen delirmişsin" dedim ve okula dönmek için arkanızdan döndüm. Ama tam adımımı atacakken beni beni kolumdan tuttu ve kendisine çevirdi.

Kolumu kavramıştı. Canım acıyordu.

Ona baktım. O'da bana bakıyordu. Bana "yanımdan ayrılmayacaksın" dedi. Bunu söylerken dişlerini sıkıyordu.

Korkuyorum.

Sakın bir şekilde "Kuzey canımı acitiyorsun" dedim.

Kolumu daha fazla sıktı.

Biraz daha sesli bir şekilde "Kuzey canımı acıtıyorsun!" Dedim.

Beni umursamadı.

Sadece yüzüme baktı.

Birden beni kolumdan çekti ve hızlıca yürüdü bende yine onun arkasından sürüklendim.

5-6 dakika sonra beni ıssız bir sokağa getirdi. Kolumu bıraktı ve beni duvara itti.

Çok sert itmişti.

Bu sefer büyük bir çığlık attim. Kuzey tam üstüme gelmiş kıyafetimi çıkarıyorken birisi geldi ve onu üzerimden. Aldı. Fakat pusulaşmis gözlerim yüzünden kim olduğunu göremiyordum.

Göğsüm acıyordu. Yere çömeldim Ve göğsümü tuttum. Bunsefer çok acıyordu. Neden bu kadar acıyordu?

Yere damlayan kanları gördüm. Ardından ise gözlerimi kapattım. Ve uzun bir süre açmamaya karar verdim.

Yanlış NumaraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin