26-

9.2K 575 46
                                    

Bir günde +50 olduk bee! Bu şuanki durumumuza göre mükemmel bir şey. Teşekkür ederim Asi Dövüşçülerim, İyiki varsınız.😘
Bu sefer hedefi biraz attırıyorum vee,
+53 yapıyorumksiwpeldkdksjs.
Çok yükseldiğini biliyorum ama hallederiz bence.(;
Neyse, uzatmayayım. Keyifli okumalar. Vote ve yorumu unutmayın, her yorumu okuyup cevap veriyorum.😘
___

O gün Barlas'la gitmemiştim. Evet belki görünürde öyle gibi görünüyorduk ama o cam kapıdan çıktığımızda Barlas odasına bense yatakhaneye gitmiştim. Öyle bişey yapmazdım. Her ne kadar Yiğit'i çıldırtmak istesemde Barlas hala geçmişimin en büyük katiliydi. Bu adamla bir gece geçirmek kendimden nefret etmemi de sağlardı.

Yiğit'i yaralamıştım. Onun bana hiç bir zaman yapmadığının aksine geçmişini yüzüne vurmuştum. Belki ileri gitmiştim biraz, biraz da barışmamızı imkansıza çekmiştim. Ama biz başından beri böyleydik. Birbirimizi parçalar, yine birbirimize gelirdik.

Bu seferki farklı olucaktı. Yiğit'in de beni affetmesi gerekiyordu. Belki affetmezdi. Belki bu da burada biterdi.

Şimdiyse yatakhanede Hera'yı bekliyordum. Kahvaltıya inecektik ve o her zamanki gibi hazırlanamıyordu. Ama Hera'da dün yaptığımdan dolayı bana tavır almıştı.

Üstüne dövüş kıyafetlerine giyip, yanıma ulaştığında suratı beş karıştı. Sabah uyanıncada günaydın bile dememiş, car car da konuşmamıştı. Beraber yatakhaneden çıkıp merdivenlere yöneldiğimizde, artık buna bir son vermeyeliyiz diye düşündüm.

"-Bu sinir bozuculuğunu neye borçluyuz?" Diye sordum sıkıla sıkıla. Hera'yı böyle görmeyi sevmiyordum.

Cevap vermedi, sadece kafa sallamakla yetindi. O sırada erkek yatakhanesinin katına gelmiştik. Yeniden merdivenlere yöneldiğimizde,

"-Hera." Diye sitem ettim.

Sonunda o da sıkılıp bana döndüğünde;
"Dün ne yaptın sen öyle Dolunay?"

"-Ne yapmışım?"
Neyden bahsettiğini biliyordum ama aslını o bilmiyordu. Tabiki hiç sormadan sorgulayacaktı.

"Barlas'la gittin Dolunay. Yiğit'in sonradan ne yapabileceklerini umursamadan gittin."

"Sen gittikten sonra delirdi. Masaları ve sandalyeleri yıktı. Onu hiç böyle görmemiştim."

"-Yıktığı tek şey masa ve sandalye değil." Dedim kısık sesle duymaması için.
Ama Yiğit'in delireceğini biliyordum zaten. Önüne gelen bir iki kişiyi yumruklamış bile olabilirdi.

"Neden yaptın?"
"Neden Yiğit varken Barlas'la gittin?"
Demişti. Ama Barlas'la gitmemiş olsaydın bile Yiğit'le gitmezdim.
Ki Barlas'la gitmemiştim. Onlar öyle biliyorlardı.

"-Kimseyle gittiğim yok Hera, sadece siz öyle gördünüz." Dedim artık pes ederek. Çünkü o beni suçlamaya daha devam ederdi.

"Nasıl yani?" Dedi dedi şaşırarak.
O sırada yemekhane katına gelmiştik. Koridorda yemekhaneye doğru giderken Derin'i görmüştüm. Her zamanki gibi ağzını yaya yay gülüyordu.

"-Yiğit'i çıldırtmak istedim hepsi bu. Bahçeden çıkınca o odasına, bende hepiniz yatana kadar oyalandım. Sonrada yatakhaneye geldim işte." Dedim tüm olayı anlatırken.

Anlattıktan sonra hemen yüzü gülen Hera, bu duruma sevinmiş gibiydi. Ama zaten Barlas'la gitmeme ihtimal bile vermemeliydi. En azından beni bu kadar tanıyor diye düşünüyordum.

"Ne yani sen, Barlas'ın odasında değil miydin?" Dedi yüzü gülerken, ve de şaşırmışken.

"-İstediğim tek şey Yiğit'i süründürmek Hera. Barlas'sa sadece bir piyon."
Dedim yemekhaneye ayak basmışken. Hera bunları duyunca sabahki halini unutuvermişti. Şuan gülüyordu.

ASİLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin