" Arkadaşlık güzeldir diyen annem neden bana bu kelimenin acı da barındırdığını söylemedin..."
............Güne güzel başladım. Yatağımdan huzurla kalktım ama kimse bana matematik dersine geç kalacağımı söylememişti...
Oflayarak babamın arabayla uzaklaşmasını bekledim. Saatime baktığımda- daha doğrusu Uğur'dan çarptığım saat mi demeliyim...- derse 15 dakika geç kaldığımı gördüm. Oflayarak Ünal amcamın yanına gittim.
Ünal amca ve eşi yıllar önce bir market kurmuşlardı ve bende onların daim müşterisiydim. Aramız gerçekten çok iyiydi hatta Ünal amca bana " Benden sonra burayı sen işletirsin." Derdi alayla...
Okulun karşısında olan markete doğru yürüdüm. Güvenlik kulübesine bir bakış attığımda adam kulübesinde çay içiyordu. Rahatlıkla karşıdan karşıya geçip markete girdim.
Ünal amcanın eşi kasada oturmuş karşıdaki televizyondan haber izliyordu. Bana dönerek ofladı " Ne olacak bu ülkenin hali."dediğinde tebessüm ettim.
Kasanın yanına tabure çekip oturdum. "Valla ne olacağını bilmemde benim geç kalmalarımla birlikte sınıfta kalmam kesin."dediğimde Fatma teyze kahkaha attı. Ama cidden sonum öyle olacak gibiydi. Çünkü bir derse girmeyince yarım gün yok yazılıyordun ve artık İrfan hoca bana geç kağıdı vermekten bıkmış beni başından kovuyordu.
Ama ben muhteşem taktiklerle o kağıdı alıyordum. Taktik dediğimde adamın Belçika'da ki ailesi ve ekonomi ile ilgili bir kaç şeyle kafasını karıştırıp kağıdı alıp kaçmaktı...
Markete girip çıkan müşteriler ve Fatma teyzeyle yediğimiz poğaçalar derken okul zilli çalmıştı. Fatma teyzeye veda edip - sanki öğlen arası ve okul çıkışı gelmiyecekmiş gibi- marketten çıktım. Yavaşça karşıya geçip kaldırıma çıktım. Tellerdeki hareketlenmeyi görünçe yavaşladım.
Burası biraz tenhaydı. Okulun etrafı kalın demir tellerle çevriliydi. Arka bahçeye öğrencilerin geçmemesi için teller ve bir kapı vardı. O kapını önünde depo ve yan tarafından ön bahçeye bir geçiş vardı. Kızlarla bazen buraya gelip konuşurduk.
Ama tellerdeki kişiler kızlar değil Demir ve Masal'dı. Kaşlarımı çatarak biraz daha yaklaştım ve o an dün okulda öğrendiğimiz şeyler aklıma geldi... Kaşlarım daha da çatıldı. Beni fark eden Demir sustu ve bana bakmaya başladı.
Masal 'da nolduğunu merak edercesine bana döndü ikiside susarken tiksintiyle " Beni orda bekleyin. Dün duyduklerım hakkında biraz konuşalım." Dediğimde Masal kafasını yere eğdi. Demir'e daha fazla tiksintiyle baktım." Dokuz senelik arkadaşımdan beklemediğim hareketler duydum..."dedim sırıtarak.
Demir oflayarak umursamazca " Gel anlatalım."dediğinde adımlarımı hızlandırarak okul kapısından içeri girdim. Postallarım soğuk şubat ayında yağan yağmurlu kaldırımları dövüyordu. Yani edebiyattan arındırırsak fazla sinirimi güzelim botlarımdan çıkarıyordum.
Basket sahası her zaman ki gibi tıklım tıklımdı. Sahanın yan tarafında son sınıflardan bazı kızlar oturmuş 9'lara laf atıp karşıdaki basketçilere kur yapıyorlardı. Hadi ama ben ve bizim kızlarda son sınıftı ama bunlar ayrı bir kafadaydı. Aptallar...
Hızla arka tarafa dönecekken karşıma nefes nefese elinde basket topu ve diğer elinde çikolatalı kek olan Murat çıktı. Bıkkınlıkla çocuğa baktım. Her zaman ki gibiydi. Yavşak ve yavşak...
Keki bana uzatarak sarı saçlarını karıştırdı." Sana aldım. Birşeyler yemeye bayıldığını biliyorum."diyerek mavi gözlerini kırpıştırdı. Hadi ama bu klasik bir kitaptaki esas oğlan ve esas kızın flört sahnesiydi...Ama sorun şuydu ki ne ben o kızdım ne de Murat o çocuktu ve burası gerçek hayattı. Murat tüm sınıflarda ki kızları elinden geçirmiş bana ve kızlara sarkmaktan vazgeçmemişti. Ama her 3 haftada çıkma teklifi etmezse içinde kalırdı pisliğin. Ve şu şansa bakın ki aynı sınıftayız...
Keke bir bakış atıp elinden aldım ve göz kırpıp " Şimdi keki almazsam olmaz ama bu yavşaklıklarını başkalarında dene. Ha bir daha bize sarkıntılık yaparsan Su kafanı kopartaçağını söyledi." Diyerek yanından geçip gittim. Su bu zamana kadar kimseyi sevmemiş grubumuzun sert mizaçlısıydı. Ve bu durumlardan nefret ederdi.
Demir ve Masal'ı hatırlayınca hızla arkaya koşmaya başladım. İkisi banka oturmuş beni bekliyordu. Hızla karşılarında dikilip dünden beri kafamı kurcalıyan o soruyu sordum" Siz ikiniz ne hikmetse aniden sevgili oluyorsunuz ve dün okulda öpüşürken Ada sizin fotoğrafınızı çekiyor sonra Alper'de Masal'ı bize yaklaşmaması karşılığında fotoğrafları yaymayıp Meltem hocaya göstermeceğini söylüyor. Doğru mu?"
................................
11.sınıf 2.dönem sonları...
"Bak Melodi şu kızla artık takılmayı bırak!" Diye sesini yükselten Su öfkeyle ileri geri gidiyordu. Ben de kaşlarımı çatarak " Kız Mert'e aşık ve senin ona ayarlamanı istiyor seni kullanıyor sonra Mert Masal'ı kullanıp kullanıp bırakıyor!"dediğimde Melodi kafasını kaldırıp " Bu onun kararı kimsenin hayatına karışamayız."dediğinde İlke çığrından çıkmışcasına " Kaç kere Merve'yle kavga ettiler allah aşkına ve bu fikrine tabi bizde karışamayız ama Melodi öyle bir kızın yanında dolaşmanı ve gruba almak gibi bir hatayı yapmak istemiyoruz..."dediğinde Melodi bağırarak " Rahat bırakın artık beni ben istiyorum yanımda olmasını! Benim kararlarım hem gruba girmesine gerek yok çünkü ben de bu grupta değilim madem bu kadar üsteliyorsunuz!" Diyerek kapıdan çıkıp gitti.
Okulun son günleri olduğu için Merve'lere gelmiştik. Masal bugün gizlice Melodi'nin telefonunu almış Mert'le yazışmalarını okumuştu. Melodi yinede onu yanından ayırmıyordu. Melodi'ye sürekli yalan söylüyordu. Meryem oflayarak kafasını arkaya attı " Eninde sonunda Melodi o kızla konuşmayacak merak etmeyin kızlar."dediğinde hepimiz oflayarak koltuklara yığıdık...
(Yazarın ağzından.................)
O günkü kavgadan sonra tüm yaz Masal ve Melodi ayrılmamış Melodi bizden fazlaca uzaklaşmış Su ise ne olduğu anlaşılmadan bunalıma girmişti. Aşırı derece kilo vermiş eskisi gibi gülen biri değildi... hata kızlardan o da uzaklaşmıştı...
Grup bölünmüştü tıpkı Masal'ın istediği gibi. O yaz Masal ve Mert sevgili olmuştu. Ama Mert'in amacı başkaydı. Ve Masal'da buna karşı çıkmamıştı. Masal kullanıldığını bilsede bişey dememişti.
Ama Masal bir şeyi atlamıştı... planlamadığı şey Melodi'ye söylediği yalanların ortaya çıkmasıydı...
İşte herşey o gün olmuştu. Kızların arası düzelmişti ve birkaç olaydan sonra Masal ve Melodi birbirlerinden uzaklaşmıştı... ve artık tamamen kopmuşlardı neredeyse... o gün okula çok az kişi gelmişti kızlardan sadece Dolunay,Meryem ve Melodi vardı. Ha birde bu aralar kimsenin haberi olmadan bir anda yakın olan Ada ve Masal'da vardı.
Kızlar Melodi'nin evine gitmek istemişti. Dolunay Masal ve Ada'nın gelmesini istememiş sonra 3 kız bir yalan uydurup gitmişti... ve o gün keşeke gitmeselermiş çünkü güvendikleri arkadaşlarıda o gün o yalana ortak olmuş ve kızların hiç birine bir şey söylememişti...
O gün yağmur yağdı kızların içi huzursuzlukla doldu... Merve birşeyler olduğunu hissetmişcesin Amcasını cenazesinden kızları aramış ve evde olduklarını öğrenmişti.
O gün aslında kimin ne olduğu ortadaydı ve herşey bir oyunla başladı. Bu oyun kızlarıda peşinden sürükledi. Kırıldılar üzüldüler ve suçlandılar... 18 Ocak 2018 herşeyin başladığı o tarih...
..........
.....
..
.Mk_Junkfood
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİZİM SINIF
Humor"O akşam o evde bende vardım." Hiç beklemediğiniz bir anda hayatınız tepe taklak olur. Hiç beklemedikleriniz aslında sizi yalanlarla yüceltmiş ve kucaklamıştır... "Her şey senin başının altından çıktı!!Söylesene onlara bu teklifi bana sunduğunu!! He...