"Natasha Romanoff&Bucky Barnes"
{AU}+ + + + +
70'li yılların Amerika'sının ikonik havası sokaklardaki insanlardan belli oluyordu. Erkeklerin bacaklarından kat be kat bol paçaları birbirine sürterek yürüdüğü pantolonları rengarenkti ve sokağa kuş bakışı göz atıldığında ortaya çıkan renk cümbüşü aldırış edilmeyecek gibi değildi.
Ayın belli belirsiz silüetini yıldızlar arasında, lacivert örtünün üzerine düşürdüğü gecelerden biriydi. *Goldie'nin Kulübü'nde insanların doldurduğu sıradan saatler yaşanırken, kulübün sahnesine defalarca kez çıkan Bucky Barnes, bu akşam oradan sıyrılmış, kendisi gibi kulüpte gösterilerini sergileyen Rus kadın Natasha Romanoff ile beraber kaldığı otelin odasındaydı.
Natasha ipeksi sarı saçlarının yastığa dağıldığı yüzünü yanında yarı çıplak uzanmış ve bir elini ensesine yerleştirmiş kahve saçlı adama baktı. Uzun saçları zamanın moda akımından etkilendiğini açıkça ortaya koyuyordu. Sakalsız yüzü, sarımsı ampülün odaya yaydığı loş ışık altında Rönesans dönemindeki tablolardan birinden fırlamışçasına parlak ve yumuşak görünüyordu. Gülümsemesi kıpkırmızı ve nemli dudaklarında yerini alan Bucky, üzerinde hissettiği bakışlar ile mavi gözlerini çevirdi. O gözlerdeki parıltılar, Natasha'nın içini gıdıklarken Natasha ise sadece hafifçe dudaklarını dişledi.
"Dalgınsın." dedi kısık sesle, gözlerini odanın içerisinde gezdirdiğinde, yuvarlak desenlerin iç içe girerek kahve zeminde saçılmış duvar kağıdı ilk dikkatini çeken şey olmuştu. Motiflerin turuncu tonları, kahve üzerinde sırıtıyordu belki de ama zamanın modası bunu o kadar önemli kılmıyordu.
Bucky komodinin üzerindeki küllüğe yerleştirdiği sigarasını iki parmağı arasına aldı, beyaz yüzünde parıldayan dudaklarına götürdüğünde ucundan yükselen dumanlar Natasha'nın burnuna dolmuştu. Sessizlik Bucky'i ele geçirmişti ve dalgınlığının sebebini açıklayacak kelimeleri dudaklarının gerisine hapsetmişti.
Natasha dirseği üzerinde doğruldu, kemikli elini uzatıp Bucky'nin saçlarına yavaşça dokundurdu. Parmak uçlarında hissetmeye başladığı karıncalanma çekinmesine sebep olmuşken, Bucky ise bu hareketiyle büyülenmişti. Mavi gözleri kendisi kadar ışıldayan ve gökyüzündeki yıldızlara meydan okuyan yeşil gözlerle buluştuğunda dudaklarından fırlayan sigara dumanının Natasha'nın sarı saçları arasına karıştığının farkında bile değildi. Duman saçlarını uçurmuş ve omzundan geriye düşürmüştü ama Natasha bunu önemsemeden gülümsemiş, elini tekrardan Bucky'nin saçlarına götürdüğünde soru niteliği taşıyan cümlesinin tekrarlama gereği hissetmişti.
"Dalgınsın, bir sorun yok değil mi?" kısık ve rus aksanının yoğun hissedildiği sesiyle sorduğunda Bucky dudakları arasından uzaklaşan sigarayı küllüğe bıraktı gelişigüzel, ucu cam zemine değse de umrunda değildi.
Sigaranın kokusunun sindiği parmaklarını Natasha'nın yüzüne uzattı. "Seninle ilgili değil, sadece düşünüyorum." eklem noktaları pürüzsüz görünen yanağını okşadığında fısıltısı Natasha'nın kulaklarına bir uğultu ardından ulaşıyormuş gibi gelmişti. Dokunuşu heyecanlandırmıştı, yanağının bir anda soğumaya başladığını hisseder gibi olurken kahve tutamlar arasındaki parmakları duraksadı.
"Her ne düşünüyorsan, seni oldukça oyalıyor. Bedenen buradasın ama ruhen, sanki soyutlanıyorsun."
Dolgun ve nemli dudaklarındaki gülümseme kaybolduğunda yüzünde endişelendiğini belli eden bir ifade oluşmuştu. Bucky bu ifadenin yüzüne yakışmadığını düşünse de onun eşi benzeri görülmeyen güzelliğini perdelemediğini biliyordu. Parmaklarıyla çenesini kavradı, olduğu yerde doğrulurken loş ışığın altında büyüleyici yüzüne doğru yaklaştı.
"Senin yanındayken, ruhumun bu andan kopup gitmesi imkansız."
Sigaranın buram buram hissedildiği kokusunun sarmaladığı dudaklarını hafif çilekli parlatıcı sürülmüş dudaklara değdirdiğinde heyecan bütün bedenini titretti. Dumanı andıran yoğun nefesi o dudaklara çarptığında Natasha kendisini bıraktı ve kafasını tekrardan yastığa koydu, elini yine kahve tutamlar arasına yerleştirdiğinde parmakları ucunda hissettiği yumuşaklık onu mayıştırmıştı. Gözleri üzerine çıkan ve yüzüne eşsiz bir sanat eseriymişçesine parıldayan iri gözleriyle bakan Bucky'e kilitlendi.
İki arasında seken sessizlik, düşüncelerinin seslerini kulaklarında uğuldama halinde duymak için yeterince baskındı, bakışları birbirlerinin yüzlerinde takılı kalmışken dünya ve zaman bir an için durmuştu sanki. Nefes alışverişlerini duyacak kadar sessizliğe gömülmüşlerken Bucky eğildi.
Sigaranın dumanı gibi yoğun bir tada ev sahipliği yapan sıcak dudakları, aşk dolu bir öpücüğü bahşetmek istercesine dudakları üzerine kapandığında nefesi kesildi. Gözlerini yavaşça kapattığında kollarını uzun saçların uçlarını değdirdiği ensesine doladı. Dudakları arasında oynaşan dudakların verdiği tadı alabiliyordu, dilinin ucunda heyecana karışan sıcaklık başını daha çok döndürüyordu. Parmakları ensesinden tekrar saçlarına yükseldiğinde Bucky ağzını titretecek bir inlemenin dudaklarından sökülmesine engel olamadı. Natasha'nın bedeni yanına yatağın üzerine kilitlenmiş ellerinden teki beline, diğeri ise kalçasına doğru sarmalanırken bedenleri birbirine yaslandı.
Tenleri kumaş parçaları altından birbiriyle temas halindeyken ikisi de bu anı öpücükleriyle doldurmaya başlamıştı, her ne kadar hayatları acemi komedyenlerin sahne aldığı bir kulüpte ve acınası halde de sürüyor olsa da o an için bütün bunların önemi ortadan kalkmış, dillerinin uçlarına bağlanan tatlarla heyecanlarını katlıyorlar ve uzun süredir yaşadığı aşklarını bedensel olarak dile getiriyorlardı.
Gecenin devamında öpücükleri arzuyla harmanlanarak yumuşaklığını yitirdi. Odayı doldurmuş sigara dumanının hafif sisi altında arada konuşarak ve arada öpüşerek sabahı ettiklerinde, saf bir mutluluğun sebebiyle dudaklarının kenarlarını genişleten gülümseme yüzlerindeydi.
Hayatlarındaki onca zorluğa ve Bucky'nin ölümden korkmayan bir insan olarak yoğun düşüncelerine kapılmamaya çalışmasına rağmen.
+ + + + +
*Goldie'nin Kulübü(Goldie's): I'm Dying Up Here dizisinde yer alan ve komedyenlerin sahne aldığı bir kulüp. Diziyi izlemenizi tavsiye ederim.
Not: Başlıktaki söz 'Lana Del Rey - West Coast' şarkısında yer almaktadır.
theleftarm beni diziye sen başlattın, Winterwidow sever misin bilmem ama yine de bu sana gelsin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
smoke and mirrors [one-shots]
Fanfiction"Sevgi, umut, korku, inanç- insanlığı insanlık yapan bunlardır. Bunlar onun işaretleri, göstergeleri ve karakteridir. - Robert Browning + + + Başlangıç tarihi: 11.06.17 İyi okumalar dilerim. Kapak Tasarımı: -