"Söyledin mi videoyu?"
"Daha değil."
"Ne? Söyle hadi. Onun karşılığında seninle dalga geçmekten vaz geçsin."
"Hoseok sabahın 6'sında bunu söylemek için mi aradın?"
"Umm... Evet?"
Gözlerimi devirdim.
"Seni sabahın 6'sonda uyanık olduğumu düşünmeye iten şey nedir?"
"Umm... Erkenden kalkıp erkenden hazırlık yapıyorsundur diye düşündüm çünkü güzel görünüyorsun."
"Güzel bahane."
"Cidden ama."
"Bu gün konuşacağım tamam mı?"
"Tamamdır."
"Okul çıkışı. Kameraların önünde sen de uzakta bir yerde beni izliyor olursun herhangi bir saçmalık yapacak olurlarsa önlemek için."
"Bu gün okula arabamla geleceğim. Çıkışta seni ben bırakayım."
"Ne? Neden?"
"Yoongi'nin ne yapacağı belli olmaz. Eve doğru yürürsün ve sonra bir de bakarsın... Bum..! Yerde ve kanlar içindesin ve Yoongi önünde koşarak gidiyor."
"Yani bu hiçbir zaman güvende olmayacağım anlamına mı geliyor?"
"Evet... O yüzden her gün seni ben bırakayım."
"Pff... Unut onu!"
"Neden ki? Arkadaş değil miyiz?"
"Hayır! Yürümem lazım ki o sokaklardan geçebileyim. Tüm pislikler orada oluyor."
"Vay! İntikam ha? Tahmin edeyim. Nayeon Jungyeon Sana Chaeyoung..."
"Bu seni ilgilendirir mi?"
"Hı hı..."
"İlgilendirmez. Sana henüz o kadar güvenmiyorum."
"Neden ama? Sana olanları anlattım değil mi?"
"Hoseok şu an bile belki çektiğimiz videoyu Yoongi ve Jimin'e yetiştirmiş olabilirsin."
"Cidden öyle mi düşünüyorsun?" dedi üzgün bir şekilde.
"Ya bak bilmiyorum. Belki."
"Pekala... Okulda görüşürüz." dedi ve cevap beklemeden telefonu kapattı.
Onunla cidden arkadaş olmak istiyordum...
Ama olursam başıma gelecekleri az çok tahmin edebiliyordum. O videoyu görmesi bile benim için çok tehlikeliyken ona her şeyi anlatmamı isteyemezdi değil mi?
***
Hızlı adımlarla okula girdim ve sınıfa çıktım. Sınıfa çıkana kadar bir sıkıntı olmamıştı. Kimseden laf yememiştim. Yoongi ve Jimin aşağıdaydı hatta beni görmüşlerdi ama Yoongi fazla halsizdi ve Jimin de sürekli onun yanında olduğu için bir şey söylememişti.
Sınıfa girdiğimde Momo ve Tzuyu'nin bizim sınıfta olduğunu gördüm. Bu kız neden her zaman Momo'nun yanına gelmek zorundaydı ki...
Sırama oturdum ve telefonumu açıp oyun oynamaya başladım aynı zamanda da konuştuklarını dinliyordum.
"Kızı birisi zorlamış işte..."
"Yalan söylüyor. Başı derde girmesin diye."
"Chaeyoung'a inanmıyor musun?"
Bu gülümsememe neden olmuştu. Ve birden sırama bir kahve döküldü daha sonra da Momo gelip ellerini sırama koydu.
"Ah... Ne yaptığını gördün mü? Bizi dinleyerek beni o kadar sinirlendirdin ki kahvemi sırana döktüm. Şimdi sabahki dersi anlayamayacağım."
"Sizi dinlemiyordum."
Birden yakamdan tuttu ve beni kaldırıp duvara bastırdı.
"Evet dinliyordun."
"Momo yapma. Sinirini ondan çıkarma."
"Karışma. Şimdi git ve sabah kahvemi yenile."
O sırada kapı açılınca üçümüz de kapıya döndük.
Hoseok elinde kahveyle geliyordu. Kahveyi Momo'nun masasına koydu ve çantasından peçete alıp sıramı silmeye başladı.
"Nedir bu?"
"Kahve... Jihyo'dan istediğin kahve."
"Senden istemedim Jihyo'dan istedim budala."
Hoseok bir bana bir Momo'ya baktı daha sonra kahveyi alıp benim elime verdi.
"Al hadi. O veriyor."
Gözlerini kıstı ve yakamı bıraktı.
"Yoongi'nin arkadaşı olmasaydın sen çoktan bitmiştin." dedi ve elimdeki kahveyi yere düşürüp sınıftan çıktı. Tzuyu Momo'nun ardından baktı ve bize doğru geldi.
"Yardıma ihtiyacınız var mı?"
"Hallederiz." dedi Hoseok silmeye devam ederken. Tzuyu onaylar biçimde kafasını salladı.
"Üzgünüm Hoseok oppa ve... Jihyo... unnie." dedi ve tedirgince bana bakıp o da çıktı.
"Bana unnie dedi."
"Demesi gerekmiyor mu zaten? Sen büyüksün."
"Sanırım ama genelde benden küçükler bile bana unicorn der."
"Chaeyoung?"
"Hı hı..."
Sınıftan çıktım ve hademeden pas pas alıp sınıfa geri geldim. Geldiğimde Hoseok peçeteleri çöpe atıyordu.
Birikintiyi silmeye çalıştığımda geldi ve elimden aldı.
"Ben yaparım."
"Ver bana."
"Cidde-"
"Ver diyorum." dedi daha ciddi bir şekilde ve elimden çekip aldı. Yutkundum ve yan sıralardan birine oturdum.
"Momo Yoongi'ye cidden değer veriyor gibi."
"Momo onunla popülaritesini artırmak için çıkıyor. Yoongi ise kızlar ondan uzak dursun diye. Tamamen bir çıkar ilişkisi."
"Yoongi'nin kızlardan neden uzak durmak istediğini dün öğrendik."
Cevap vermedi ve aynı düz yüzle yeri silmeye devam etti.
"Hoseok bak... üzgünüm tamam mı? Ama benden sana anından güvenmemi bekleyemezsin. En yakın arkadaşlarım tarafından sırtımdan bıçaklandım ben. Uzun süredir hiç arkadaşım yok. Sen ise birden çıkıp geldin hem de benimle baş dalga geçenlerden birinin hatta bir kaçının yakın arkadaşı olarak. Sana güvenmek istiyorum Hoseok ama anında bekleme benden bunu lütfen zamana ihtiyacım var."
Hoseok birden durdu ve onaylar biçimde kafasını salladı.
"Haklısın ama sadece... bilmiyorum seninle birilerini bile enseledik ve ben birden arkadaş olacağımızı falan düşündüm sanırım. Üzgünüm. Bekleyeceğim."
"Teşekkürler."
"Önemsiz. Sabırsızca davrandığım için özür dilerim."
"Sıkıntı değil."
Gülümsedi ve paspası alıp sınıftan çıktı. O çıkınca kendi sırama geçtim daha sonra geldi ve önüme oturup bana döndü.
"Eee? Yeni plan nedir patron?"
Gülümsedim.
"Çıkışta onunla konuşacağım ve videoyu göstereceğim. Ondan benimle dalga geçmekten vaz geçmezse bu videoyu tüm okula ve ailesine atacağımı söyleyeceğim. Ailesi dindardı hatırladığım kadarıyla."
Kafasını onaylar biçimde salladı.
"Ve..."
"Ve?"
"Ve onun da benim gibi rezil olmasını sağlayacağım."
Hoseok bir süre durdu şaşırmış gibiydi ama sonra gülümsedi.
"Sevdim bunu!"
Yeni bölüm attım. Dün hiçbir hikayeye bölüm atmadım bu yüzden üzgünüm ama yarın yapabilirsem birkaçına atıp bunu kapatmaya çalışacağım:)
Yorum yapığn:)
Seviliyonuz:)(:
