Herkese merhabalar! Ben Batuhan. 15 yaşındayım. Kahramanmaraş'ta yaşıyorum. Bu konularda daha yeni olduğum için kendimi tam ifade edemeyebilirim. Ve bu yüzden hatalarım olabilir.Şimdiden kusura bakmayın...
Kitabımı okurken, okuduğunuz her kelimeyi, her sahneyi zihninizde canlandırın. Yoksa anlamakta çok zorlanır ve okumaktan vazgeçersiniz.
Karakterleri benimseyip, onları hayalinizde canlandırın. Bu anlamanıza yardımcı olacaktır.Ayrıca yukarıya koyduğum şarkıyı dinlerken okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum.Sizlere bu bölümde hikayenin nasıl işleyeceği hakkında ,karakterimizin hayatında neler olduğu hakkında biraz bilgi verdim.Bu yüzden kısa oldu.
Umarım beğenirsiniz, keyifli okumalar.
Şarkı:Teoman-Bana Öyle Bakma
*
*
*
*
*
*
*
*
*
*
*
*
*
*
*Bir dakika! Bu çok saçma. Böyle güzel başlayan bir günün böyle berbat bitmesi... Doğaya, evrene bir hakaretti sanırım.
Oysa ki bugün, ne hayallerin ne umutların yeşerdiği gündü.Birbirlerine bir daha hiç ayrılmayacaklarının sözünü verdikleri gündü bugün. Böyle mutlu geçen bir gün böyle bitemezdi, bitmemeliydi.
Gayet sıradan bir gündü halbuki.Her akşam buluştukları yerde buluşup, her zaman ki rotalarını takip ediyorlardı. Her zaman ki gibi el ele tutuşup banklarına doğru yürüyorlardı, bir saat üç dakika yirmi bir saniye sonrasında ne olacağını bilmeden.
Onlar masumdu, onlar daha çocuktu, beraber olacakları bir gelecekleri vardı onların,kavga edip birbirlerine trip atacaklardı daha,evlenip çocukları olacaktı belkide...
İnsanlar, bu masum çifti hak etmedi. Onların hayatları, gelecekleri, sarhoş ve ayyaş bir adamın hatası yüzünden bitemezdi.
İnsanlar fazla benciller. Hemde çok fazla. Yaptıkları iyi kötü ne varsa sonuçlarını başkalarının üzerine atmaya hakları yoktu, olamazdı.Kendi hayatlarının içine ettikleri için,başkalarının hayatlarının da içine edemezlerdi.Her zaman haklı olamazlardı.Başkalarının hayallerini yıkamazlardı.Zorla güzellik yapamazlardı.
O sarhoş halleriyle araçlarına binip, trafiğe çıkmamalılar, o kadar hızlı gitmemeliler ve bir kazaya sebep olmayıp güzeller güzeli bir kızın ölümüne sebep olmamaları lazımdı ama maalesef bunların hepsini o içtikleri içkiler yüzünden başardılar.Sonra ne mi oldu?
Genç kız oracıkta sevdiği insanın,Rüzgar'ının gözleri önünde ölüp gitti. Arkasında sadece ailesini, kitaplarını,defterlerini, hayallerini,umutlarını, kıyafetlerini, bir ton acı ve en önemlilerinden birisi olan sevdiği adamı bıraktı.
Rüzgar bilmiyordu gökyüzü olmadan dünya nasıl olurdu? Nefes almadan nasıl yaşardı? Onun gülen gözleri olmadan nasıl mutlu olurdu? Hayatına nasıl devam ederdi? O olmadan bu şehirde nasıl dururdu? Onsuz okula nasıl giderdi? Artık gökyüzüm diyemeyecek miydi kimseye ? İnanın hiç bilmiyordu.
Titriyordu,sevdiği kadın hemen önünde can vermişti.Korkuyordu.Gözlerinin içine bakıyordu.Lakin ne bir hareket ne bir kıpırdama vardı kızın gözlerinde, ve bu onu hem üzüyor hem de sinirlendiriyordu.
Rüzgar ağlıyordu,hem de hıçkıra hıçkıra.Onsuz yapamayacağını bile bile ağlıyordu.Bir daha karşılıklı şarkı söyleyemeyeceklerini bile bile ağlıyordu.Onun gülen yüzünü bir daha göremeyeceğini bile bile ağlıyordu.
Ölmemesini istiyordu,bir mucize olsun istiyordu,bu ıssız gecenin güzel bitmesini istiyordu o an.Ama bilmiyordu ki böyle bir şey olmayacak.Çünkü gidecek olanı durduramazsın,çünkü ölecek olana tekrar can veremezsin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökyüzüm
Teen FictionKorku dolu gözleri ile etrafında ki kalabalığa bakıyordu. Sanki öleceğini önceden biliyor gibiydi. Arkasından bıraktığı acıları, gerçekleşmeyecek olan hayalleri biliyor gibiydi. Ama onu her zaman göreceği için mutluydu. Sevdiği adam ölürken bile yan...