Umut-3

15 10 0
                                    



Sabah kalktığımda, beni kaldıran telefonumun alarmı değildi. Sadece Meryem arıyordu. Korkmuştum.
Telefonu elime alınca bu aramanın ilk olmadığını gördüm. Yaklaşık 15 defa aranmıştım.
Tam Meryem'i arayacakken kapıdan büyük bir gürültü geldi ve kapım kırıldı.
-Lanet olsun Umut, sabahtan beri burda neler düşünüyoruz biliyor musunuz?
Berk odaya giriş yaptığında Rüzgar da uyanmıştı.
-Uyuyorduk, Emir!
Elini alnına götürdü ve gözlerini kapadı.
-Düzgün uyuyun o zaman!
Gözlerimi pörtlettim.
-Sakin ol aptal! Neler oldu sana?! İçine ne kaçtı?
Neler oluyordu? Emir'e neler olmuştu?!
-Emir sakin olmalısın aşkım, onlar da insan ve enerjileri kısıtlı.
Rüzgar hızla ayağı kalktı ve kolları arasına aldı beni.
-Emir bizi düşünüyor sadece, ve gayette haklı. Özür dileriz.
Emir, " sonunda." şeklinde el hareketi yaptıktan sonra odaya girdi.
-Şimdi bu kapıyı kırdınız, biz geceleri nasıl yatacağız?
Cem yavaşça bana baktı.
-Birisiyle oda arkadaşı olursunuz, dert ettiğin şeye bak. Hadi hazırlanın, saat gecikmeden şehre inmeliyiz unuttunuz mu?
Herkes odadan çıkınca Rüzgar ile birlikte üstümüzü giyindik.
-Hadi inelim.
Beraber kol kola girdik ve aşağı indik. Selen ve Berk kapıda bizleri bekliyor, Ece ve Cem mutfakta yiyecek hazırlıyor, Meryem ve Emir ise hazırlanıyordu.
-Biz hazırız.
Aynı anda Meryem ve Ben bağırınca kaşlarımı kaldırdım.
-Yemekler de hazır.
Ece ve Cem'de mutfaktan çıkınca Berk kapıyı açtı.
-Hadi çıkalım o zaman.
Dışarı çıktığım gibi yapan karlar yüzüme gelmeye başladı. Elimi siper etmeye çalışsam da pek yapamıyordum.
-Arabaya ulaşalım bir.
İlerlerken vücudumu bir şeye çarptım. Bu araba olmalıydı.
-Açın kapıları da hemen binelim şuna!
Selen'in kardan dolayı zor gelen sesini işitmiş olmalı ki Cem kapıları açtı ve araba öttü. Olabildiğine hızlı bir şekilde kendimi arabaya attım. Ardından Rüzgar yanıma bindi. Şoför koltuğuna Cem, yanına Ece oturdu. Arabamız minibüs olduğu için zorlanmıyorduk. Arka tarafa Selen ve Berk, şoför koltuğunun arkasına Meryem ve Emir, cam kenarına da ben ve Rüzgar oturduk. Kapıyı kapattıktan sonra Cem arabayı çalıştırdı.
-İlk başta şehire inelim. Emir'in durumuna sabah baktığımda pek hoş değildi.
Selen'in uyarısı ile araba hareket etmeye başladı. Zor uğraşlardan sonra dağdan aşağı inmye başladık..

2 saat sonra

-Evet,geldik.
Arabanın durması ile gözlerimi yavaşça açtım, ne ara uyumuştum ki?
-Hadi Emir'i götürelim.
Hep beraber arabadan inecekken Selen bize seslendi.
-Ben arabada duracağım, başım çatlıyor.
Berk yavaşça Selen'e yaklaştı.
-Yanında bana ihtiyacın var mı kelebeğim?
Selen gözlerini devirdi.
-Yok saol canım, gelirken su almayı da unutma!
Berk dudağını büzüp kapıyı kapattı.
-Ben, Emir ve Meryem hastaneye gidelim.
Cem'in düşüncesini Meryem onayladı.
-Siz kalanlar da dağa tırmanmak için ekipmanları alın.
Anlaşma sonucu herkes dağıldı. Ben ve Rüzgar ipleri alacak, Ece ve Berk ise kazıkları alacaklardı.
-Gel şu dükkana girelim, kalın bir halat bulabiliriz.
Dükkana girdikten sonra biraz dolaştık. Bir ip buldum. Gayet "sağlam" duruyordu. Bunu alabileceğimizi düşündüm.
-Aşkım sen bunu al.
Tam o sırada telefonumu arabada unuttuğumu fark ettim.
-Ben bir arabaya gidip geliyorum, telefonumu unutmuşum.
Rüzgar gülümseyip ipi elimden aldı.
-Tamamdır bitane, burda bekliyeceğim seni.
Gülümseyip dükkandan çıktım.

Rüzgar'ın Ağzından
Umut gittikten sonra ipi kasaya götürdüm ve satın aldım. Pek sağlam durmuyordu ama benim sevgilim en doğrusunu seçerdi. Sonuçta onun babası bir dağcıydı.
İpi aldıktan sonra çantama attım ve arabaya ilerlemeye başladım. Arabaya yaklaştığımda içerden bir kaç ses geldiğini duydum. Gülme sesi gibi...
Hızlıca arabanın kapısını tıkladım.
Kapı açıldığında karşımda karşılıklı gülen iki kız vardı.
-Selen'in bu kadar komik biri olduğunu bilmiyordum doğrusu.
Gülümseyip arabaya bindim. Ve çantamdan ipi çıkardım.
Ancak şöyle bir sıkıntı vardı:
Neden Umut'un almak için geldiği telefonu çantamdaydı?

-Bölüm Sonu-
Oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin.

UmutHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin