Tüm bunlar neden başımıza gelmişti tam da huzura kavuşacağız derken birileri bu umudumuzu elimizden almaya kalktı, hastalıklı insanları gemiye alıp bize bu kaosu yaşattı.
Bu bir ihmal olamazdı bu kadar fazla hastalıklı insanın bir anda ortaya çıkması aklımıza bir tek şeyi getiriyordu.Bu planlı bir işti ve hedefi de tüm insanlığın sonunu getirmek olmalıydı. Bu gün tanımadığım bir grup ile bir malzeme odasını sığınak olarak kullanmaya başladım.
Yanımda korumam gereken küçük kardeşlerim ile birlikte yeni bir hayatta kalma mücadelesi vermem gerekecekti, bu sefer her zamankinden daha fazla zorluklar bizleri bekliyor olucak.
Dün çıkan kaosta beni bulup bu gemiye getiren Ahmet Komutanı çok aradım ama o yaratıkların saldırısı sürerken ortalık çok karışmıştı ateş sesleri koridorlarda yankılanıyordu bende hiç zaman kaybetmeden küçük kardeşlerimi yanıma alıp bu odayı diğer insanlar ile güvenli hale getirdik.
İşte şimdi buradayız.Her kafadan bir ses çıkıyor ama makul bir çözüm ortaya düşmüyor. Yeter! diye bağırdım her grubun bir lideri olmalı burada herkes kendi kafasına göre hareket edemez buna en başta ben müsahade etmem.
İri yarı bir adam, O zaman liderimiz kim olucak dedi. Bende, İçinizde hayatta kalma uzmanı varmı yada şu lanet Bear Grylls pogramlarını izleyen? Benim hayatımın bir çoğu İstanbul Gibi hastalığın çok ilerlemiş bir bölgesinde geçti. İçinizden o bölgeyi bilmeyenler için söyleyeyim her an saldırı altındasınız bu gün güvenli dediğiniz bölge yarın yağmacılar ile dolmuş olabiliyor. Yaratıklar ile iç içesiniz, İşte ben bu bölgede beş yılımı geçirdim, bu yüzden sizden daha çok bilgiye sahibim.
O sırada kalabalıktan bir ses çıkmadı.
Bende güzel o zaman işe bilonço ile başlıyalım kaç kişiyiz ? bu insanların meslekleri ne? Kaç Kadın ve Kaç erkek var ? ve tabiki kaç çocuk var ? bunları hemen öğrenmek istiyorum dedim.
Sen oradaki gözlüklü adın ne?
Barış Efendim.
-Dünyadayken mesleğin neydi ?
Bilgisayar programcısıydım aynı zamanda pano teknisyeriydim.
-Kulağa hoş geliyor bu görevi sana veriyorum.
Barış sırt çantasından bir not defteri çıkardı ve kaydını almaya başladı kısa bir süre sonra listeyi bana verdi.
Listeye baktım ve şuna karar verdim:
Nikolai ve Harry siz iç güvenlikten sorumlusunuz.
Ferudun sen tamir işlerinden.
Yasemin ve Nilgül siz dış bağlantımızı sağlayın iletişim imkanlarını olabildiğince kullanın halen diğer insanlar ile iletişime geçemedik.
Jennifer ve Khan siz de bu güvenli bölgeyi kontrol altında tutacaksınız.
Hitachi sen de yaralılar ile ilgilen grubumuzda bir doktor olması çok güzel.
Arnold sen hava taşıtları uzmanıymışsın bu özelliğini kullanmamız gerekebilir.
Franz, Furkan, Albert ve Semra sizde araştırma ve saldırı timi olucaksınız, Barış sende bizimle geliyorsun işimize yarayabilirsin.
Ve listede benim ufaklıklarla beraber yedi çocuk görünüyor.
Tamam öyleyse işimize başlıyalım.
Herkez kafaları ile onaylıyıp sağa sola koşuşturmaya başladılar gözlerinde yeni bir umudun parıltısı beliriverdi, tek başlarına bir hiç olan bu insanlar organize bir çeteye dönüşüvermişti. Hepsi cesur yürekli o kız sayesinde oluverdi.
Zeynep:
Şu kapıların arkasına set oluşturun artık giriş çıkışlar için havalandırma boşluklarını kullanacağız.
Barış hiç elinde bir kontrol cihazı var mı? Şu masanın kenarında duran hdmi girişe bağlanmayı başarabilirsen bazı bilgiler elde edebiliriz.
Barış hemen sırt çantasına yöneldi farklı bir yapıya sahip bir notebook çıkardı ve kablo ile geminin sistemine giriş yaptı.
-Bu sıradan bir bilgisayar değil içinde özel olarak geliştirdiğim bir virüs var, işe yararsa geminin sistemine giriş yapabiliriz.
Evet oldu, artık geminin sistemindeyiz ama acele etmemiz lazım sistem beni algılayıp bloke edebilir.
Zeynep:
-Geminin bir haritasına ulaşabilir miyiz?
Barış:
-Evet işte başardım, görünüşe bakılırsa geminin tüm katlarında güvenlik protokolleri devreye girmiş bütün katlar kilitlenmiş.
İlk üç katta tehlike düzeyi ileri derecede dördüncü kata da virüs bulaşmış ama şu an yoğun bir tehlike görünmüyor. Ama! İlginç olan bir şey var beşinci kat yani yönetim bölümü sağlıklı görünüyor.
Bu sırada yakınlarda bir yerde yaratıkların bağırmalarını duydular, herkes birden telaşlandı, bu seslere yoğun tüfek sesleri de karıştı. Anlaşılan gemideki güvenlik güçleri halen bu vahşete direniyorlardı. karanlığa karşı bir mum olmak istiyorlardı, Bu iyi birşeydi amacımıza ulaşmak için askerler ile bağlantı kurmamız lazım diye düşündü Zeynep.
Zeynep:
-Anlaşılan yönetim bölümü tehlikeyi fark edip erken davranmış ve kendilerini güvene almışlar, ama enteresan olan bir şey var neden biz yani hayatta kalanlar ile iletişime geçmediler.
Belki bizden umutlarını kesmişlerdir. Dedi Barış. Bunun üzerine bu çok saçma bir davranış olurdu dedi Zeynep.
-Böyle bir şey yapmaları kolonileşmemize engel olmaktan başka bir işe yaramaz, hiç bir sağlıklı düşünce buna onay veremez. Bu durumu öğrenmemiz lazım. Dedi ve havalandırmayı işaret ederek hadi yola koyulalım dedi.
Bu sırada Hitachi:
-Durun şu maskeleri ve dedektörleri de alın orada hastalık kapmanızı istemeyiz, gözlemlerime göre dünya dışında Br-8 virüsü daha hızlı gelişme evresine giriyor, kurbanlar saatler içerisinde dönüşüme giriyor. Salgının hızlı bir şekilde yayılması işte bu yüzden. Dedi.
Ekibimiz uygun ekipmanları aldılar odada silah olarak kullanabilecekleri tek şeyler büyük ingiliz anahtarları ve demir çubuklardı.
Herkes eline geçeni aldı artık hazırlardı.
Havalandırmaya girerek ilerlemeye başladılar sağ taraftaki parmaklıktan bir ses geldi, yaratıklar yerde yatan kadından geriye kalanları yiyorlardı. Üst bölümü daha iri olanlar yerken alt bölümü de daha zayıf olanlar yiyordu aynı vahşi hayvanlar gibi hiyerarşik düzenleri varmış gibi görünüyordu. Ekibimiz tehlike ile bu kardar içli dışlı olduklarını birkez daha hissettiler, ve içlerindeki ürpertiye karşı koymaya çalıştılar. Biraz daha ilerlediklerinde yol üçe bölünüyordu. Ekip biraz duraksadı sonra Albert cebinden bir tebeşir çıkardı ve kendi geldikleri bölüme ev yazdı ve üçe ayrılalım her bir bölümde farklı şeyler keşfedebiliriz dedi. Ekibin hepsi başıyla onayladı.
Zeynep ve Barış sağ tarafa yöneldi, Franz ve Albert de sol tarafa yönelince Furkan Semra'ya baktı sanırım bizde düz ilerliyeceğiz dedi. Semra kafası ile onayladı ve düz devam ettiler.
Biraz daha sürünerek devam ettiklerinde yol sol tarafa yöneliyordu buradan biraz daha ileriye gittiklerinde yolun sonunda bir havalandırma pervazından içeriye giren ışıkları fark edip oraya doğru yöneldiler ve aşağıyı incelemeye başladılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONA KALANLAR (Düzenleniyor)
Science FictionYeni Enerji Kaynağı Olan Bor Madeni Dünyada Büyük Felaketlere Yol Açacaktı, Peki Kurtuluş Mümkün mü? Her Hikaye Mutlu Sonla Biter Mi? Oylarınızı ve yorumlarınızı esirgemezseniz beni çok mutlu ederseniz.