Tüm gece boyunca uyku tutmadı kül olmak istemiyordum duvarın dışındakilere kül diyorlar. Aslında kül olacak olanlar şimdiden tahmin edilebiliyor ancak bazı istisnalar, olabiliyor genle de kül olanlar yani duvarın dışına sürgün edilenler ailesinden bazı kişiler suç işlemiş yada düzeni bozma tehlikesi taşıyan insanlardır, ancak her şey konseye bağlıdır çoğu insan konseydeki insanları sevmemesine rağmen iyi anlaşır çünkü her şey konseydeki yüz bir jürinin kararına bağlıdır. Ve bende yarın değerlendirilecek bin beş yüz kişiden birisiyim ailemden kimsenin hiç bir suç sabıkası yok ve babam konsey üyelerinden biri bu nedenle yarın konseyde her şey yolunda giderse duvarın dışına sürgün edileceğimi düşünmüyorum. Aslında duvarın arkasını çok merak ediyorum ancak duvarın arkasında ne olup bittiğini duvarın arkasında yaşayanlar ve duvarın dışına insanların sürgün edilmesi konusunda karar alan yüz kişi dışında kimse bilmiyor bu korkutucu çünkü duvarın dışına gidenlerin öldürüldüğü ,organlarının alındığı ,köle olarak kullanıldıkları ,hatta duvarın dışının virüslü bölge olduğuna dair birçok söylenti var. Bunlar herkesi çok korkutan düşünceler özellikle de virüslü bölge söylentisi çünkü bundan yaklaşık yüz yıl önce dünyaya bir virüs salınmış dünya nüfusu yüzde seksen oranında azalmış ve çok az kişi bu virüsü yenebilmiş ardından virüsün yayılmadığı bir bölge koruyucu teknolojik duvarla çevrilmiş ve virüslü bölgeler büyük bir uğraş sonucu virüsten temizlenmiş. Odamın kapısının açılma sesiyle irkildim babam içeri girebilir miyim ? diye sordu kafamı evet anlamında salladım ve yarın sakin olmamı sonucum ne olursa olsun kendime güvenmem gerektiğini kendisinin bana güvendiğini ve burada annem olsa annemin de bana güveneceğini söyledi gözlerim doldu. Annem ben daha beş yaşındayken ölmüştü ardından gözümden bir damla yaş aktı ve bana sımsıkı sarılıp yarın ayrıştırmalar yüzünden çok erken gideceğini söyledi sesi titriyordu ve ağlamaya başlamıştı 15 yıldır Dünya da geçirdiğim süre zarfı boyunca ikinci kez babamın ağlamasına şahit oldum birisi annem bize veda ettiği zamandı. Biriside şu andı ardından babam bir kez daha sımsıkı sarıldı ve hemen geliyorum deyip kendi odasından takı kutusuna benzer bir kutu alıp geldi ve bu kutuyu kül olursam açmam gerektiğini söyledi ve ayağa kalkıp birkaç adım attı gözlerim doldu ve kendimi çok kötü hissettim baba diye bağırdım , efendim deyip döndüğünde ani bir hareketle yatağımdan fırlayıp koşarak ona sarıldım. kulağına fısıldadım bana annemin sana ilk tanıştığınızda yazdığı mektubu okur musun? Odadan mektubu aldı ve çok duygulu bir şekilde okudu bir daha okur musun? dedim yine okudu peki bir daha ?dedim bir kere daha okur musun? okurum ama neden? dedi.Unutmak istemiyorum dedim senin sesini mimiklerini her o mektubu okuyuşundaki aşk dolu bakışlarını ve annemden sana kalan tek hatırada neler olduğunu unutmak istemiyorum. her şey yolunda girecek hiç bir şeyi unutmak zorunda kalmayacaksın dedi titrek bir sesle yalan söylüyor gibiydi son bir kez daha sımsıkı sarıldı ve bu mektup sende kalsın dedi döndü ve özür dilerim kızım dedi seni koruyamadığım için özür dilerim. Odadan çıktı bende o gece ağlıya ağlıya uykuya daldım yastığım hiç olmadığı kadar çok ıslanmıştı.Bir şeyler ters gittiğini anlamamak için salak olmak gerekiyordu başlarda uyku tutmadı güneşin doğmasına yakın uyuya kaldığımı hatırlıyorum.Sabah uyandığımda babam çoktan gitmişti.Bende üstüme siyah bir kapşonlu geçirip altıma mavi bir mom jean giydikten sonra valizimi hazırladım, eğer duvarın arkasına gidersek valiz getirmemiz serbest tabi o valizi didik didik arıyorlar o başka, valizime biraz kıyafet koydum ve babamın odasına gidip fotoğraf albümünü aldım günlüğümü fotoğraf albümünü birkaç kitabımı ve müzik çalarımı hızlıca valize atmamın ardından saate baktım geç kalmıştım!!! Odama hızlıca göz gezdirdim odamdan hiç bir şeyin yerini değiştirmedim onlar babama kalsın eğer ben gidersem odamı bozmayacağına o kadar Eminim ki odama son kez baktım odamın içini parfümümün kokusuyla doldurdum hep odadaymışım gibi hissedilsin diye. Ardından Soda yı aldım ve kapıyı kapattım portmantodan kot ceketimi elime alıp çıktım .He bu arada Soda peluş oyuncağım doğduğumdan beri benimle. Saate baktım kaderimin belirlenmesine tam on dakika kalmıştı oraya zamanında ulaşmalıydım . Aceleyle ceketimi giydim bisikletime atladım pedalları daha önce hiç çevirmediğim kadar hızlıca çevirmeye başladım. Gelmem gereken yere ulaştığımda saatime baktım geç kalmıştım ! kapıdaki güvenlik görevlisine kontrol etmesi için valizimi verdim ve etrafıma bakındım benle aynı anda beş kişi daha sorgulanacaktı kafamı çevirdim ve bir göz gezdirdim benim dışımda iki kız ve iki erkek daha hepsi çok stresliydi hissedebiliyordum birisi dışında.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
siyah kapşonlular kulübü (külleri göğe savrulanlar).
Aventurasoğukkanlı çocuk ona doğru bakıyordu kızda gözünü kaçırmadı ve dik dik baktı yavaş yavaş gözleri doldu kızın, ne oldu dedi çocuk biz bunu hak edecek ne yaptık neden buradayız diye sordu adam döndü ve biz onların deneğiyiz bir tür fare duvarlar ve s...