~6~

167 22 91
                                    

Cas Dean ile yaklaşık iki haftadır konuşuyordu ve bugün oldukça erken kalkmıştı. Mutfakta yiyecek bir şeyler hazırlıyordu. Oldukça mutluydu çünkü babası hastahanede nöbetçi doktor olarak kalacaktı, bu da demek oluyordu ki Dean ile daha fazla zaman geçirebilecekti.

Hazırladıklarını hızlıca yemeye koyuldu. Yediklerini doğru düzgün çiğnemeden yutuyordu ve portakal suyunu bir kerede içmişti. Yaklaşık beş dakikada yemeğini yemişti ve bu kesinlikle bir rekordu.

Etrafı hızlıca toparladı ve dışarı koştu. Parmak arası terliklerini giydiği gibi hızlıca kumsala yürüdü.

Cas kayalıklara tırmandığı gibi "Deaaaan!" diye birkaç kez bağırdı.
Suyun içinden yükselen kafayı gördüğünde sustu ve gülümsedi.

Dean "Tanrı aşkına Cas! Sesinle bütün balıkları kaçırdın!" diye bağırıp kahkaha attığında Cas de kahkahasına eşlik etmişti.

Dean kayanın önüne geldiğinde Cas de ayakta dikilmeyi bırakıp kaygan kayada yavaş ve dikkatli bir şekilde eğilerek üstüne çöktü, o sırada Dean de yanına çıkmıştı bile.

Konuşmayı başlatan Dean olmuştu. "Ee bugün nasılsın bakalım mavili?"

Cas Dean'in ona bu şekilde seslenmesinden hoşlanıyordu, bu kelimeyi her duyduğunda içinde bir şeyler pır pır ediyordu.
"Uhm iyiyim ya sen?"

Dean onu "Ben de iyiyim." diye cevapladı ve elini çenesinin altına koyarak düşünmeye başladı.
"Hey Cas, iki haftadır arkadaşız -belki daha uzun süredir- ve birbirimizi doğru düzgün tanımadığımızı biliyorsun değil mi?"

Cas başını sallayarak onu onayladı, "Mhm, biliyorum. Çok uzun süre konuşamıyorduk zaten, ama bugün çok fazla zaman geçirebileceğiz!"

Dean bunu duyduğuna oldukça sevinmişti açıkçası ve bu yüzündeki büyük gülümsemeden de okunuyordu. "O zaman harika! İlk önce kendimizden bahsetsek fena olmaz hm?"

"Tabii bu çok iyi olur o zaman önce sen kendinden bahsetmeye başla."

"Pekala mavili o zaman başlıyorum. Öncelikle tam adım Dean Winchester, on yedi yaşındayım, en sevdiğim renk sanırım yeşil" Cas'in gözlerine baktı ve orada takılı kaldı, gözlerini kırpıştırıp kafasını salladı. Kendine geldiğinde ise ekledi "ve, ve mavi. Um benden iki yaş küçük bir erkek kardeşim var onun adı Sam. Açıkçası aklıma başka bir şey gelmiyor gelirse eklerim."

"Pekala, o zaman ben de bahsedeyim. Tam adım Castiel Shurley, (yn: Heh he! Çünkü babası Chuck ve onun soyadı Shurley olduğuna göre Cassie'nin soy adını Novak yapamazdım. Tamam saçmaladım bu kadar beyin fırtınası yeter.) ben de on yedi yaşındayım ve hey sevdiğimiz renkler de aynı, ben de maviye bayılırım! Ayrıca benim de Gabriel adında benden bir yaş büyük bir ağabeyim var."

"Hey Cas, merak ediyorum da buraya neden taşındınız?"

Cas'in yüzü bu soru ile durgunlaşmıştı ve gözleri dalmıştı. Ortama garip bir sessizlik çökmüştü ve Dean bu sessizliği bozmaya kadar verdi. "Bak adamım, eğer yanlış ve yersiz bir soru sorduysam beni affet ve bu soruyu cevaplamak zorunda değilsin."

Cas silkindi ve kendine geldi, "Ne? Ah hayır önemli değil. Açıkçası babam ve ağabeyim annem öldükten sonra buraya taşınmanın bana iyi geleceğini düşünmüşler ve boom işte buradayız." yüzüne küçük bir tebessüm ekledi ve devam etti, "Hem üzerinden bir yıl geçti. Ayrıca kötü mü oldu? Burada seninle tanıştım ve tanrım burası doğası ile harika bir yer."

Dean bu duyduğu ile çok üzülmüştü aynı zamanda son söylediği şeyle içinde bir şeyler karnını gıdıklamaya başlamıştı, bir an içinden ona sarılmak geldi fakat bu düşünceyi hemen kafasından attı. Dean'de birkaç şeyi açıklaması gerektiğini düşünüyordu. Sonuçta Cas ona böyle ince bir konudan bahsetmişti, o da birkaç şey bilmeyi hak ediyordu. Hem ona güvenebilirdi, sonuçta güvenilmez biri olsaydı daha baştan onunla arkadaşlık kurmazdı ve kaçıp giderdi -aynı diğerleri gibi-. Dean böyle kendisiyle çatışması ile bir yere varamayacağını fark edince söylemeye karar verdi.
"Cas, sana söylemem gereken bir şey var."

                           🌊🌊🌊🌊

Bang! Acaba Dean Cas'e ne diyecek :)? Kötüyüm ben kötüyüm, kötüyüm kötüyüm! Tamam yaptığım biraz acımasızca biliyorum biliyorum. Yeni bölüm de zaten yeterince gecikti ve güzel olduğunu da söyleyemeyeceğim -en azından ben beğenmedim-. Neyse neyse, eğer kurgumu beğendiyseniz sol alttaki minik yıldızcığa basmayı unutmayın, eğer aklınızda sorularınız var ise ve fikirlerinizi belirtmek istiyorsanız lütfen çekinmeyin -tabii çekiniyorsanız özelden de yazabilirsiniz- cevaplamaktan zevk alıyorum. Kendinize iyi bakın minik istiridyeler!

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 24, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

The Ocean Brought Me To You 🌊 // Destiel AUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin