üçüncü aşama

15 1 0
                                    

'Yüz dört' dedim bina numarasını okuyarak.'burası. ' gerçekti. Yeni evimiz, burası; dış duvarları mermer kaplı, ufak pencereli, 3 katlı taş bir apartmandi. Sahilden uzak, ama bir sahil evini andıran düzgün bir binaydi.
     Emily elerini gür siyah saçlarında gezdirdi.' Burayı  nereden buldun?'
    ' www.acildendairemilazim.com,' diye espri  yaptım. Emily o gece göz yaşları içerisinde odama girdiği zaman oradan ayrılmamız gerektiğini anlamıştım. İnternetten biraz araştırma yaptıktan sonra bu evi bulup ev sahibine 6 aylik kirayı peşin ödeyebilecegimi belirten bir é posta atmıştım 2 sene boyunca çalışarak kazandığım tüm param kiraya gidecekti.
     Ama her kuruşuna değerdi.
     İçeri girip bir kapının önünde durduk ve zile bastık , tam kimse yok diye gidecekken taş zeminde ayak sesleri duyduk. Karşımıza kırışık giyimli, bezgin suratlı, orta yaşlı bir adam belirdi. Gözleri birbirinden farklıydı. Basının tepesindeki saçların büyük bir kısmı dökülmüş tü ve bir kulağının diğerinden daha büyük olduğuna yemin edebilirim.
     'Selam, ben april mayes,' diye kendimi tanittim. 'Paul tanner'ı arıyordum.  Biz yeni kiracilariz.' Bir süre tepeden tırnağa bizi süzdü, içimden blucin girdiğim için kalcam daki dövmeyi görüp hakkımda ön yargılı davranmaya cesaret edemeyeceğine sevimdim.  'Kız kardes misiniz? '
    'Bana tanner deyin. Buradan gelin.'
   Bizi karmaşık calilarin ve susuzluktan kurumuş bitkilerin olduğu bir bahce mangalinin bulunduğu avluda geçirdi.
    'Burası ortak bolgedir' dedi eliyle etrafı işaret ederek.' Mangal yapmak,güneşlenmek , rahatlamak falan isterseniz buraya gelirsiniz.'
     Sizinki, geçen hafta e-posta yolu ile kiraladığım ikinci daire. Şartlar aynıydı daire bulabilmek için acelesi vardı, beklemek istemiyordu ve nakit ödeyecekti. Tuhaf sanırım, herkez bireylerden kaçıyor. '
     ' şu dairedeki kiracı da bu sabah geldi.' Parmaklarından birini 1D numaralı kapıyı işaret ettikten sonra bizi 1C noluyo daireye doğru götürdü. ' buranın tek bir kuralı vardır huzursuzluk cikartmayin, uyuşturucu kullanmayın ve orjilere  katılıp dagitmayin. ..'
     ' pardon, bana soylermisiniz. .. miami de orjin nasıl tanımlanır? Üçlü seks yasal mi? Yada fotoğraf çekimi falan olursa? Çünkü o zaman ...'
    Emily omzumu dürttü , tanner da suratını asip bana baktı. Öksürüp az önce dediğimi duymamış gibi devam etti.
     'Burayı kendim temizleyip boyadim yeni bir daire değildir ama sizi idare edeceğini düşünüyorum '
     'Pek göz alıcı değil bunu bende biliyorum, şurada iki yatak odası, aralarında da bir banyo var. Soracağınız başka birşey yoksa...'
     Emily ye bakarak 'yanında bir yetişkin olmadan buraya gelemeyecek kadar küçük gözüküyor. Aileniz burada olduğunuzu biliyor mu?'
    ' annemiz ve babamız öldü.' Bunu söyleyince tanner çenesini kapadı. Birden suratı kireç gibi kesildi.' Ha,şey bunu duyduğuma üzüldüm '
   Tanner arkasını dönüp kapıya yönelince, derin bir Ohh cektim. Kapıdan çıkarken ' çamaşır odası bodrum katinda' dedi. Bir şeye ihtiyacınız olursa 3F deyim'. Giderken anahtarı kapının üzerinde bıraktı.
    ' ben bu odayı alayım' dedi emily
     'Emin misin? Çok ufak' diğer odaya bakmadan bile ,emily nin seçtiği odanın diğerinden küçük olduğunu biliyordum emily öyleydi işte. Fedakardı.
    ' Evet sorun değil. Küçük odaları severim'. Sırıttı durumu olabildiğince olumlu görmek istediğini farkettim.
     'Eh, sabaha kadar sürecek partiler verdiğimizde, buraya tek seferde 3 erkek atamazsın. Bunun farkındasın değil mi?'
     Emily bana yastık firlatip' çok Komik'dedi.
     'Kusura bakma emily burası reklamdaki fotoğrafa hiç benzemiyor.' Başımı yana egdim, ' acaba ona bu yüzden dava acabilir miyiz?'
      Emily alaycı bir biçimde güldü. 'O kadar da kötü değil april...'
      ' şimdi öyle diyorsun ama ekmek kırıntılarını hücum eden hamam böcekleri ile savaşmaya başladığımız da... burası berbat bir yer emily itiraf et. Ama artık buradayız ve şu anda gücümüz buna yetiyor. Miami çok pahalı bir yer,'
    Emily elimi tutunca, bende hafifçe elini sıktım. Dokunmaya dayanabildigim tek el onunkini. Ölü olduğunu hissetmediğim tek eldi.
    'Mükemmel bir yer april.biraz ufak,naftalin kokuyor ve fazla yeşil ama sahilden uzak sayılmaz. Asıl istediğimiz şey bu değil mi? ' emily kollarını kaldiri esnerken' şimdi ne yapacağız 'dedi.
    'Başlangıç olarak seni liseye  yazdiracagiz böylece o koca beynin ufalmaz'. Dedim valizi açıp boşaltmaya koyularak.'nede olsa kansere şifa bulup milyonlarca dolar kazandığında paralarını benden esirgemeyeceksin. ' giyisilerimi karıştırdım. ' benimde spor salonuna  yazilmam ve sonra da bu dairenin her karısını çamaşır suyunu silmem gerek'
    Binanın hemen altındaki çamaşır odası, hakkına söylenecek pek birşey yoktu. Çarşafla ri ve yatak örtüleri ni iki ayrı makinaya tıkıp, kullanılmış nevresimlerde uyuyacak olmama lanet ettim.' İlk maaşım la derhal yeni nevresim alacağım ' dedim içimden. Makinelere tek yıkama karşılığı 6 çeyreklik atmak gerekiyordu.
    'Boş makine var mı ? Dedi kalın bir erkek sesi tam arkamdan. O kadar şaşırmıştım ki elimdekinparalar elimden fırladı eğilip yerden topladim biri makine nin altına girince ' kahretsin !' Dedim. Makine nin altına iyice eğilip suratımın bir tarafını soğuk zemine yaşayarak, almaya çalıştım
    'Ben olsam bunu yapmazdim'
     'Öyle mi?' Ofkelenmeye başlamıştım.  Bir tecavüzcüden yada psikopattan başka kim bodrum katinda ki çamaşır odasında yanlız başına bir kadının arkasından sessizce yaklasirdi. Adam ikisinden biri olabilirdi.
   'Nedenmiş?' Dedim. Dişlerimi sıkıp. Bana bakınca olay çıkaran bir tip olduğumu hissetmiş olmalıydı.
     'Çünkü miami de serin ve nemli bir bodrum katinda dayız. Urtukutu sekiz bacaklı böcekler ve sürünen herşey o tür yerlerde saklanır
    Geri çekildim. 'Komik doğrusu iki bacaklı sürünen şeylerin bu tür yerlerde gizlendigini duymuştum. Bunlara da sapık deniyor. Başa bela olduklarını söyleye bilirim'. Minnacık siyah renkli şortumla yere eğilmiş vaziyetteyken, popomu olduğu gibi görebiliyor olmalıydı. ' devam et sapık, keyfini çıkart, çünkü göreceğin tek şey bu. Tenime şöyle bir sürtünmen bile dizlerine okkalı bir tekme indirmeme yeter.' Diye düşündüm.
     Boğuk bir kahkaha attı ve yanıt verdi ' harika ayağa kalkmaya ne dersin?' Bunu duyunca tüylerim diken diken oldu sesinde kesinlikle çok seksi  bir tını vardı. Metalin metale sürünürken çıkardığı bir ses duydum ve adam ' bu sapığın fazladan bir ceyrekligi var ' dedi.
      'Eh o halde en sevdiğim türden...' diye söze girdim. Ve gerzeğin suratına bakabilmek için makineye tutunup ayağa kalkmaya çalışırken kapağı açık deterjan kutusunu devirdim. Deterjan her yere döküldü .
      'Kahretsin!' Diye bir küfür savurup yine dizlerimin üzerine çöktüm. Yapış yapış yeşil renkli sıvı deterjan nin heryere yayilisini izledim 'Tanner beni buradan atacak'
     Sapık, sesini alçalttı 'kimseye soylememem için bana ne vereceksin?' Ayak sesleri yaklaştı.
     Önüme beyaz bir çarşaf düşüp deterjanın üzerini örterken yine tüylerim diken diken oldu. İçime nefesimi çekip, sapık in sol tarafımdan geçerek yere eğilmesini bekledim.
     Ciğerlerimdeki hava bir anda bosaldı çünkü derin gamzelere ve hayatımda gördüğüm en mavi gözlere bakakaldım. Gözlerimi kirpistiridim. Birde turkuaz renkli benekler mi var? Evet! Tanrım! Etrafımdaki herşey bakışlarının ağırlığında  silinip gitti. Üstümdeki uzun hırkayı sıyırarak beni saniyeler içinde çırılçıplak ve savunmasız bırakıverdiler.
     'Deterjan ı bununla silebiliriz. Zaten deterjana ihtiyacım vardı.' Dedi tatlı tatlı gülümseyip çarşafla yeri silerken.
      '' bir dakika bunu yapmanız. .. '' lafımı tamamlayamadım. Herseyi yapan bendim. Adam sapık falan değil di sadece bana yardım ediyordu..
    Lafımın gerisini bir türlü getiremedim ona, yani ona, sapık olmayan kişinin kaslı bedenine bön bön bakarken ve karnımın alt kısmında bir ılıklıgin yayıldığını hissederken konusamiyordum. Üzerinde gömlek vardı ve kollarını sıyırmıştı. Açık duran üst düğmelerinden, muhteşem bir bedeni olduğunu görebiliyordum. ' hoşuna giden bir şey mi gördün?' dedi sırıtarak. Lanet olsun beni onu süzerken yakalamıştı. Her gün spor salonunda 100 lerce kaslı beden görüp etkilenmeyen ben...
     'Buraya yeni taşındım 1D deyim, ismim max.' Upuzun kirpiklerinin ve yüzünü muhteşem çevreleyen daginik altın kahverengi saçlarının ardından bana baktı.
      'April' dedim güçlükle. Demek.yan daireyi kiralayan yeni komsumuz oturma odasının duvarının diğer yanında vayy canına!
    'Çeyreklik için teşekkürler 'dedim.
    'Tanner birsey derse benim hatam olduğunu söylerim. Zaten kısmen benim hatam sayılır.'
     'Kısmen mi?'
     O kadar yakın oturuyorduk ki uzaklaşmaya çalıştığım zaman omuzlarına ve poposuna kusursuz oturan blucinine hayrinlikla baka kaldım.
      Yaptığı işi bırakıp başını bana çevirdi ve delici bakışları beni onun için, onunla birlikte bazı şeyler yapma isteği ile başbasa bıraktı. Hiç çekinmeden beni tepeden tırnağa süzdü bu adam bir çelişkiydi. Bir an için çok tatlı, hemen ardından da arsız olabiliyor du. İnsanın aklını başından alan muhteşem bir celiskiydi.
     Zihnimde tehlike çanları çalmaya başladı.  Emily é söz vermiştim kimseyle tek gecelik iliski yasamayacaktim. İki senedir bunu basarmistim da. Tam o sırada yeni hayatımızın ilk gününde, çamaşır makinasının tepesinde,onun üzerine çıkmaya hazırdım.
    Arka kapıya yöneldim.  Bu düşünceleri istemiyordum.bunlara ihtiyacım yoktu.
     'Peki sen nereden...'
Max cumlesini tamamalayamadan yukarı kata koştum. Duvara yaslanıp gözlerimi  kapadım hırkam omuzlarımdan düşerken yakaladım kontrolü ele tekrar aldığımda kendimi daha rahat hissediyordum.

Monster in my soulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin