Bilinmeyenler

Bölüm 4

    Uyandığım da berk uyuyordu.
Yavasça ona doğru dönüp yüzünü inceledim. Dudakları buzuşmuştu ve şaçları dağılmıştı.
    Saatte baktığımda saat 6.30 du normaldı dün erken uyursak olacağı buydu. Tuvalette gitmek için tam kalkıyordum kı berk iyice beni kendine çekti. Arkamda hissettiğim şeyle azcık titremeye başlasamda tuvalletim daha ağır bastı galiba mesanem patlakak üzereydı.
   Dayanamadım ve "berkk kalk lan kalkk" diye bağırdım. Bu uyku sersemi gözlerini yarım açtı ben onun şuan kı tatlı haline bakmamak için hemen kalkmaya çaliştim.
  "Ne var kızım niye uyandırıyon" diye söylenmeye başladı.
   Yeni doğmuş bebenin sütte muhtaç olması yüzünden annesini birakmaz ya yada koalanın ağaça sarıldığı gibi sarılmışsın mesanem patladı lan" dedim ve koşarak tuvallete gittim.
    Allahım dünya varmış ya ellimi yüzümü yıkadım ve salona gittim. 
Televizyonu açtım ve kopmalık bir şarkı buldum.
  Tarkan-Yolla
Eşlik ede ede temizlik yaptım. Berkse hala benim odamdaydı napıyorsa
  sessi iyice açtım bağıra bağıra söylemeye başladım.
Offff bu gidişle sonunda sallacam aklı çayıra yolla kaderim yolla acılları bana yolla nede olsa dert babasıyım ya ben vur ya lafımı olur vur ya düşünede bide sen vur ya nede olsa sabır taşıyım ya ben
    Her yerin tozunu aldım ve paspas attım.  Sabahın körüydü ve herkesi uyandırmıştım. Aşağadan bağıranlar hasan abiyi erkenden uyandırmıştım bu sayede kahvaltı yapıp gidebilcekti. Bir anda müzik kapandı arkamı dönüp baktığımda berkın kapattığını gördüm. 
   "Napıyon sen ya" dedik aynı anda ve ben gülmeye başladım.
  Dünki olanlardan sonra hiç birşey olmuycaktı yine dost kalcaktık berk başkasına aşık ve onla mutlu olacak ben hiç bir zaman ona göre değilim.
"Kahvaltı hazırlıycam" dedim kaşları kalktı şöyle bir şaşırdı. 
   "Hayırdır kafana saksofon mu düştü" dedi ben gülmekten kendimi kanepeye attım.
   Mal bebe ya saksofon ne ya amann neyse deyip mutfağa gittim. Masayı ilk önce kurdum ve mönömönü hazırlamaya başladım.
   Yukardakı bardağı alacaktım ama boyum yetmedi uzun olduğu halde
" Berkkkk buraya gel boyum yetmiyor" diye bağırdım. Mutfağa girince ilk önce bana baktı sonra masaya şaşırdı sonra yanıma geldi.
   Bardağı gösterdim bunu nasıl alamıyon hanı kısada değilsin fazla allahım yarabim dedi.
   Onu itekleyip uzanmaya başladım parmağım değiyordu ama alamıyordum. Kalcamın ordan sarılan kolarla havaya kalktım ve bardağı aldım. Berk beni havaya kaldırdı.
Düşcem sıkkı tut dedim.
"Seni ne zaman yarı yolda biraktım" dedi göz kırptı yavaş yürü yavrum diye geçirdim içimden.
   Kahvaltıyı bir güzel yaptık.
  Mutfakta da mıntıka temizliği yaptım.
  Berkse evimde dolanıyordu ne yapmaya çalışıyordu anlamadım amann neyse dedim tınlamadım.
  Saat 11 olmuştu balkona çıktım ve en son orda içtiğimiz içkiler masa öyle duruyordu. Duvara baktım gözümde canlandı dün olanlar sarhoştuk en iyi bahane bu olcak ondan hiç birşey olmamış gibi devam etcem.
  Masayı topladım ve kuşlarımın başına gittim.
   Heyyy haydarrr seninkini küstü mü sana hanı yanında değil dedim.
  Kuş da kafa salladı olacak o kadar muhabbet kuşlarım herşeyden anlar.
   Neden dedim kıskandı dedi kahkaha attım aman ben seni yerim lan senin gibi tatlı şeye küsülür mü ben seni seviyorum istersen benim kocam ol dedim.
    Kafa salladı yine kahkaha attım.
Tabi bizim kıskanç aslı hemen haydarın yanına geldi ve bana yollarım dedi. 
   Kendiiii kuşlarından ne beklersinki senden ne duyarlarsa onu der haklı vallaha yolar bu beni dedim sesli sesli
   Yemlerini verdim.
Balkon demirine doğru gittim ve kafamı yukarıya kaldırdım.
   Hava buğun parçalı bulutluydu ama çok sıcaktı izmir yanıyordu.
"Kız zilli naptın torunumu  yedin mi  kaç gündür eve gelmiyor ayıp ayıp bari evlenin" deyince en son öksürükten geberdiğimi ve berkın gülerek bana su içirdiğini hatırlıyorum.
   Beyaz ışık görüp ona doğru gittim ve sonuç morg.
   Berk babannesine heyt yaşlı karı merak etme ben onla evlencem dedi tabı benim duymadığımı zannediyor ama duydum bunun yüzünden öksürük krızım zaten geçmedi hatta çoğaldı ve öldüm.