BÜYÜK YOLCULUK:

25 1 0
                                    

Bir hafta geçmişti ki Göktürk'ten iyi bir haber geldi bilim adamları açıklama yaptılar karşı konum olayı gerçekleşmişti bir hafta içinde Mars'a yolculuk başlatılacaktı.

Bu haberi duyan karargahımız son hazırlıklarını yaptılar dev askeri uçak, askerleri, ağır silahları, yiyecek-içicek ve tıbbı malzemeleri taşıyacaktı bir yolcu uçağı da sivilleri taşıyacaktı tahliye günü geldi her şey son bir kez gözden geçirildi.

Artık uçuşa hazırdılar. İlk olarak askeri uçak havalandı sonra sivil uçak onu takip etti.

Hedef Pekin'de bulunan Göktürk ana merkezine varmaktı, epey bir yol uçuşa devam ettiler. Bu sırada sivil uçakta bir sallanma meydana gelmeye başladı pilotlar bunu türbülans sanıyorlardı durum biraz farklılık göstermeye başlamıştı,

Uçağın yanlarına ve üstüne bir şeyler çarpıp duruyor gibi sesler geliyordu. camdan dışarı baktıklarında gözlerine inanamadılar mutasyona uğramış kartal vari yaratıklar uçağı dev bir yiyecek sanıyorlardı ve onu parçalamaya çalışıyorlardı.

Askeri uçağa bu bilgi verildi akıllarına gelen tek şey hangardaki helikopteri çalıştırıp uçurmaktı sonrada onu jet moduna almaktı, jet modunda Savaşçı-11 helikopteri pervanelerini öne doğru yatırıyor böylece farklı bir hıza ulaşıyordu.

Uçağa yardım etmeye hızlı bir şekilde gitti uçak bildiğimiz arı sürüsü gibi uçağı sarmaya başlamışlardı 5 mm mini toplarını kullanarak onlara ateş etmeye başladı çoğu vurulup düşmüştü bir iki tanesi uçağın kıç kısmını yarıp içeriye girmeyi başardı ve bir gurup sivili korkunç pençeleriyle öldürdü.

İçerideki güvenlik ekiplerinin ateş açmalarıyla öldürülen bu yaratıklar uçaktan aşağıya atıldı uçağın o bölümü iptal edildi ve kapılar kapatıldı. Dışarıdaki saldırı da püskürtülmüştü. Böylece bu zor badireyi de atlatmış oldular.

Birkaç saat sonra Göktürk'e vardılar indiklerinde burada hummalı bir çalışma yürütüldüğünü gördüler dünyanın her bir bölgesinden hayatta kalmayı başarabilmiş siviller bir araya toplanmışlardı ve sağlık kontrollerinden geçiyorlardı.

Bizim vatandaşlarımız da sıraya girdiler ve kontrolden geçtiler, Bazı insanlarda salgın burguları vardı onlar karantinaya alındılar, sıkıntılı görünmeyenler tekrar uzay gemisine alındı. Son kontrollerde yapıldıktan sonra uzay gemisi havalanmaya başladı her geçen saniye dünya biraz daha küçülüyordu sonunda futbol topu büyüklüğünde gözüküyordu.

İnsanlar bu gidişin artık bir dönüşü olmayacağını biliyordu nice mutlu günlerin, güzel ve acı hatıraların olduğu yeryüzü denilen bu dosta son vedalarını ettiler. Artık yeni bir umutları vardı ama orada mutlu olabilecekler miydi? hayatlarına hiç birşey olmamış gibi devam edebilecekler miydi ?

Artık Mars görünmeye başladı, ne gama ışınların patlamaları nede uzay boşluğunda kurşun hızında gezen mini meteoritlere rastlamışlardı bu sıralarda ekibimizden Furkan kendini kötü hissetmeye başladı ve lavaboya gitti, kolundaki pençe yarasında garip bir ağrı patlaması yaşamaya başladı.

Kısık bir sesle yardım edin diye bağırmaya çalıştı ama onu duyan olmadı yere yığılıp kaldı kısa bir süre sonra gözlerini açtı gözleri simsiyah olmuştu sağ kolu mutasyona uğramış gibi görünüyordu zira parmak uçları pençeye dönüşmüştü, eski benliği silinmiş gibi bir sağa bir sola bakmaya başladı, Işık onu rahatsız etmeye başladı.

Lavavodan çıkıp koridorun karanlıklarında kayboldu.

Kumanda Merkezi:

-Bütün yolcularımızın dikkatine... Kaptanımız konuşma yapacak.

Kaptan:

-Ben kaptanınız Albert Wesker. Sevgili yolcularımız hiç şüphesiz ki dünyada çile ve keder dolu yıllar geçirdik ölüm korkusu ile yaşadık ama artık bunların hepsi geride kaldı artık yeni bir umudumuz var ve ona birkaç gün kadar uzaktayız. Dedi

Uzay gemisi sakinleri her geçen saniye bir adım daha hayallerine ve umutlarına yaklaşıyorlardı , karanlıkta bekleyen gizli tehlikeyi bilmeden...

Yazar: Barış Ay

SONA KALANLAR (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin