aileen wourson

8 1 0
                                    

Karanlık ve Acı Dolu Yaşamıyla Yüzyılın En Tehlikeli Kadın Seri Katili: Aileen Wuornos
Karanlık ve Acı Dolu Yaşamıyla Yüzyılın En Tehlikeli Kadın Seri Katili: Aileen Wuornos


Aileen Wuornos, hayatı filmlere konu olan, hikayesinin her bir detayı nedeniyle Elizabeth Bathory'den sonra belki de tarihin gelmiş geçmiş en tehlikeli kadını olarak görülen bir seri katil. Onu daha ilginç yapansa, dönüştüğü cani kişiliğin arkasında yatan hayat hikayesi.

"Yaptığım her şeyin altında korkunç bir öfke yatıyor. İdam edilmem gerek; çünkü hapisten çıkacak olursam yine cinayet işlerim."

Wuornos, tehlikeli olmasının yanı sıra tüm seri katiller arasında yaptıkları nedeniyle belki de en az nefret edilen isimlerden biri.

Wuornos, tehlikeli olmasının yanı sıra tüm seri katiller arasında yaptıkları nedeniyle belki de en az nefret edilen isimlerden biri.
Birçok kişi tarafından sempati duyulan, bazı psikoanalistler tarafındansa cinayetlerini zevk için işlemediği gerekçesiyle seri katil olarak bile kabul edilmeyen Wuornos; bu bakımdan en ilgi çekici hikayelerden birine sahip. Peki bu durumun nedeni ne, onun diğer seri katillere göre daha az nefret toplamasının ardında ne yatıyor? Tüm bunları anlamak için öncelikle hayat hikayesine kısa bir göz atmak gerekiyor.

Wuornos, 1956'da ABD'de doğduğunda anne ve babası çoktan ayrılmıştır bile.

Wuornos, 1956'da ABD'de doğduğunda anne ve babası çoktan ayrılmıştır bile.
Annesi Wuornos'a hamile olduğunda henüz 15-16 yaşlarında bir genç kızdır. Babası ise o dönem çocuk tacizinden, yani bir diğer deyişle pedofili suçundan hapishaneye girer ve sonraları kendini asmak suretiyle intihar eder. Henüz daha 4 yaşındaykense, annesi de geride bir not bırakıp onu terk eder. Alkol sorunları bulunan büyükannesi ile büyükbabasının yanında yaşamaya başlayan Aileen, bu dönemde büyükbabası tarafından sık sık taciz edilir. Tüm bu yaşadıkları yetmezmiş gibi bir de henüz 14 yaşındayken, büyükbabasının bir arkadaşı tarafından tecavüze uğrar.

Başına gelenler bu kadarla sınırlı kalmaz Aileen'ın.

Başına gelenler bu kadarla sınırlı kalmaz Aileen'ın.
Nitekim kendisi bu tecavüz sonucunda hamile kalır. Gayri meşru bir çocuk dünyaya getirdiği için de büyükannesi ve büyükbabası tarafından evden kovulur. Daha çocuk yaşında üst üste hayatın sillesini yiyen Aileen, hayatta kalmak için hurda bir arabanın içinde yaşamaya ve para kazanıp karnını doyurabilmek için hayat kadınlığı yapmaya başlar. Bu dönemde madde bağımlılığıyla da boğuşmaya başlayan genç kadının uyuşturucu ve alkol kullanımı üst düzeye çıkar.

Aileen, 20 yaşına geldiğinde 70 yaşlarındaki zengin bir adam ile evlenir.

Aileen, 20 yaşına geldiğinde 70 yaşlarındaki zengin bir adam ile evlenir.
Böylece sosyete dergilerinde bile haber olan genç kadının evliliği, eşini bir kavga sırasında bastonla dövdüğü gerekçesiyle sadece 1 ay sürer. Tüm bu süreç sonundaysa yine yalnız başına kalır. 1986 yılında ise Tyria Moore isimli bir kızla tanışır ve ona aşık olur, sonrasında da ilişki yaşamaya başlarlar. Dört sene Moore ile birlikte yaşayan Aileen, evi geçindirmek için hayat kadınlığı yapmaya da devam etmektedir.

Gelelim Wuornos için bardağı taşıran son damlaya.

Gelelim Wuornos için bardağı taşıran son damlaya.
1989 Aralık ayının soğuk bir gününde, 51 yaşındaki bir adam Wuornos'u arabasına alır. Aralarında çıkan bir tartışma, adamın Aileen'i bağlamak suretiyle tecavüzüne kadar gider. Kendisini müdafaa etmeye çalışan Aileen, son çare olarak adamı silahla öldürür. Bu şekilde ilk cinayetini işleyen 33 yaşındaki kadın, cesedi ormanlık arazide bıraktıktan sonra arabayı alır ve kaçar. Çok sonradan yapılan araştırmalarda, adamın daha önce de tecavüz suçundan 10 yıl hapiste yattığı ortaya çıkarılır.

Bu cinayetten sonra zaten karanlığa gömülmüş olan hayatı iyice allak bullak olmaya başlar.

Bu cinayetten sonra zaten karanlığa gömülmüş olan hayatı iyice allak bullak olmaya başlar.
Sırasıyla kendisiyle para karşılığı birlikte olan 43 yaşındaki David Spears'ı, 40 yaşındaki Charles Carskaddon'u, 65 yaşındaki Peter Siems'i, 50 yaşındaki Troy Burress'i, 56 yaşındaki Charles Humphreys'i ve 62 yaşındaki Walter Jeno Antonio'yu öldürerek bir seri katile dönüşen Wuornos, 2 yıl içerisinde işlediği bu seri cinayetlerin tümünde silah kullanmış ve cesetlerini genellikle ormanlık alanlarda bırakarak kaçmaya devam etmiştir.

Wuornos'un yakalanma sebebi de adeta hayatının acı bir özeti gibi olmuştur.

Wuornos'un yakalanma sebebi de adeta hayatının acı bir özeti gibi olmuştur.
Nitekim aşık olduğu ve dünyada güvendiği tek kişi olan sevgilisi Tyria Moore, Wuornos'u polislere ihbar eden ve aleyhinde tanıklık yapan kişinin ta kendisidir. 7 kişiyi öldürdüğü söylense de cesetlerden ikisinin bulunamaması sonucu 5 kişiyi öldürme suçundan yargılanan Wuornos, mahkeme tarafından idam cezasına çarptırılır.

"Ben masumum. Umarım size de tecavüz ederler bok çuvalları!"

"Ben masumum. Umarım size de tecavüz ederler bok çuvalları!"
Bu tarihe geçen ünlü cümle, Aileen'ın kararı duyduktan sonraki tepkisidir. Karar sonrasında 9 Ekim 2002'de idam edilen Wuornos, acılarla dolu yaşamının ardından geriye oldukça tartışmalı bir seri katil hikayesi bırakmıştır.

Aileen Wuornos, ölümünün ardından Charlize Theron'un başrolde oynadığı ve Oscar ödülü kazandığı 2003 tarihli "Monster" isimli muhteşem filme, "The Selling of a Serial Killer" isimli belgesele ve "American Horror Story: Hotel"e konu olmuştur.

Ailesiz büyümüş, daha çocuk yaşında defalarca kez tacize ve bir kere de tecavüze uğramış, evinden olmuş, sokaklarda yaşamış, bir kez daha tecavüze uğrayacakken son çare olarak kendini savunması nedeniyle hayatı toptan kararmış, son olarak da güvendiği tek insan tarafından da ihanete uğramış, 7 insanı öldürmüş bir seri katil... Özetle; neresinden tutsanız elinizde kalan, kimsenin haklı olmadığı, kapkaranlık bir hikaye

katiler ve korkunc hikayelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin