Yorum seven yazarınız burada, sa.
•••
"Ah!" Sinirle ona baktım. Elimdeki pamuğu yavaşça kaşının üstüne doğru götürdüm.
"Aptalın tekisin, Schistad." Gülümsedi. Şu durumda bile gülebiliyordu.
"Teşekkür ede- Siktir! Yavaş ol biraz Eva." Elimdeki pamukla ona bakmaya devam ettim ve bu sefer daha sert bir şekilde bastırdım. Dişlerini sıktığını gördüğümde gülümsedim.
"Özür dilerim, sert mi oldu?" Sesimdeki yapmacıklığa inanamayarak bana baktı.
"Şu durumdan zevk aldığına inanamıyorum." Göz devirdim.
"Bende sana inanamıyorum, sana böyle şeylerden uzak dur dediğimde ciddiydim. Kaç kişiydiler öyle, yedi mi yoksa sekiz mi?" Tekrar kaşına uzanırken bileğimi tuttu.
"İşlerime karışmanı istemiyorum. Bundan sonra peşimden gelmeyeceksin, anladın değil mi?" Bileğimi çektim.
"İşlerine karışmıyordum, şans eseri oradaydım." İnanmayarak bana baktığında göz devirdim.
"Pekala, bunu diğer kızlardan duydum. Ama sonuç olarak birinin kıçını toplamak için orada olması gerek."
"Bu kişi sen değilsin." Duraksadım. Ona yardım edebileceğime inanmıyordu. Gözlerimin içine baktı. Sonunda ayağa kalktı.
"Teşekkür ederim."
"Otur Chris, daha bitmedi." Elimdeki pamuğu gösterdiğimde omuz silkti. Beni çıldırtıyordu, çocukça davranıyordu. Bu yaptıkları büsbütün aptallıktı.
"Sana daha bitmedi dedim." Tek kaşını kaldırarak bana baktığını gördüğümde kafamı duvara durmak ve edebiyen açtığım o delikte kalmak istedim. Bunun yerine yutkunup devam ettim.
"Otur... lütfen." Derin bir nefes verdi ve yerine oturdu. Ona baktığımda güldüğünü gördüm. Önüme döndüm.
"Gülme. Komik bir şey yok." Sırıtmaya devam ederken omuz silkti.
"Gülmüyorum." Kaşlarımı iyice çattım.
"Gülüyorsun, görüyorum."
"Gülmediğimi söy-" Tekrar kaşına iyice bastırdığımda ağzından ufak bir inilti kaçtı.
"Siktir. Bundan cidden zevk alıyorsun Eva." Homurdandım.
"Kes sesini Chris."
Sonunda yara bandını yapıştırdım. Birkaç adım geri gittim ve eserime gurur duyarak baktım. O ise ayaklandı.
"Her şey için teşekkür ederim." Gülümsedim.
"Önemli değil, etrafında olmak güzeldi." İkimizde güldük fakat sonunda Chris durdu ve öylece yüzüme baktı.
Bana yaklaştı.
Telaşa kapıldım, Chris'in odasında çantamı aramaya başladım.
"Eva?"
"Şey ben, çantamı-"
"Eva."
Sonunda yavaşça ona döndüm.
Bana gülümsedi.
Ufak bir adım atıp dibimde bitti ve sağ kolunu belime dolayıp başını boynuma gömdü. Bir süre için, sadece öyle kaldık. Saçlarımın sol eli arasında olduğunu fark ettim. Tanrım, bunca kavgaya rağmen hala güzel kokabiliyordu.
"Etrafımda olmanı seviyorum." Ardından geri çekildi. "Gitme, olur mu?" Kalakaldım. Bu... yeni bir şeydi, benim için. Eğer doğruyu söylemek gerekirse bizim için.
Jonas'la böyle değildik, sanki olması gereken hep sıradan bir ilişkiymiş gibiydi ve şimdi Chris'in yaptıkları... ters düşüyordu?
Hala bana baktığını gördüğümde başımı sallayıp gülümsedim. Sonunda çantamı gördüm ve uzanıp aldım, bakışları arasında odadan çıktım. Koridorda ilerlemeye başlamıştım ki duraksadım.
Korktuğum şey neydi?
Tekrar durdum. Bunu her zaman istemiştim ve şimdi elimin tersiyle itiyordum. Kabullenmek istedim. Aniden geri döndüm ve hızlıca odaya girdim. Hızlı adımlarla ona ulaştım ve sarıldım. "Gitmem. Söz veriyorum."
•••
Aniden gelen ne boklar yedim ben hissi ve bu tuhaf bölüm(?)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Come Back. | Chris + Eva.
FanfictionMurphy yasası der ki: Ne zaman bir şeyden vazgeçerseniz, o şey size geri gelir.