0.4

242 14 13
                                    

4. Bölüm

"Hayır, hoşlaşmıyorum." 

Multimedia: Mami

📚📚📚📚

"Ya ödevini de, öğretmenini de, Ayşen'i de, edebiyatı da, gelmişini de geçmişini de si-"

Elimle ağzını kapatıp cümleyi tamamlamasına izin vermedim.

"Sakin ol şampuan ya."  diğer koltukta duran telefonumun yanına gidip saate baktım.

12.43

"Yuh anasının dantelli donu!"

Sevgilim Adöncük 🌸

Bi de seninle uğraşmıyayım ya.

"Dersin bitti mi diye merak ettim."

"Hallediyoruz bir şekilde uyu sen, merak etme"

Dershanede söyledikleri için hâlâ kırgındım ona.

"İyi geceler o zaman."

"Sana da."

Telefonu kapatıp koltuğa attım. Yanımda duran Mami'nin dizine yatıp konuştum.

"Ne kaldı geriye şimdi?"

Mami bize geleli 1 saat olmuştu ve ortaya doğru düzgün bir ödev çıkartamamıştık. Mevlana ve Yunus Emre hakkında 1'er tane pano hazırlayıp, haklarında 5'er şiir bulacaktık. Aslında ikimizin ödevi de ayrıydı ama Mami, benim tek yapmayacağımı bildiğinden beraber yapmamızı söylemişti.

"Sadece 2 tane şiir yazdık Gece."

"Biz ne bok yiyeceğiz ya?"

Koltuktan kalkıp mutfağa doğru ilerledim.

Karnım acıktı. Yiyecek bişeyler bulmalıyım. Çekmecelerde bisküviler vardı. Heh evet. Mm en sevdiğim. Yok bunlar en sevdiğim değil. Yok yok en sevdiğim. Öf beynim..

Küçük tepsiyi masaya koyup içine 2 tane bisküvi koydum. Bardaklara da meyve suyu doldurup geri döndüm salona.

"1 tane daha şiir yazdım."

Sehpanın üzerine tepsiyi koyup Maminin karşısına oturdum.

"Ya, şiir yazılır bir şekilde. Panoları hazırlayalım."

Merdivenlerden ses geldiğinde kafamı merdivenlere doğru çevirdim. Annemi uyandırmıştık.

"Annem çok özür dileriz ya. Daha sessiz olacağız."

Annem gülümseyip koltuğa oturdu.

"Ayşen okula gitmeyip ödevi başkasına devrettiyse, siz de başkasına devredin. Yarın okula gitmeyin."

Gözlerimi bölertip anneme baktım.

"Gerçekten mi?"

"Evet. Muhammed'in annesiyle ben konuşurum."

Anneme sımsıkı sarılıp konuştum. "Ya çok saol annelerin annesi."

"Tamam kız, sakin ol. Muhammed sende burda yatarsın oğlum. Olur dimi?

Mami elini ensesine atıp utangaç bi şekilde gülümsedi. "Teşekkürler efendim. Bizi böyle bişeyden kurtardığınız için. Söz veriyoruz yarın bu ödev işkencesi bitmiş olacak."

"Size inanıyorum. Hadi Gece, sen odana."

Telefona uzanıp cebime koydum. Koltuktan kalkıp Sarma'ya doğru ilerledim. Kucağımda Sarma'yla beraber merdivenlerden çıktım.

Biraz oturup Sarma'yla konuşacağım. Delirdiğimi düşünmekte serbestsiniz. Yo hayır, değilsiniz.

Odama girip kapıyı kilitledim. Kapının arkasına bağdaş kurup Sarma'yı da önüme koydum.

"Aden'e olan birazcık hoşlantım bugün daha çok azaldı Sarma. Sanki, uzaktan uzağa hoşlaşmak daha iyiymiş."

Sarma'dan cevap beklercesine bir süre baktım.

"Bilmiyorum, kafam çok karışık. Keşke hiç sevgili olmasaydım."

Biraz daha bakıştık.

"Ne? Ne var? Bulut mu? Peh!" elimle havayı salladım. "Çocuk yakışıklı evet ama uzakta. Yapma etme, uzaktan mesafe mi olurmuş?" diyip Sarma'ya doğru eğildim.

"Hayır, hoşlaşmıyorum."

Aynı zamanda telefonum 1 kere çalıp kapandı.

Hangi fakir bu ya?! Allah'ın fakiri. Fakir fakir arıyor. Fakirlerle ne işim olur benim. Fakirsen arama ne arı- HASSİKTİR!

"BULUT! BULUT ARAMIŞ!"

Şimdi, kalbim teklemedi desem yalan olur.

Telefonumun tuş kilidini açıp ekrana öylece baktım.

Sesini daha önce duymamıştım. Grupta sırf onunla diyaloga girmek için yaptığım saçmalıklar ve fotoğrafına günde 8 defa bakmaktan başka bişey gerçekleşmemişti henüz.

Sesini de merak ediyorum açıkçası.

Sarma'ya dönüp bön bön baktım.

"Bakma bana öyle zalım."

Bulut aranıyor...

📚📚📚📚

Allağğh bugünün 3. Bölümü bu 😂

Oylarınızı ve yorumlarınızı esirgemeyi unutmayın 🌸

Seviyorum sizi!

832 KilometreHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin