ÖZEL BÖLÜM-1

5.8K 296 27
                                    

Uzuun zaman olmuştu Asilerim:*
Keyifli okumalar...

__
5 YIL SONRA DOLUNAY'DAN

''Suzan, adamı hastanelik etmişler.'' dedi Cenk arkamda dururken. Ne olursa gelip bana haber verme göreviyle yükümlüydü ama bazen en küçük şeyleri sorması beni bunaltıyordu. Başından beri belli kurallarımız vardı, bunu en iyi o bilirdi.

''Napalım?'' diye sordu sanki napıcağımızı bilmiyormuş gibi. İşin başında benim olmama rağmen benden daha temkinli ve dikkatliydi.
Camların arkasından baktığım manzaradan ayrılmak istemedim. Şehir ayaklarımın altındaydı ve deniz bütün şehri kaplıyordu. Denizi küçüklüğümden beri seviyordum. Eğitim bitti biteli, kendi ayaklarımın yeniden üstünde durduğumdan beri her boş zamanımda denize hala yüzmeye gidiyordum. Soğuk suyu severdim. En başından beri.

Manzaradan bir kaç dakika ayrılıp, arkamı dönerek Cenk'in göz hizama girmesine izin vererek. Mükemmel biçimli yüzü gözlerimi doldururken, yine her zamanki gibi bana bir şey hissettirmedi. Gözlerim dümdüz gözlerine bakarken,

"-Her zaman ne yapıyorsak onu yapın Cenk." Dedim,
"-Bunu artık sormaktan vazgeçmelisin." Diye de ekledim.
Bıkkınlığımı ona bir kez daha belirttiğimde, yine her zamanki gibi güldü. Klasikti.

"Patron sensin." Diyip sırıtarak kapıya doğru yöneldiğinde, çoktan gözden kaybolup beni yeniden odamda yalnız bırakmıştı.

Her zamanki olayı yapıcaklardı. Adamı alıp, her hangi bir hastanenin yakınına bırakıp gidiceklerdi. Adam da artık yardımı kendi eliyle bulacaktı. En azından diğer kafes dövüş klüplerine göre insaflıydık. Gidip ormana terketmiyorduk.
Doğrusu, benim klübüm varken diğerlerine dövüş klübü demek saygısızlıktı. Bu şehirde akla ilk ben gelirdim, 'dövüş klübü' denilince. Özellikle içinde kafes olanlarında.

Hayatımda herşey güzel gidiyordu. Kaç yıl geçmişti bilmiyordum, fazla kurcalamakta istemiyordum ama şuan 23 yaşındaydım.

Her yeni yaşımda, yanı başımdan birer eksilmişlerdi hayatımda hep olacağını sandığım kişiler. Ailem olarak gördüğüm, aslında benim başrolümde sadece piyon olan oyuncular.

Sadece Barış kalmıştı, sadece.
Onunla da yoğunluk nedeniyle görüşemiyorduk. Ya da o benimle eskisi kadar yakın olmak istemiyordu. Dövüşçülük kariyerini eğitimden ayrıldıktan sonra bitirmişti. Üniversiteye başlamıştı. Ve de bu sene bitirmiş, çoktan işini eline almıştı.
Doktor olmuştu, cerrah. Tabi şuan cerrah olması için önünde uzun yıllar vardı ama hep hayali olanı sonunda gerçekleştirmişti.

Doktorluğu arada bir işime yarıyordu. Her ne kadar eskisi kadar iyi olamasakta ne zaman başım sıkışsa gelir ve başımıza iş açıcak kadar kötü yaralı olanların haline bakardı. Bu konu da seviniyordum.

Diğerleriyse yoktu. Hera bile kalmamıştı. Onlarda Kaan'la ayrılmışlardı. Hera'nın bunu neden yaptığını bilmiyordum. Birbirleri için yaratılmışken, hiç bir şey yokken ortadan kaybolmuştu.  Bana da hiç haber vermeden çekip gitmiş ve arkasında bırakmıştı.
Aynı onun gibi.

Hera ve Yiğit'in yokluğunda Kaan'la birbirimize destek olmaya çabalamıştık ama  ikimizde becerememiştik. Kaybolmuştuk bir kere, bir tarafımız her zaman eksikti.
En azından onunla karşılıklı vedalaşarak ayrılmıştık. Ama arkadaşlığımız hiç bir zaman bitmemişti. Vedalaşırken bile kopmayacağımızı biliyorduk. Öyle de oldu. Ne zaman şehre gelse hemen benim yanıma uğradı.

O da hayalini gerçekleştiriyordu. Dünyayı geziyordu.

Beren ise zaten hiç bir zaman fazla içimizden olamamıştı. Her zaman aklı başka yerlerde, pahalı giysilerde, lüks partilerde ve lüks yaşamlardaydı. Öyle de oldu. Başka bir şehrin ileri gelen velihatlarından biriyle gününü gün ediyordu.

ASİLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin