Annemi aradıktan sonra. Hem tae'nin annesinin kirabiyelerini yiyor, hemde tae'nin yatağında film izliyorduk. Ben onu izlerken o da filmi izliyordu. Aynı zamanda kurabiyelerin yarısını yiyor, yarısını döküyordu.
Ağzının kenarına bulaşan kurabiyeleri temizlemek istiyordum. Keşke ona dokunabilsem. Şuan onunla aynı yatakta oturuyor olmak bile beni delirtiyordu.
"Taehyung."
"Hm?"
"Ağzının kenarına kurabiye bulaşmış."
Dedikten sonra ağzının kenarını beceriksizce ovalamaya başlamıştı. Bide diğer tarafı ovuyordu tabi.
"Taehyung orda değil."
Bu sefer kafasını bana çevirmiş ve bana anlamlandıramadığım bir bakış atmıştı.
"Her neyse filmi kaçırıyoruz."
Dedikten sonra tekrar önüne dönmüştü.
Şuan resmen acı çekiyordum. Görüntüsü olağanüstü seksiydi. Altında pembe bir şort, üstünde de beyaz bir t-shirt vardı.
Normalde bu kadar uzun sürmezdi. Ama taehyung'a dokunmadığım halde heyecanlanıyordum. Hiç bu kadar birini arzuladığımı hatıralmıyordum. Gözlerim pürüzsüz pacaklarında dolanıyor. Ellerimi bacak arasına değdirmemek için zor tutuyordum.Sarhoş olmuş gibi hissediyordum. Her hücrem ona dokunmak için yanıp Tutuşuyordu.
"Jungkook, ikimizde bu yatakta yatabiliriz. Senin için sorun olmaz değil mi?"
Konuştuğunda anca gerçek hayata gelebilmiştim. Bu soru bana çok fazlaydı. Kalbim onunla uyuyabilmek icin can atıyordu. Ama onunla uyursam kendime hakim olamıyacağımı da biliyordum. Zaten şimdiye kadar zor dayanmıştım.
Bide artık beni zorlayan alt tarafım.. kesinlikle kitmeliydim.
"Gitmeliyim."
Der demez ayağa kalkmış, çantamı da sırtıma geçirmiştim.
"Ne?!"
"Bugün bir işim vardı şimdi aklıma geldi." Dedikten sonra bişey demesine izin vermeden odadan çıkmıştım. Arkamdan geliyordu ama alt tarafım beni daha da zorlamaya başlamıştı. Gitmessem dayanabileceğimi sanmıyordum. Merdivenleri hızla inmiş ve kendimi evin dışına atmıştım.
~~~~
Yolda yürürken hem ağlıyordum. Hem de kendime acıyordum. Nasıl böyle acınası bir duruma düşmüştüm.
Birine içimi dökmek istiyordum. Bu tür durumlarda hep jimin'e giderdim ama bugün yoongi'yle buluşacaktı. Bu yüzden onu rahatsız etmek istemiyordum.
O yüzden lisa'ya mesaj attım. O beni jisoo'dan daha iyi anlardı. O'da aşk acısı çekiyordu çünkü.
Jungkook: müsait misin?
23.27Lisa: evet de, noldu?
23.29Jungkook: size geliyorum.
23.29Yazdıktan sonra telefonu cebime attım. Lisa'nın evine geldiğimde kapıyı çaldım. Lisa yabancı olduğu için ailesi yanında değildi. Bu yüzden daha rahattım. Kapıyı açtığında onu aşağıdan yukarı süzüyordum
Beyaz basit bir t-shirt'le kot bir şort giymişti. Kısa sarı saçlarının üstündeki siyah bere de çok tatlı kılmıştı arkadaşımı. Bu da jae bum'a olan öfkemin artmasına neden oluyordu.
"Jungkook noldu sana? Bu halin ne?"endişeli sesi iyi hissetmemi sağlıyordu.
"Lisa, senin bu aptal arkadaşın aşık oldu."
"Ne? Sen mi? Kime? Ya da dur önce içeri geç."
"Taehyung'a."
Yüzünde anlamlandıramadığım bir ifade oluşmuştu. "Ben çok kötüyüm." Dedikten sonra göz yaşlarımı daha fazla tutamamıştım. Lisa koşarak yanıma gelmiş ve bana sarılmıştı.
"Ona açıldın mı?"
"Hayır. Bana arkadaş gözüyle bakıyor."
"Aynı hikaye."
"Efendim?"
"Yani benimle dertleşmeye mi geldin?"
"Evet."
"Jungkook, şimdi sana anlatacaklarımdan sonra benden uzaklaşma. Tamam mı?"
"Tamam."
Koltuğa oturmuştuk. Neden böyle bir şey söylediğini anlamamıştım. Nerden başlayacağını bilmiyor gibiydi. Ona doğru uzandım ve ellerini tuttum.
"Hadi anlat. Ben hepsenin yanında olacağım." Dedikten sonra güven verircesine gülümsemiştim. Onunsa gözleri dolu doluydu.
"Jungkook. Nerden başlayacağımı bilmiyorum ama lütfen sözümü kesmeden dinle sonra istersen bağır çağır hepsini hak ediyorum ben.
Jungkook, benle tanışalı 3 yıl oluyor. Öncelikle hep yanımda olduğun ve bana güvende hissettirdiğin için teşekkürler. Iyi bir arkadaş olduğun için de teşekkür ederim.
Bende senin gözünde iyi bir arkadaşım biliyorum. Ama jae Bumla ayrıldığımdan beri istemeden..
Istemeden içimde sana karşı bir duygu oluştu."
Gözlerini gözlerimden ayırmıştı ve artık ağlıyordu.
"Bu duygu her gün daha da büyüyor. Sana, arkadaşlığımıza ihanet ediyormuşum gibi hissettiriyor.
Senden uzak durmaya çalışıyorum ama olmuyor. Bir türlü kopamıyorum.
Bu çok utanç verici, gurur kırıcı ama bunu değiştiremiyorum. Jungkook ben sana aşık oldum."
Dedikten sonra kafasını ayaklarının arasına sokup daha çok ağlamaya başlamıştı. Bense donup kalmıştım. Lisa'nın son günlerde durgunlaştığını biliyordum. Ama bunun sebebinin ben olduğu aklımın ucundan bile geçmezdi.
O benim kız kardeşimdi. Onun aşkına nasıl karşılık verirdim. Üstelik taehyung'a bu kadar aşıkken.
Ne olursa olsun bu olanların ona zarar vermesini istemiyordum. Bu yüzden ona sarılarak onu sakinleştirmeye çalıştım.
"Şşt. Tamam ağlama artık. Nasıl bişey olduğunu biliyorum. Merak Etme senden uzaklaşmıyacağım."
BÖLÜM SONU
ŞİMDİ OKUDUĞUN
second love\\ Taekook
FanfictionBirini sevmek zordur. Kırık kalpli birini sevmek daha da zordur.