Four

874 55 11
                                    

Jungkook'un Bakış Açısından

Taehyung sonunda kahvaltısını bitirmişti. Tabağını almak üzereyken, tabağı elimden almış ve kendisi yıkamıştı. O fazlasıyla kafa karıştırıcıydı.

"Bu arada, adın ne ?" Aniden sordu. "Sen benimkini biliyorsun ama ben seninkini bilmiyorum" diye ekledi.

"İsmimi gerçekten bilmen mi gerekiyor ?" Diye sordum. "Tabii ki ! Her zaman çocuk diye seslenilmekten hoşlanıyor musun ?" İç çekti.

"Jungkook... Jeon Jungkook. Benim adım." diye cevapladım.

"Owh... Jungkook...-ie? Kookie ?" Adımı kurcalıyordu. "Her neyse" Onu görmezden gelip, odama doğru gidiyordum ama beni engellemişti.

"Hey çekil yolumdan !" Ona emrettim. "Seninle konuşmayı bitirmedim, Kookie" Beni sürükledi ve koltuğa oturttu. "Başka ne var ?" diye sordum.

"Bugün boş musun? Birlikte bir yerlere gidelim!"

"Ne? Beni nereye götürmek istiyorsun? Beni kaçırmaya çalışma."

Taehyung güldü. "Elbette, kaçırmayacağım çocuk, y-yani Jungkook. Sadece takılacağız, hadi ama. Eğlenceli olacak."

İç çektim. "Tamam tamam ! Ama ondan önce..." Onun kahküllerini yakaladım. "Saçını yıka, git duş al, kıyafetlerini değiştir. Bu üniformayla hiçbir yere gidemezsin. Bugün okulu ekmene izin vereceğim." Dedim. "Ouch ! Kahküllerimi çok sert çekiyorsun ! Ama hey, sen neden okula gitmiyorsun ?" Tekrar sordu. "Sadece soru sormayı keser misin ?" "Söz veriyorum, bu sonuncu." diye yalvardı.

"2 yıl içinde liseyi bitirdim. Ama yine de, senden daha gencim. Ben 97'liyim, sen ise 95." Diye açıkladım. "Nasıl biliyorsun ? Hey ! O zaman beni hyung diye çağırmalıydın !"

" 'Hyung' kelimesi senin kişiliğine uymuyor, çok üzgünüm ?" Sırıttım.

"Aish bu çocuk. Zaten umrumda değil, bana takma adımla seslenebilirsin. V diye." Eliyle V işareti yaptı. "Yine de sana öyle seslenmeyeceğim."

Taehyung'un Bakış Açısından

Yatak odasına kadar onu takip ettim. Odası gerçekten çok temizdi. O gerçekten titiz bir insandı. Jungkook dolabını açtı. "Wow wow wow... teletubbies kıyafetleri ?" Diye şaka yaptım. Kıyafetleri gerçekten renkliydi. Bir sürü beresi, tişörtleri ve ayakkabısı vardı ama en çok gözüme takılan Timberland ayakkabılarıydı. "Kapa çeneni. Sana kıyafetlerimi ödünç verdiğim için minnettar olmalısın." Kırmızı büyük boy tişörtünü, siyah pantolonunu ve converslerini çıkardı. Bunları bana verdi. "Converse mi ? Sadece senin Jimmy Choo Mock'larını ödünç alabilir miyim ?"

Bana ciddi gözlerle baktı. "Eğer istiyorsan, onun yerine pembe terliklerimi giymene izin vereceğim."

Kıkırdadım.

"Önce ben duş alacağım, ondan sonra senin sıran." Dedi. "Sorun değil ve eşyalarını almama izin verdiğin için teşekkürler" Ona gülümsedim. Başını salladı ve bana hafif bir gülümseme verdi.

Yatak odasının içindeki banyonun kapısını kapatırken, bende yatağına oturup duş almayı bitirmesini beklemeye başladım.

"Bana karşı çok soğuk olmasına rağmen, neden bu kadar sevimli ? Aslında beni gerçekten önemsiyor ama bunu göstermek istemiyor. Bu çok yanlış... Neden ondan hoşlanıyorum... ?"

Obsession | TaeKook [Çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin