Bölüm 7

8 1 0
                                    

               3 Yıl Sonra

Berak üniversite sinavını kazanmış ve iki senelikle okulu bittirmişti. Antalyadan babasının yanından ayrılıp ankarada yaşamaya başlamıştı. Ne içki içiyordu neden siğara artık öyle bir alışkanlığı yoktu.
Akında tahin istemiş ve onla beraber ankaraya gelmişti. Akın da çalıştığı özel şirketin ankarada kı yerinde çalışmaya başlayınca berak için daha iyi olmuştu.  Abi kardeşdiler soranlara öyle diyolardı. Berak iki sene babasının yanında kalmıştı. Aysel hanım bunu öğrenip kızmıştı ama olayları annesine anlattınca susmuştu. Babası hiç birşeyi bilmiyordu. Aysel hanım tatılde onun yanında iki ay kalcağına söz verirsen diyerek tehdit etmıştı. Berakda söz verip ikna etmişti. Berkse hayatına geri dönmeye çalışmıştı. İzmir de x'ın gidişi olay olmuştu ama bir hafta sonra herkes unutmuştu. Berk barına devam ediyordu ama artık berak olmadığı için sık gitmiyordu. Fazil abi her gün umutla bekliyor aynı şekilde fatoş abla ve deli necmi. Onlar döneceğine inanıyordu. Berkse onlara kızıp gelmiycek diyordu. Berak babasının ve kendini hattını değiştirmişti. Ulaşmamasını sağlamıştı. Berk adnan amcayı ilk aradığında telefonu açıktı. Berk çaktırmadan berakı sormuştu ama berak orda değildi. Aysel teyzede de değildi. O Adı Ahmet olan çoçuğun evine gitti ona sordu oda bilmiyordu.
    Bir yerden sonra onu aramayı bıraktı çünkü bilinmeyen kız bilinmeyenlere kaybolmuştu. Berakın evine her gün gidip hayvanlarıyla ilğilleniyordu. Soru işareti sadece yemek tuvalet ve yatmaktan başka birşey yapmıyordu. Aynı kaderi yaşadıklarını düşünüyolardı.

    Berak ankarada bir şikrette müdür yardımcısı olmuştu. Tabi bunu akın sayesiyle olmuştu. Akına çok borçlu olduğunu düşünen berak her gün ona güzel yemekler yapıyordu. Beraksa çok değişmişti. İzinli olduğu gun hariç hep etek ve elbise tarzı şeyler giyiyordu. Konuşması kıbarlaşmıs ve naif bir hanım olmuştu. Berak artık 26 berkse 29 yaşına gelmişti.
    Fazil dede her gün emine ablanın ölümün üstünden şu kadar geçti derken berakın gidişinden şu kadar geçti diyordu.
    Deli necmi berakın gelceğini bilsede o aklıyla yavaştan berkın çıkolatalarına alışmıştı.
    Mahalleli eski neşesinde olmasada bir gülüyor bir ağlıyolardı.
Berak buğunun yoğunluyla kendini akının arabasına zor attı. Ayaklarını acıttan topuklu ayakkabıya hala alışmış sayılmazdı. Ayaklarını ayakkabıdan çıkartıp torbitonun üstüne koydu. Akın onun bu haline gülünce berakda gülmeye başladı.
  "Ne kadar hanım hanımcık olsanda bu hayatta hiç bir zaman alışamıycaksın biliyorsun demi yakışıklı" dedi.
   Berakda onun bu dediğine gülüp konuştu.
"Hiç de bile efendim ben çok nazik bir hanım efendiyim bi kere" dedi ve bu dediğine gür bir kahkaha attı. İki katlı ne zengin nede fakir olan evlerine geldiler. Berak ayakkabalarını giymedi. Eline aldı ve çıplak ayakla yürümeye başladı. Akın onun bu haline gülerken bir anda kucağına aldı. "Uçur beni güzellik" diye bağırdı berak.
  Eve girince akın çalışma odasına beraksa kendini mutfağa atmıştı.
Eskiden hiç birşey bilmeyen kız şimdi harıka yemekler yapıyordu.
   İzinlerinde yemek denemesi yapıp beğendiklerini hafta içi sunuma koyuyordu.
   Bugun yorulduğunda her zaman unutamıycağı en sevdiği mönömönü yaptı. Akın onun böyle demesine alışmıştı. Üstünü değiştirip mutfağa geri indi berak. Sporcu atleti ve sortunu giydi. Bazı şeyleri hala değişmemişti.
    Akının odasını tıklatıp içeriye girdi.
"Akın bey yemeğiniz boğaz manzaralı mı olsun yoksa çatı katı sefası mı olsun" dedi.
  Akın hafif yandan gülerek "Berak hanım aslında buğun yemeğimi yatakta istiyorum" dedi. Berak yanına yaklaşıp masasının üstüne oturdu. Tabi ordaki evrakları dağıtmadan "Heyt güzellik sen çok mu yoruldun benim gibi" dedi. Akınsa onu onayladı. O zaman beni bekle dedi. Akına 10 kişilik olan masayı gösterdi. Orda bekle dedi ve gitti.
   Berak mutfağa uçarak gitti ne kadar yorgun olsada herşeyi bir tepsiye hazırlayıp akının yanına gitti. Masayı hemen kurdu ve yemeğe başladılar. Berak bugun kendini iyice yorcak ve sonra banyo yapıp uyuyacaktı. Planı öyleydi her yeri toparladıktan sonra hala çalişan akının yanağına öpücük biraktı ve ben gidiyorum sevgilimle aşk yaşamaya sana iyi eğlenceler sandalyenle dedi ve gitti.
   Berak kendini hemen bir soğuk suya attı. İyice rahatladıktan sonra banyodan çıktı ve üstüne ince birşeyler giydi. İlk bahardalardı ama hava sanki yaz gibiydi. Ankara soğuktu doğru boşuna dememişler ankaranın ayazı gelir bulur bu yazı diye.
     Berak kendini yatağa attıp her gece yaptığını yaptı. Berkın hala değişmemiş numarasını kaydetip proflıne durumuna baktı.
  Profilinde oğlu ve o vardı. Soru işareti ve berkin resmi vardı. Durumda da kader mahkumuyuz biz gün sayıyoruz yazmıştı. Oğlu zayiflamişti oda çok kızmıştır ona kesin birşeyi farketti galiba en çok oğlunu özlemişti. He tabi fazil abisini ve fatoş ablasını da berkı özledim demezdi. Hatta berk bile demezdi. Oda artık bilinmeyendi ama artık o x değildi. Berrak Korel dı.
  AİİS başkanın yanı müdürün yardımcısıydı. Adnan ve Aysel Korelden olma tek çoçuktu. Annesi babası ayrılmıştı ama o dünyaya küsmemişti. Eskisi gibi değildi. Kendi hayatını sıfırdan yazmıştı. Berk yokdu erdinçte hiç olmamıştı. 

Bilinmeyenler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin