Bölüm 5

3 1 0
                                    


Yalnız... yalnız kelimesi bile yalnız değil. Yalnızlık insanlar için hem iyidir hem kötüdür. Bazen düşünmek isteriz, bunun en iyi çözüm ise yalnızlıktır. Bazenleride kötü hissederiz, ağlayacak bir omuz ararız, işte burada yalnızlık dahada kötü hisettirir.

Ben beyaz gibiyim... masum, saf ve temiz... ama yalnızım, eğer yanıma başka bir renk gelirse kirlenirim. Masum, saf ve temiz olamam. Bi nevi yalnızlıga kendi ellerimle teslim olmuşum gibi.

Siyahta beyaz gibi yalnızdır. Hırcınlık, öfke ve kin vardır. Siyah, beyaz kadar yalnızdır ama beyazla sadece bu özellik dışında hiçbir ozlellik yoktur.
Siyah, beyaz gibi kirlenemez içine istediği kadar renk bulaştırsın siyah o rengi sadece üzerini örter yani yanına bir kişi gelerek yalnızlığını gidermeye çalışırsa olmaz sadece siyah olur. Siyah baskın olur.

Adamdan ayrılarak yüzüne baktım. Gözyaşlarını silip gülümsedi.

"Teşekkür ederim kızım"

"Bana kızınızı biraz anlatabilirmisiniz?" dedim teşekkürü faslını geçerek

Adam bunu beklemiyormuş gibi şaşırdı.
"Senin kadar güzel gözleri ve saçları vardı. Aslında sanki ikizi gibisin."dedi hayran bir şekilde bana bakarak.

Biraz utanmistim.

"Çok özür dileyerek soruyorum, kızınız ne zaman öldü?"

Adam biraz durgunlaşarak boş boş baktı yüzüme. Sonra irkilerek soruma cevap vermek için ağzını açtı.

"2 sene önce ölüm haberi geldi... Ben yurt dışındaydım. Adı D-"dediğinde sağ tarafımdan bir öksürük sesi duymamla o tarafa döndüm.

"Oktay Bey, önemli bir telefon var. Bakmanız gerekebilir." Dedi yapay bir şekilde öksüren kişi.

Adının Oktay olduğunu öğrendiğim kişi kafasını sallayıp bana gülümseyerek baktı.

"Seninle tanıştığıma memnun oldum küçük hanım"

"Bende memnun oldum, Oktay Bey"

Kafasını sallayarak ayağa kalktı ve arabasının arka koltuklarina doğru ilerledi ve kapısı açık olan arabaya bindiğinde araba çalıştırıldı.
Adam penceresini indirerek bana gülümseyerek başını salladıktan sonra ilerlemeye başladı.

Araba gitmeden öncede bende yapmacık bir gülümsemeyle başımı salladım.

Taksi çağırmadan önce derin bir nefes alarak ayağa kalktım.

Taksi geldiğinde binip saate baktim 12:10 idi. Okulun öğle arası olduğu için okula gidebilirdim.

Okulun adresini verip koltuğa iyice yayıldım.

Oktay denen adamın bana bu kadar sıcak gelemesinin sebebi neydi?

Camdan dışarı baktım. Bugün hava serin ama güneşliydi. Derin bir nefes aldım ve  havanın tadını çıkartmak için camı açıp rüzgarın içeri girmesini davet ettim.

Rüzgardan saçlarım savrulduğu için saçımı toplayıp bileğimdeki toka ile bağladım.

Taksi  5-6 dakika içinde okulun önüne geldiğinde taksici adama para uzatıp taksiden indim.

Sınıfa gitmek için merdivenlerden çıkarken sırtımda hissetiğim gözlerle arkamı döndüğümde Ali ile Arda bana bakıyorlardı. Gözlerimi devirip merdivenlerden çıktım.

Pantolonuma baktığımda mezarlığa gittiğim için toprak olmuştu.

Tuvalete ilerleyip kapıyı açarak içeri girdim. Suyu açarak yüzüme su çarptım. Kapı açılma sesi gelsede o tarafa dönmedim. Yine yüzüme 1-2 kere daha su çarptıktan sonra aynaya bakmak için kafamı kaldırdığımda aynada onu görmemle ağzımda değişik bir tat hissederek yutkundum.
Korksamda belli etmeyerek güldüm.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 17, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Serpilmiş Renkler (Gri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin