Umut-1

22 10 4
                                    

CEM, MERYEM, RÜZGAR,ECE,SELEN,UMUT,EMİR,BERK.

Güneş..
Yüzümü aydınlatan sarı gezegen.
Buradaki tek ışık kaynağı.
Güneş...

.

Arkadaşlarımın beni zorla getirdiği bu tatilden memnun değildim açıkcası. Soğuktan dolayı gücümü kontrol edemiyor, bazen kendi kafama cisimler atıyordum. Ve bu beni gülünç duruma düşürüyordu. Güçlerini kontrol edemeyen ergen.
Günün büyük kısmını soba başında geçirmek zorundaydım. Ve sıkılıyordum. Burada tek yapabildiğimiz şey yanımızda getirdiğimiz oyunları oynamak. Ve bunlar bir ergen için, bir süre sonra sıkıcı oluyor.
Arkadaşlarım tarafından hiç yargılanmam. Geyik yapmaları hariç. Hatta hoşlarına bile gider. Gücümü akşamları bana kullandırtıp eğlenirlerdi.
Ne eğlence ama.
Normal hayatta çok deli dolu olmama rağmen, bu tatilde hiç gülesim yoktu açıkça söylemem gerekirse. Kalbimde bulunan baskı beni hasta hissettiriyor. Hemen eve girmek ve yatağıma uzanmak istiyorum.
Bu gece de, her zamanki gibi gulyabani oynayarak eğlenmeye çalışıyoruz. Bu oyun en hoşuma giden oyunlardandır.
Oyuna devam ederken birden Rüzgar, sevgilim, kartlarını yere bıraktı. Herkes ona bakınca 'ne bakıyorsunuz!?' şeklinde göz devirdi.
-Hadi ama, sıkıldım adamım. Aynı oyunu 4 gecedir oynuyoruz. Ece, sen başka oyun getirmemiş miydin?!
Herkes bir anda Ece'ye baktı. Ben hariç. Odaklanmaya ve Rüzgar'ın bu huysuz halini çözmeye çalışıyordum.
-Getirdim ama yukarıda. Ve bu karanlıkta yukarı çıkmak gibi bir niyetiniz olmasın, aptallar.
Bu sırada Meryem bana döndü.
-El atsana, Umut?
Gözlerimi devirdim ve ellerimi sıktım. Hep beni mi kullanacaklardı?
Hadi ama, küçük bir şeyden zarar gelmezdi ki!
Beynim zonkluyordu, ilk defa bu kadar uzaktan deniyordum. Merdivenden tıkırtılar gelince kutunun yaklaştığını anladım.
-Başarabilirsin, bitane.
Rüzgardan gelen moral ile kendimi daha da zorladım. O sırada elime sıcak bir şey damladı. Ve kucağıma bir şey geldi. Gözümü açınca herkes bana hayretler içinde bakıyordu. Bu daha çok, korkmuş bakışlardan ibaretti.
-Umut, burnun...
Selen'in konuşması ile elimi burnuma götürünce elime kırmızı bir şey bulaştı. Kırmızı, sıcak...
-Ve gözler... Aman tanrım!
Rüzgar hızlıca yanıma yaklaşıp aynaya bakmamı söyledi.
Aynaya bakınca, kendimi bir zombi sandım.
Gözlerim kıpkırmızı olmuştu. Gözbebeklerim yoktu. Sadece kırmızı vardı. Kırmızı.
-Onu çok zorladınız! Dinlenmesi gerek.
Rüzgar bir kapışta beni kucağına aldı ve koltuğa koydu.
-Ne bakıyorsun Cem, kolonya getir bir şey getir!
-Ne kolonyası, aptal! Kıza bu durumda kolonya mı koklatacaksın?!
O sırada, benim gözlerim çoktan kapanmıştı.

-------------------------------------------------5 saat sonra-------------------------------------------------

-Gözlerini açtı!
Rüzgar, hemen beni alnımdan öptü. Çok seviyordu beni. Bende onu. Ne aşk ama.
-Bitane, daha iyi misin?
Kafamı salladım. Ne kadar iyi olabilirim?
-Gözleri iyileşmiş. Şükürler olsun.
Rüzgar hızlıca bana sarıldı. Ve kulağıma yaklaştı.
-Sana bir şey olsaydı ne derdim Suzan teyzeye? Sen benim emanetimsin. Dikkatli ol meleğim.
Bu kollar, şu anda kendimi en rahat hissettiğim kollardı. Annem, babam, sonra Rüzgar.
-Bir daha zorlamak yok, yenge.
Cem'in "yenge" lafı, beni en mutlu eden sözdü belkide. Ne hoş bir fikir, ben ve Rüzgar'ın evlenmesi!
-Ne yengesi oğlum daha evlenmediler.
Zeka fışkıran beyni ile, Berk lafa atladı.
-Gelecekte evlenecekler ama, değil mi aptal?
Berk kafasından hesaplamalar yapmaya başladı. Selen beynini yakmış olmalıydı.
-Sen yokken neler oldu neler.
Ece'den sonra Rüzgar, ellerini başına götürdü.
-Bunu söylememen gerekir, Ece!
Kaşlarımı çattım ve etrafa bakındım. Eşyalar yerli yerindeydi. İnsanlara baktım.   CEM,MERYEM,RÜZGAR,ECE,SELEN,BERK...
Bir dakika.
Emir?
-Niye canım?! Bunları bilmeye hakkı yok mu kızcağızın!
Ellerimi hemen uzatıp Ece'nin kolunu tuttum.
-Dökül, Ece.
Kolunu hızlıca çekip karşımdaki koltuğa oturdu.
-Emir sen yokken,yani uyurken, yukarıya yatmaya gitti. Rüzgar da seni rahatsız etmemek için burda bıraktı. Hepimiz yukarı çıktık...
Meryem, elini kalbine koydu ve derin nefes aldı.
-Az önce odasına baktığımızda, Emir orada yoktu.

.BÖLÜM SONU.
OY VERMEYİ VE GÖRÜŞ BİLDİRMEYİ UNUTMAYIN!

UmutHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin