Jungkook'un Bakış Açısından
"Gerçekten başbelası !" Benden daha büyük olan bedeni tutmaya çalışırken söyledim.
Onu evime getirdim. Bedenini kanepeye bıraktım. Saatini, çoraplarını çıkardım ve üniformasının iki düğmesini açtım böylece rahat nefes alabilirdi. Battaniyemi getirdim ve üzerine örttüm.
"Biliyor musun ? Bunların hepsi ücretsiz değil !" Ona bağırdım. Aptal. Uyuyordu, beni nasıl duyabilirdi ki ?
Odama geri döndüm ve yatağıma uzandım. Bir saat olmuştu ve hala uyuyamıyordum. "Argh ! Buna nasıl cüret eder ? Aklımda belirmeye devam ediyor."
İç çektim.
Film izlemeye karar verdim. Başka bir seçeneğim yoktu. Kanepede uyuyan bedenin yanına oturdum. Ara sıra ona bakıyordum. "Uyurken çok sevimli..." Ona doğru yaklaştım. "Terliyor... Oh. Klimayı açmayı unuttum." Koltuktan kalktım ve klimayı açtım. Uyuyan garip çocuğu kaplayan battaniyeyi çektim. Bekle... Garip mi ? Hayır. O tatlıydı.
Derin bir nefes aldım. "Üzgünüm, ama bana izin ver..." Alnında ve boynundaki teri dikkatlice havluyla sildim çünkü onu uyandırmak istemiyordum. Üniformasının cebinde bir kart gördüm. "Haha. Fotoğraf mı ? Kim bu ? Ahh... Muhtemelen erkek arkadaşıdır." B... Bekle... Bunu nasıl söylebildim ? Düz olup olmadığını bile bilmiyordum ! Fotoğrafı cebine geri koydum ama aniden eli hareket etti ve bileğimi tuttu. "Hey ! Beni korkuttun !" diye bağırdım. "Lütfen gitme ! Lütfen..." Çocuk uykusunda konuşuyor, gözyaşları yanaklarından akıyordu. Onları sildim ve odama koştum. "Uyumam gerek !"
Ertesi Gün; Sabah saat 8:00
"Tanrım genç adam. Dün gece sarhoştun ve sonunda uyanmışsın. Çoktan saatin 8 olduğunu görmüyor musun ? Okulun her neredeyse gitmelisin !" Onu azarladım.
"Sen kimsin ? Ben neredeyim ? Burası neresi ?" Çocuk sordu.
"Benim dairemdesin, ben mi ? Ben buranın sahibiyim ! Dün gece seni kurtaran bendim, ölü gibi görünüyordun bu yüzden seni buraya getirdim çünkü öleceksin diye endişelendim." Dedim.
Çocuk hızla ayağa kalktı. "Ouch ! Başım ağrıyor !" Dedi ve benim çayımı içti. "Hey ! O benim ! Git kendine yap !" Üniformasını çektim çünkü özür dilemeden çayımı alıp uzaklaşmıştı. Bana doğru döndü ama sonunda çayı kıyafetlerime dökmüştü.
"B-Ben özür dilerim ! Bunu yapmak istememiştim !" Çocuk hızla kıyafetlerimi siliyordu ama avucumun içiyle yanağıma vurdum ve sonra odama koştum. "Git başımdan !" diye bağırdım.
Taehyung'un Bakış Açısından
Çocuğun odasına doğru yürüdüm. "Hey garip çocuk ! Odandan çık !" Bağırdım ve kapıyı çalmaya devam ettim. "Ne ?! Garip olan sensin ! Çık evimden !" Geri bağırdı.
"İyi ! Ve çocuk ! Dün gece beni kurtardığın için teşekkürler !" Ön kapıya doğru yürüdüm ve dışarı çıkmak üzereydim ki o çocuk üniformamı çekti.
"Bekle !! Bana ver !" Çocuk elini bana uzattı. "Ne istiyorsun ?" diye sordum.
"Dün gece, bedava değil ! Her şeyi ödemek zorundasın ! Toplam bir milyon dolar !"
Hızlıca çantamdan bir şeyler aldım. "Burada. Sadece bunu al. Eğer bir şeye ihtiyacın olursa, bana gel. Oh ve öğrenmedin mi ? 1 milyon küçük bir sayı değil, aptal."
"Bekle ! Haha ! İsim kartının bir kopyası mı ?" Güldü. "Sana numaramı verdiğim için minnettar ol !"
Sonra evden ayrıldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Obsession | TaeKook [Çeviri]
FanfictionTaehyung adlı çocuk, gerçekten geçen yıl vefat eden erkek arkadaşım Kim Seokjin gibi görünüyordu. Ve Taehyung'un hayatıma girmeye başladığı gün, Seokjin hyungun beni bırakmasının tam 1. yılı olduğu gündü. Thank you for permission @-vvtaekook