2.3

85 10 0
                                    

Günler geçiyor fakat senin ağlaman bitmiyordu.

Annenin ölümünden sonra seninle yaşamaya başlamıştım.

1 hafta boyunca okula gitmemiştik.

Ağlamaktan ve uykusuzluktan göz altların morarmıştı.

1 hafta sonra anca kendini yavaş yavaş toparlamıştın. Tabi buna da toparlamak denirse.

Artık ağlamıyor, ölü gibi takılıyordun.

Ne zaman dışarı çıkalım desem sürekli beni tersleyip kendini odana kapatıyordun.

Bu hiç iyi değildi.

Ölü gibiydin ve bu durum en çok beni üzüyordu.

Üzülmene dayanamıyordum.

Yarın okula gitmek zorundaydık ve ben seni hala odandan çıkaramamıştım.

Kapının önüne geldim bugün tekrar.

Tıkladım kapıyı ama senden ses yoktu. Kapının kolunu indirip içeri girdim ve sana bakındım.

Odanda yoktun. Endişeyle diğer odaları gezdim ama seni hiç bir yerde bulamamıştım.

Banyonun kapısının altından gelen suyla banyoya daldım.

Küvetin musluğu açıktı ve küvetten sular taşıyordu. Sen ise küvetin kenarına oturmuş öylece suya bakıyordun.

Tekrar bir intihar girişimiyle karşılaşmadığım için mutluydum şahsen.

Bakışlarını sudan ayırıp bana çevirdin ve gülümsedin. Duş alman gerektiğini ve kapıda böylece beklersem alamayacağını söyledin.

Aptal gibi sırıtarak kapıyı ardımdan kapatmıştım.

İnanabiliyor musun bu olaya? Bana gülümsediğine? Ben inanamıyordum çünkü.

Number The Stars » Jungkook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin