Soğuk hava yüzünü yalayıp geçti Şans'ın. Dağınık ve yağlı saçları uçuşuyor, uzun elbisesinin etekleri dalgalanıyordu soğuk hava sayesinde. Bu esinti insanın içine bir huzur dolduruyordu ama yüksek uçurum bu huzuru kaçırıyordu. Uçurumun yüksekliği Şans'ın nefesini boğazına tıkıp nefes almasını zorlaştırdı, biri sanki göğsünü tüm gücüyle sıkmıştı.
Her taraf yeşilliklerle bir güzelliğe bürünmüştü, Şans'a yalvarıyorlardı sanki atlama diye ama o, hayatın güzelliklerini göremeyecek kadar körelmişti. Şeytanın fısıltıları, genç kızın beynini çoktan ele geçirmiş, onun ruhunu elde etmeye yaklaşmıştı. Ama Tanrı... Tanrı, endişe verici bir suskunluğa bürünmüştü uzun yıllardır. Tanrı'nın suskunluğu onu ölüme biraz daha itti.
Genç kız, ayaklarında göz gezdirdi, ağlamaya başladı. Her şeyin biteceğini umdu, kirli bedenini bir daha görmemeyi düşledi çaresizce. Tanrı'yı bir kez daha inkar edip göz yaşlarını sildi, göğsünü dikleştirdi. İçinden bir ses ona farklı bir şekilde intihar etmesini söylerken, o, küçüklükten gelen uçma hayalini gerçekleştirmek istiyordu, oysaki başına geleceklerden haberi dahi yoktu, hayatın değerini nasıl öğreneceğini bilmiyordu. Tek yaptığı uçurumun başında durup kendini hazırlamaktı.
Kafasını sağ sola sallayıp titrek nefesini aldı, üst üste hıçkırdı, kendini olacaklara hazırladı. Ayağını hafifçe kaldırıyor ama sonra korkup geri çekiyordu. Şeytan onu bir kez daha kandırdı, yanlış korkunun kaynağı ona korkmamasını canının acımayacağını vaat etti. Kız ilk adımını attı uçuruma doğru. Ayağı tutunacak bir zemin bulamadı ve saniyenin yarısı kadar bir sürede kendini yerde buldu Genç Kız. Hayalindekinden çok uzaktı bu, ağır çekim olmamıştı, her şey çok gerçekti.
Genç kızın narin bedeni yere düşünce kanlar içinde kaldı. Bedeninden yüksek bir ses çıktı çarpışmanın etkisiyle. Şeytan, bir tarafta kıs kıs gülerken Genç Kız son bir kere titrekçe gözünü açtı. Kanlı gözler göründü kısık bir şekilde, ağzından kanlar çıktı. Ölümün çok geciktiğini düşündü, artık öleyim dedi. Tam o sırada hayatı gözünün önünden geçti, uzun zamandır düşünmediği annesinin sıcak kucağı geldi aklına. Yaşadığı güzel şeyler geçti aklından ölürken, oysa ölmeden önce de tam tersi olmuştu. Annesini özledi, kızının öldüğünü duyduğundaki tepkisi geldi gözlerinin önüne. Pişmanlık her zerresini sardı, keşke dedi, keşke yapmasaydım. Hayata kendini bağladı, hayatın sadece bir nefesten ibaret olmadığını anladı. Tekrar yaşamak istedi ve son bir kere nefes almaya çabaladı. Tanrı'dan bir şans daha istedi...
Şans, gözleri açık bir şekilde bilincini yitirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sekiz Gün Sahte Cehennem
Teen FictionYerde yatan genç kızın gözü son bir kere İsa'nın heykeline kaydı. Bir daha ışığın gitmesini diledi. Kör olmayı diledi. Çok geçti. Olayın her saniyesi kızın hafızasına ve bedenine kazınmıştı. artık içinde tek var olan şey yalnızlıktı. Ruhu parçalara...