Size ''Merhaba'' demek isterdim ama ben ''Merhaba'' dediğimde kimse cevap vermez.Çoğunlukla ''Merhaba'' dediğimde kınayan bakışlar , titreyen sesleri hissederim.Aslında haklılar.Kim deli biriyle konuşmak ister ki?
Size kendimi tanıtayım. Ben Hazan Yürük.18 yaşındayım, 17 de olabilir.Aslında kaç yaşımda olduğum umrumda değil.Son iki yıldır yaşıyor muyum onu bile bilmiyorum.
Çok solgun bir tenim var.Hastalıklı gözüken yıpranmış sarı saçlarım ve koyu kahverengi gözlerim var. Allah güzellik dağıtırken nasibini alamamış bir kızım.
Size kendimden böyle bahsettiğimde normal gözükebilirim fakat ben bir deliyim.İstanbul'da Bakırköy akıl hastanesinde 2 yıldır tedavi görüyorum.
Dışarıdan bakılınca çok deli hareketler sergilemesemde bazen çok yanlış şeyler yapabiliyorum.
Ailemin beni çok sık ziyaret ettiği söylenemez.Burda tek arkadaşım Doktorum Haluk Bey ve Hemşirem Meryem.
Meryem dünyadaki tek arkadaşım.Önyargısız saf ve deli değil.Ve onu çok seviyorum.Aynı şeyi doktorum için söyliyemicem.Onu sevmiyorum.Nedenini sorarsanız o beni iyileştirmek için her şeyi yapıyor ama ben iyileşmek istemiyorum.
Aa nerdeyse unutucaktım.Size doktorumun süper yakışıklı çocuğundan bahsetmedim.Adı Uras. Alacakaranlık kuşağından fırlamış gibi.
O her hastaneye geldiğinde ben onu fark ediyorum ama o beni hala fark edemedi sanırım.
Size Uras dan bahsedeyim. Kahverengi saçlı ama çok koyu değil.Yani biraz sarışın bile denebilir.Gözleri açık kahverengi.1.85 boylarında, kaslı bir yapısı var. Range Rover marka bir arabası var ve onun içinde taşıdığı sevgilisi.Sevgilisinin adı Dicle.Sİyah saçlı mavi gözlü.Erkeklerin deyimiyle daş gibi garı. ONDAN NEFRET EDİYORUM.Çünkü o benim rakibim.Onunla bir yarıştayız.Kazanan belli ama her neyse.Size hayatımdan bahsettim şimdi sıra yaşamasında...
-UFAK KAZA-
Sabah uyandığımda gözlerimi açmak bile istemiyordum.Doktorlar ve hemşirelerle dolu hayatıma tekrar tekrar ve tekrar ''Merhaba'' demek saçmaydı.Sonunda gözlerimi açtım.Tavana bakmaya başladım.Kaç gece bakıştık acaba bu tavanla.Ne hayaller canlandırdım ona bakarak.Ciddi düşünüyoruz sanırım.
Yatağımdan uflaya puflaya doğruldum.Hızla kalktığım için gözlerim karardı.Saat 09.00 du.Meryem nerde kalmıştı ki? Yüzümü yıkamak için kalmıştım ki kapı açıldı.İçeri elinde yemek tepsisi olan Meryem girdi.
''Günaydınlarrrr !! '' Tepsiyi sehpanın üstüne bıraktı ve odanın köşesindeki tek kişik koltuğa yayıldı. Bende yatağın üstüne tekrar sindim.
''Günaydın da bu ne heycan ?''
''Çok şanslısın Hazan.Bugün kahvaltıyı Nermin abla hazırladı.''
Nermin abla hastanenin en iyi aşcısıdır. Gözlerimi devirerek Meryeme baktım.
''Ayrıca sana bir iyi haberim daha var. Uras şu an Haluk beyin odasında.Sanırım yine para istemeye gelmiş.
Birden beni bir heycan basmıştı.Ne zaman bir yerde Uras'ın adı geçse böyle oluyordum.
''Ciddi misin?Peki yanında o salak kız da var mı?''
''Hayır sanırım o arabada bekliyor.Neyse ben 13 numaralı odaya gitmeliyim.Kahvaltını güzelce yap.Tepsiyi almaya gelirim.''
Meryem ayaklarını sürte sürte odadan çıktığı gibi, süper çalışan deli beynim sadece on saniye içinde bir plan kurdu.Bu sefer Uras beni fark edecekti.