Şimdi güç bendeydi.Evet güçlüydüm.
Güç,güçlü olmak...
Uras topuklarının etrafında dönderek bana döndü.
''Sen ne saçmalıyorsun?'' Yüzü iyice gerilmişti.Umursamaz görünmeye çalışıyordum.
''Gayet açık değil mi? Beni yanına alacaksın.O hastaneden kaçtım ama ne yapacağım hakkında en ufak bir fikrim yok.Sende kaçıyorsun ben de.''
''Benim bir yere kaçtığım falan yok.''
''Ya tabi öyledir.Neyse sen bilirsin.Karakolda görüşürüz.Ya da ben karakola gitmeyeceğim.Sonuçta ben en fazla konforlu hastane odama geri dönerim.Ama sanırım sen cezaevine gideceksin.''
Arkamı dönüp ağır adımlarla yürümeye başlamıştım.
''Tamam dur.Tamam gel buraya.Allah'ın belası.Nerden çıktın karşıma?''Uras sinirli bir şekilde arkasını döndü.Yürümeye başladı.Bende peşinden annesini takip eden ördek yavrusu gibi yürümeye başladı.İşte zafer!
''Nereye gideceğiz Uras?''
Uras hiç arkasını dönmeden cevap verdi.
''Sus tamam mı?Sus.Konuşma.Sadece yürü.''
Bu sözlerinden sonra anladım ki hata yapmıştım.O asla beni sevmiyecekti.Ben onun için bir başbelasıydım.Ama olsundu.Yinede onun yanındaydım.
Sokak boyunca yürüdük.Anayola çıktığımızda Uras bir taksi durdurdu.Elinde çuvalla aslında çok garip gözüküyordu.Taksiye bindik.
''Abi bizi havaalanına at'' dedi Uras.
''Uras ne havaalanı ya?''
''Burada mı kalmamızı bekliyosun Hazan.Ensemizden yakalasınlar bizi dimi?'' Yüzü kıpkırmızıydı.Sinirden çatlıyordu sanki.Ben de geri adım attım.
''Tamam ya kızma.Ben baştan söyliyeyim.Ne pasaportum ne de nüfus cüzdanım yanımda.'' Kollarımı önümde birleştirdim.Bu halimle tıpkı küçük çocuklara benziyordum.
''Ufff tamam be kızım.Halledicem ben.Biraz sus.''
Bu ne garip bir çocuktu ya.Nasıl halledecekti ki? Telefonunu cebinden çıkardı ve bir numara tuşladı.
''Alo Adnan abi , abi benim iki nüfus cüzdanına ve pasaporta ihtiyacım var.....Abi resim bulamayız şimdi sana....Abi kız sarışın kahverengi gözlü beni zaten biliyosun...Tamam abi eyvallah.''
''Kiminle konuştun Uras?''
''Adnan abi tanır mısın?''Gözlerini kocaman kocaman açıp bana baktı.Sorusu dalga geçer gibiydi.Bende tekrar kollarımı önümde birleştirdim.Önüme döndüm.Gözlerimi karşıki koltuğun başlığına dikip cevar verdim.
''Malesef tanımıyorum.''
----
Havaalanına gelmiştik.Havaalanına girmeden önce alt taraftaki araba kiralama yerinde Uras'ın Adnan abi dediği adamla buluşacaktık.Hızlı adamlarla adama yöneldik.Uras gidip adama sarıldı.Ben uzakta kaldım.
''Adnan abi nasılsın?'' Adnan abi orta boylu minyon bir adamdı.Saçları beyazlamaya yüz tutmuştu.Yüzü ufaktı.Yine de çevik bir görüntüsü vardı.
''İyidir Uras'ım sen nasılsın?''
''Nasıl olalım Adnan abi.Kaçıyoruz işte.Nasıl olabiliriz.Getirdin mi bizim evrakları.'' Adam cebinden iki pasaport ve iki tanede nüfus cüzdanı çıkardı.
"Uras'ım bak benden söylemesi direk yurt dışına çıkmayın.Bence Mersin'e gidin hem benim orda boş bir evim de var veririm anahtarı orda kalırsınız.''
Uras elini beline koyup tam 45 saniye düşündü.
''Öyle mi dersin abi.Haklısın aslında.Abi ne kadar teşekkür etsem azdır.''
Uras eğilip adamın elini öptü ve alnına koydu.
''Hadi başbelası gidiyoruz.''
Uras'ın bu lafını kafama takmayarak Adnan abiye ufak bi bakış attım ve sırıttım.
Uçak biletlerimizi almak için havaalanının içine girdik.
-uçakta-
Uçaklardan nefret ediyorum,nefret ediyorum,nefret ediyorum.
Gerçekten uçaklara karşı aşırı bir fobim vardı.Ama artık her nasıl olduysa uçaktaydım. Urasla koltuklarımıza yerleştik. Uras kemerini bağladı.Hemen bir plan yaptım.
''Uras ben kemerimi bağlıyamıyorum. Yardımcı olur musun?''
Uras boş boş gözlerine bakarken ben de ellerimle sanki kemerle boğuşuyormuşum gibiu hareketler yapıyordum.
Uras kemerine doğru bir hareket yaptı.Üstüme yığılmış gibiydi.Bir eliyle soldaki kemeri tuttu diğer eliyle sağdakini almaya çalıştı. Ama sağ taraftaki koltuğun kenarına düşmüştü.Kemerin ucunu almak için eğildiğinde başı göğüs hizzamdaydı.Kemeri akdi ve birbirlerine soktu.Sonra birden başını kaldırdı ve burun buruna geldik.Kör şeytan ne kadarda yakışıklıydı... Sonra rahatsız olmuş gibi yerine geri çekildi.
Uçak yavaş yavaş pistte dönmeye başladı.Benimde kalbim göğüs kafesinde dönmeye başlamıştı. En sonunda uçak durdu.Sonra birden hızlandı ve titremeye başladı.Elim refleks olarak Uras'ın eline gitti.Elinin üstünden tutuyordum.Uçak hızlandıkça tırnaklarını Uras'ın etine geçiriyordum.Uçak en sonunda havadaydı.Ekimi çektim.Uras'ın yüzü buruşmuştu. ''Hazan ciddi anlamda belanı sikeyim.Cidden siktir ya.Elimi siktin.''
-Mersin-
Uçaktan ineli 2 saat olmuştu.Artık evdeydik.Adnan abininn avi 160 metre kare normal bir apartman dairesiydi.Sahil kenarındaydı.Sahil yolunun yanında Mado'nun üst katındaydı.Evin içi gösterişsizdi.Ben koltuğa uzanmıştım.Uras ise yatağa uzanmıştı.
birden Uras'ı kapının önünde gördüm.''Nereye gidiyorsun Uras?''
''Elinin körüne.''
Kapıyı çarpıp çıkmıştı, ne kadar da kırıcı biriydi.Sonra gözlerimi kapatıp uykuya daldım.
Kapının çarpma sesiyle uyandım.Uras kör kütük sarhoşdu.Hemen ayağa kalkıp yanına gittim.Kırmızı gözlerini gözlerine kitledi.
''Sen Olmasaydın hayatım bok olmicakti.Dicle'yi sen öldürdün.Her yerde bizi arıyorlar.Taksici bizi ihbar etmiş.Kendinle birlikte beni de yaktım Allahın belası.''
Aniden beni kollarından tutup duvara sabitledi.Vücudunun ağırlıgıni üstüme vererek beni duvara sıkıştırdı.
''Uras yapma .Uras dur ne yapıyosun?''
''Şu ana hep işlerime burnunu soktun, şimdi ben sana başka bişe sokucam.''
Ağırlığını üstüme verdi.Bacaklarımı ayırdı.Bir yandan boynumu oluyordu.
Gözlerinden yaş gelmeye başlamıştı.Bu hiç de hayallerimdeki gibi değildi.Birden bacak adamın yırtılırcasına acıdığını hissettim.Kasıklarıma bir ağrı hissettim.Uras bir tempo tutturmaya başlamıştı.Beni kucağında yatağa taşıdı.Cırpınıyordum ama güçlü kollarından kurtulmak imkanasızdı.Beni yatağa yatırdı.Başını vajinama doğru götürürken başına bi tekme savurdum.Tam alnından vurdum.Geriye doğru savrulunca hemen yataktan kalkıp kapıya koştum.Merdivenleri ayaklarım götüme vura vura indim.O anda üstümde elbisem olduğu için Allaha sükrettim.Sahile doğru koştum ne yapacağını bilmeden kasıklarimda ağrıyla koşuyordum.Durmadan.