Mutfakta elimde kahve bardağınla otururken tek düşünebildiğim şey geçen gün olanlardı. Gözlerimi tezgaha dikmiş kafamda gerçekleşen olayları tekrar tekrar düşünüyor nerede nasıl davransam olaylar bu boyuta gelmezdi bunu kuruyordum.
Hayatımda olan şeylere asla dur diyemiyor gibiydim. Sanki cevap verecek, susturacak, itecek gücüm yoktu.
Noora içeri girdi.
"Hala o konuda mısın?" Başımı kaldırdım.
"Ne? Hayır." Elini beline yerleştirdi ve kaşlarını kaldırarak bana baktı.
"Pekala, pekala. Evet, olanları düşünüyorum. Tanrım, onları içeri almamalıydım." Yanıma geldi ve ellerini omuzlarıma yerleştirdi.
"Kendini rahat bırak. Olanlar senin suçun değil. William'a burada olduğumu söylememeliydim." İç çektim.
"O günden beri aklımdan çıkmıyor." Noora'nın arkamda gülümsediğini hissettim ama dediğim gibi sadece bir histi.
O gün Penetrators buraya gelmiş ve ortamı biraz... zelzeleye vermişti.
Belki de biraz kısmını oldukçayla değiştirmek gerekir. İdare edemeyeceğimi biliyordum, olabilecekler beni hep korkutur.
Eskild ne zaman girdiğini anlamadığım şekilde elini gözümün önünle salladı ve Noora'ya döndü.
"Onun nesi var?"
"Aşık."
Penetratorsun çoğu kızla flört edişi başta alışıldık olsa da Jonas ve diğerlerinin köpürmesi kısa sürmüştü. Çok saçma ve çok anlıktı. Tanrım, takip edememiştim bile.
Ortamın gerilmesini hatırlıyorum
Benim Chris'i tutmam ve gitmesi gerektiğini söylemem
Yüzünde, bir şeylerin kırıldığıma dair bir ifade vardı
Onun kalakalması
William'ın onu tutup gidelim demesi
Sinirden gözlerimin dolduğunu hatırlıyorumHer şeyi mahvediyordum, mahvediyordu.
Biz bir araya gelince yakıp yıkmaktan başka bir şey yapamıyorduk. Sanki birbirimize iyi gelmiyor gibiydik.Gözlerimi tekrar tezgahtan çekip Eskild'e baktım.
Bir saniye... aşık mı?
Ona karşı... her şey çok karmaşıktı. Tüm saf duygular söz konusu o olunca bulanıklaşıyordu.
Onu sevmek çok korkutucu ve zordu.
İşin kötü tarafı kabullenmemeye çalıştığımı bilmek, beni kendimden de soğutuyordu.
Gerçekten bir şeyleri açığa kavuşturmalıydım. Bir gelip iki giderek tek yaptığı şey kafamı daha da karıştırmak oluyordu. Hoş, ben de pek ne istediği belli biri sayılmazdım.
Ben de ne istediğimi bilmiyordum, çoğu zaman.
Şimdiyse olur gibi olmasındansa, hiç olmamasını tercih ederdim. Belirsizlik yakıcıydı ve bu his tüm damarlarımda dolaşıyor gibiydi.
"Bu yüzden dediğim gibi. Onunla konuşmalısın. Eva, hey Eva? Dinliyor musun?" Başımı sallayarak ayağa kalktım ve fincanı masaya bıraktım.
"Benim onunla konuşmam gerek." Noora'yı sebebini anlayamadığım bir gülümsemeyle bırakıp ceketimi aldım ve telefonumu alıp kapıya ilerledim.
Çıkarken Eskild'in dediklerini duydum.
"Zavallı Eva, Sana gibi kendini kocasına saklasaydı her şey daha kolay olurdu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Come Back. | Chris + Eva.
FanfikceMurphy yasası der ki: Ne zaman bir şeyden vazgeçerseniz, o şey size geri gelir.