Castiel yine gördüğü kabuslardan biriyle uyandı. Annesi öldüğünden beri, yaklaşık bir yıldır bu kabusları görüyordu. Hepsinin sonu aynı bitiyordu, annesi ölüyor ve Castiel uyanıyordu.
Castiel annesini bir trafik kazasında kaybetmişti.
Bir gece Cas, annesi, babası ve ağabeyi Gabriel eve dönüyorlardı. Annesi ve babası tartışıyordu, babası sinirlendikçe arabayı daha da hızlı sürüyordu ve yanlış şeride geçtiğinde önlerinden hızla yaklaşan arabayı fark etmemişti. Hala ağabeyinin ve kendisinin uyarı dolu çığlıkları beyninde yankılanıyordu.
Kazada sadece annesi hayatını kaybetmişti. Babası, ağabeyi ve Cas çok ağır olmayan ama çok da hafif sayılamayacak yaralarla kurtulmuşlardı.
Bu olay Castiel'i bitirmişti. Okuldaki başarısı düşmüş, arkadaşları ile iletişimini kesmiş ve doğru düzgün kimseyle konuşmaz, yemek yemez olmuştu. Bir de bu kabuslar vardı tabii.
Abisi Gabriel, Cas'ten çok daha iyi bir durumdaydı. İçinde hala acı vardı ama bu günlük yaşamını etkilemiyordu, Gabe acısını kimseye yansıtmazdı zaten. Ayrıca bu sene üniversiteye başlamıştı ve birçok yeni arkadaşlıklar kurmuştu.
Cas ve babası yalnız yaşıyordu. İkilinin arasının pek iyi olduğu söylenemezdi. Cas onunla konuşmuyordu, babası ise oğluyla iletişim kurmak için elinden geleni yapıyordu. Sonuçta elde ettiği tek şey kısa cevaplar ve homurdanmalar oluyordu.
Cas annesinin ölümünden babasını sorumlu tutuyordu. Eğer sinirlerine hakim olabilseydi tartışma çıkmaz ve annesi hala hayatta olurdu diye düşünüyordu.
Bu derin düşünceleri bölen aşağıdan ona seslenen babasının sesi oldu.
"Hadi Cas, kahvaltı hazır!". Cas içini çekti ve "Tamam!" diyerek babasına cevap verdi. Yüzünü yıkamak ve tuvalet ihtiyacını gidermek için lavaboya girdi. Çıktığında hantal adımlarla aşağı doğru inmeye koyuldu. Mutfağa girdi ve masadaki yerini aldı. Babası omletleri koyduğu tabakları masaya yerleştirdi ve Cas'in karşısındaki yerine oturdu, boğazını temizledi ve "Castiel" diyerek oğlunun dikkatini üzerine çekti.
Cas babasının adını söyleme şeklinden bile ciddi bir konunun geleceğini anlamıştı, öyle de oldu.
Babası tekrar söze başladı; "Oğlum, ikimiz de biliyoruz ki şu an zor bir dönem geçiriyoruz. Annenin kaybı hepimizi bitirdi, ağabeyin bazı şeyleri yoluna koymayı başardı ama, senin durumun beni gerçekten çok üzüyor ve ben bir karar aldım, bu kararımı ağabeyin ile de tartıştık ve o da bunun hepimiz için iyi olabileceğini söyledi."
Castiel babasının dediklerinin ardından neyin geleceğini az çok tahmin edebiliyordu. İçinden sadece düşündüğü şeyin olmaması için tanrıya yalvardı, elinden başka da bir şey gelmezdi zaten.
Ve babasının sözleri tüm o yalvarışları boşa çıkardı; "Cas, taşınma kararı aldım, ve bu-" babasının sözleri Cas'in yükselen, öfke dolu sesiyle bıçak gibi kesildi. "Bunun sadece kendi kararın olduğunu söylüyorsun! Bana hiç danışmadan böyle bir karara varman ne kadar bencilce biliyor musun!? Hiç benim hislerimi düşündün mü, ya da ne kadar zorlanacağımı!? Tabii ki düşünmedin! Annem de senin yüzünden öldü zaten ve şu an dediklerine bir bak!"
Babası Chuck, oğlunun ne kadar hassas olduğunu biliyordu fakat bu kadar saygısızlık epey fazlaydı. "Castiel! Bu kadar saygısızlık yeter! Burada herkesin iyiliği için, yeni ve mutlu bir hayat için uğraşıyorum! Senin için en iyisini istememe rağmen bana böyle mi karşılık veriyorsun!? İtiraz istemiyorum, o kadar!". Castiel babasının bu sözlerine karşılık içinde yükselen öfkeyi sonuna kadar hissetti, karşılık verecek oldu ama babasının; "Yemeğini bitirdiğinde çabuk odana çık ve eşyalarını toparlamaya başla, üç-dört gün içerisinde ayrılmış olacağız." diyen sözleriyle ağızını açtığı gibi kapadı.
Eğer gerçekten aç olmasaydı yemeğini yemeden odasına sığınırdı ama ne yazık ki kurtlar kadar açtı ve yemeğini babası ile daha fazla aynı ortamda bulunmamak için çabucak bitirmeye koyuldu. Bazen ona gerçekten katlanamıyordu, evlerinin her bir köşesi annesinin hatıraları ile doluyken o bunu nasıl yapıyordu aklı almıyordu, hem nereye taşınacaklarını bile söylememişti, sadece emir vermişti.
Cas yemeğini bitirdiği gibi düşüncelerden sıyrıldı, masadan hışımla kalktı ve üst kata giden merdivenleri çıkmaya koyuldu.🌊🌊🌊🌊
Uh evet vay canına, bu benim ilk kurgum, (daha doğrusu aklımdaki onlarca kurgudan biri ama yazıya dökmeye cesaret bulduğum tek kurgu demem daha doğru olur sanırım) gerçekten heyecanlıyım ve kötü bir anlatım tarzı kullandıysam çok çok özür dilerim ama dediğim gibi ilk kurgum ve bu konuda acemi olduğumu dile getirmek isterim, bu yüzden hatalarımı maruz görün lütfen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Ocean Brought Me To You 🌊 // Destiel AU
FanfictionBazen aşk okyanusun en derinlerinden çıkar gelir~ 🌊 İlk Türkçe Merman!Dean ve Human!Cas kurgusu.